Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin sağlığında düzenlenen vekaletnameye dayanılarak ölümünden sonra bu vekaletnameye dayanılarak satış işleminin yapılmasına, dolayısıyla iptali gereken geçerli bir tasarrufun olmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre borçlu davalı ... mirasçılarına yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE 2-Davacı vekilinin borçlu davalı ... tarafından yapılan tasarrufa ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasından maksat 6183 sayılı Yasanın 28, 29 ve 30. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. 6183 sayılı Yasanın 28.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir....

    Mahallesi, 8307 Ada, 4 parselde kayıtlı taşınmazın davalı Mukkaddes'e devrine ilişkin tasarrufun hazinenin davalı ...'den olan 173.256,03.-TL tutarındaki alacağını karşılayacak miktarda iptaline ve davacıya bu miktar için cebri ... yetkesi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda dava kabul edildiği takdirde tasarruf tarihine kadar olan vergi borcu ferileriyle hesaplanarak bu miktar üzerinden tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir....

      Mahkemece, yapılacak iş, davalı ... hakkında şirket borcundan dolayı takip yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, şayet davanın kabulüne karar verilmesi gerekirse, davacı kamu idaresinin iptal edilen tasarrufun yapıldığı tarihteki kamu alacağının tesbit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak tasarrufun iptali veya bedele hükmedilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, asıl kamu borçlusu şirket hakkında tasfiye kararı olmadığı ve tahsil imkanı kalmadığının belgelenmeden davalı ... hakkında ödeme emri düzenlendiği, şirket hakkındaki takibin halen devam ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa’dan kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi gereğince (“6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”hükmünü içerdiğinden )kendisini vekille temsil ettiren davalı ... yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava; 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 27/01/2020 tarih, 2018/2794 Esas ve 2020/47 Karar sayılı bozma ilamında; "uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan vergi borçlarının ferileriyle birlikte belirlenerek bu miktar üzerinden davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptale karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davaya konu ... İli, ... İlçesi, ......

            Bu tür davaların görülebilmesi için borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılması, bu takibin kesinleşmiş bulunması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra gerçekleştirilmesi ve iptali istenen tasarruf tarihinden dava tarihine kadar da 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmemiş olması gerekir. Ancak 6183 sayılı yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davalarında, aciz belgesine gerek olmayıp, borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmesi yeterlidir. Açıklanan bu dava ön şartlarının bulunması halinde ise; mahkemece 6183 sayılı AATUH'nın 27,28,29 ve 30.maddelerinde yazılı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılıp belirlenmelidir. Somut olayda; davalı T4 kanuni temsilcisi ve ortağı olduğu dava dışı Loça Denizcilik ..... LTD. Şirketi ile Mercan Gemi.........

            ın halasının eşi olduğu ve 6183 sayılı Yasa'nın 28. maddesinde belirtilen akrabalık bağı bulunduğundan tasarrufun bağış niteliğinde olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Anılan yasanın 25.maddesinde tasarrufun iptali davasının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağı belirtilmiştir. Ayrıca, borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişi, borçludan aldığı malı üçüncü bir kişiye devrederse, alacaklı kötü niyetli dördüncü kişi veya mirascıları hakkında da iptal davası açılabilir. Somut olayda, dava konusu olan ve iptaline karar verilen tasarruf davalı borçlu .... Petrol Ürünleri Ltd. Şti. tarafından değil, anılan şirketin müdürü ve hakkında takip yapılan ... .... tarafından gerçekleştirilmiştir....

              Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu davalardaki amacın;borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasına,bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına ve uyuşmazlığının 5411 Sayılı Bankacılık Yasasından kaynaklanan bir itilaf olmamasına göre göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140.maddesi gereğince davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi...

                Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece de belirlendiği gibi bu tür davalar 6183 Sayılı AATUHK'nun 25 maddesi gereğince borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçılarına ve suiniyet sahibi diğer şahıslara karşı açılır. Borçlu ile 3.kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan borçlunun veya 3.kişinin dava dilekçesinde yer almaması halinde yer almayan tarafa dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Somut olayda davacı vekili temyiz dilekçesinde 13.2.2015 tarihinde dava dışı üçüncü kişi ... hakkında ......

                  Dairemizce 02/04/2009 tarih 2008/5825 Esas ve 2009/2025 Karar sayılı ilamda davanın 6183 sayılı AATUHK.nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu 506 SSK.nun 80.maddesinin 4.fıkrasında " Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı AATUHK.nun hükümleri uygulanır.” aynı maddenin 6.fıkrasında da " Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir." denildiği somut olayda daha önce iş mahkemesi sıfatıyla verilen karar Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 4.6.2007 tarih 2006/19988-2007/9206 E-K sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de görevin kamu düzenine ilişkin olduğundan ve kamu düzeni ile ilgili hususlarda usule ilişkin kazanılmış hak oluşmayacağından (HGK.nun 29.3.1995 tarih 14/855-242 Ek kararı) bahisle hükmün görev yönünden bozulmasına karar verilmiştir...

                    UYAP Entegrasyonu