Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava 6183 sayılı yasanın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davalı borçlu kamu borçlusu olup kesinleşen vergi borçları bulunmaktadır. Borcun doğum tarihinden sonra davaya konu 8 taşınmazı aynı gün 14.03.2008 tarihinde davalı 3. Kişilere devretmiş olup davalı ...'ye yapılan satış dışındaki devirlerde taşınmazların gerçek değeri ile tapudaki satış bedelleri arasında fahiş fark bulunmaktadır. Davalı 3. Kişiler borçlu ile aynı köyde ikamet etmektedir. Ayrıca davalı ...'de borçlunun eşinin kardeşidir. Yani davalı üçüncü kişilerin hepsinin davalı borçlunun ızrar kastını bilebilecek kişilerdendir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı borçlu ...’ün davacı kurumun mükellefi olduğunu ancak dava konusu taşınmazı diğer davalıya devrettiğini, 6183 sayılı Yasa uyarınca davalılar arasında kurum alacağını karşılıksız bırakmak maksadıyla yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller göre, davanın 26.12.2014 tarihinde açıldığı, hak düşürücü süre olan 5 yıl içerisinde açılmadığı gerekçesiyle İİK 284.maddesi kapsamında davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar ayni değil şahsi hakka dayandığından taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin HUMK'nun 13.maddesinin (6100 sayılı HMK'nun 12.maddesi) uygulanma imkanı yoktur. 6183 sayılı yasada iptal davası yönünden özel bir düzenleme bulunmadığından yetkili Mahkemenin HUMK'da yazılı genel yetki kurallarına göre belirlenmesi gerekir.(HUMK'nun 9,21.maddesi, 6100 sayılı yasanın 6,7.maddeleri) Somut olayda, dava önce davalıların ikametgah yeri olarak gösterilen Osmaniye Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış, anılan mahkemece taşınmazın bulunduğu yer itibarıyla Bitlis'in Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle 19.10.2010 tarihinde yetkisizlik kararı verilerek dosya Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan yetki itirazının birlikte ve HUMK hükümleri gereğince yapılması gerekir....

        Şti. tarafından değil, anılan şirketin müdürü ve hakkında takip yapılan ... tarafından gerçekleştirildiği, taraf teşekkülünün sağlanması mahkemenin resen ele alması gereken konulardan olduğundan, ...’ın davaya dahili için davacıya süre verilmeli ve taraf teşekkülü sağlandıktan sonra, davalıların vergi borcunu ödediklerine ilişkin iddiaların da araştırılarak davanın konusunun kalıp kalmadığı da değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği yönünde karar bozulmuştur. Bozmadan sonra mahkemece konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm ilam harcı yönünden davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir....

          Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasından maksat alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu tür davaların açılabilmesi için öncelikle borçlu davalı hakkında yapılıp kesinleşen bir icra takibinin olması gerekir. 6183 sayılı yasanın 26. maddesi uyarınca tasarrufların yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra bu maddelere istinaden dava açılamaz. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece resen göz önüne alınması gerekir....

            6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 5510 sayılı Yasanın 5754 S.K.'...

              Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi de sunmamıştır. Mahkemece, davalı ...'in taşınmazın teminat amaçlı olarak verildiği yönündeki beyanı ve borçlu ile davalı ...'in kuzen olmaları nedeni ile borçlunun mali durumunu bildikleri ancak taşınmazın davalı ... tarafından dava dışı ... Abut'a satıldığından davacı tarafından davanın ıslah yolu ile tazminata dönüştürüldüğünden 550.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ...'den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                Davalı ..., dava konusu taşınmazın iyiniyetle ve banka kredisi kullanarak aldığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek reddini savunmuştur. Davalı ... tebligata rağmen savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre borçlu ile kardeşi Yasemin arasındaki tasarrufun gerçek bir satış olduğu davalı ...’ün kötüniyetli olduğu ispatlanamadığı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATUHK’nun 24. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yasanın 30. maddesinde borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamını tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ve ne olursa olsun hükümsüz olduğu belirtilmiştir....

                  Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları icra takibine bağlı davalar olup, sonuçta verilen iptal kararı da icra takibindeki miktarla sınırlı tutulmaktadır. Bunun sonucunda da alacağın her hangi bir şekilde ödenmesi halinde davanın konusu kalmamaktadır. Somut olayda davacı İdare tarafından İcra takibine konu edilen borcun hükümden sonra tamamen ödenmiş olduğu davacı idarenin 07.07.2014 tarihli yazısından anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece, borcun ödendiğinin anlaşılması halinde dava konusuz kalacağından bu hususun göz önüne alınarak mahkemece borcun ödenmesi nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....

                    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2019 NUMARASI : 2017/548 ESAS, 2029/95 KARAR DAVA KONUSU : 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali KARAR : Tokat 1....

                    UYAP Entegrasyonu