Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ada, 7 Parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak, davanın reddine, ... İlçesi, ... Köyü, 224 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak, davanın kabulü ile takip konusu alacak ve feri miktarıyla sınırlı olmak üzere ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, ... Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın davalı ...'ın 22.01.2013 tarihinde davalı ...'a satmasına yönelik tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya bu taşınmazın haciz ve satışını isteme yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar ..., ..., ... Madencilik Pet. Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti., ... Pet. ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davacı ... prim ve damga vergisi alacağı nedeniyle takip yaptığını, alacağını tahsil edemediğini öne sürerek borçlu davalılar ...Madencilik Ltd. Şti. ve ...'...

    Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, davalı şirketler arasındaki organik bağ nedeniyle davanın 6183 sayılı AATUHK'nun 30. maddesi gereğince kabulüne, Ankara, Yenimahalle, Ergazi Mah. ... Ada, 2 parselde bulunan taşınmazın muvazaalı olarak satılmış olduğu anlaşıldığından bu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlerle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca Hazineden harç alınmamasına 23.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir....

        nun borçlarını bilebileceği bunun aksinin davalı tarafça ispatlanamadığı, tasarrufun alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu davaların görülebilmesi için diğer genel dava koşullarının yanında davacı alacaklının, davalı borçlu hakkında kesinleşmiş bir takibin bulunması dava koşuludur ve mahkemece resen araştırılması gereken bir husus olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın bozma nedenidir. Somut olayda, davanın dayanağı alacağın, dava dışı ... Orman Ürn. San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin ve ... İletişim Reklam Organizasyon Hizmet Ltd. Şti’nin vergi borcunu oluşturduğu, bu borçtan dolayı davalı ... aleyhine yapılmış ve kesinleşmiş takip bulunmadığı anlaşılmaktadır....

          Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece davalı ... tarafından diğer davalı ...'ya yapılan satışta bağış kastının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 6183 sayılı Yasanın 28/1 maddesine göre “üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlarıyla, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar” bağışlama hükmünde olup davalıların iyi niyetli olmaları önem arz etmemektedir. Somut olayda davalı borçlu Kamuran, davalı ...'in annesi olup, bu durum dosya kapsamı ve nüfus kaydından da anlaşılmaktadır....

            Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeliyle gerçek değeri arasında fahiş fark olduğu ve davalıların baba-oğul olması nedeniyle tasarrufun 6183 sayılı Kanunun 28. maddesi gereğince bağışlama hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı ...'nın Ankara, ... ilçesi, ... Köyü, 825 parseldeki 6900/557500 payının babası ...'a devrine ilişkin tasarrufun davacı yönünden iptaline, davacıya alacağın tahsili yönünden cebr-i icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yasanın 28/1.maddesinde borçlunun üçüncü dereceye kadar kan hısımlarıyla eşler veya ikinci dereceye kadar sıhrı hısımlarıyla yaptığı ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olup, iptale tabi olduğu belirtilmiştir....

              Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesine göre üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın) hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine göre davalılar vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir....

                Pala’nın borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 11 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilmekte olan kargir binanın 76/864 hissesi ve bu hisseye karşılık gelen zemin kat, 2 nolu meskenin kat irtifakına ayrılan 76/288 arsa payının 1/3 hissesinin vergi mütellefi ... tarafından davalı ...’na satışına ilişkin 19.3.2002 tarihli tasarrufun borçlu ...’nun 2002-2003 yıllarına ait vergi borcunun tahsili amacıyla 6183 sayılı Yasanın 30.maddesi gereğince iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATÜHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yasanın 25.maddesinde asıl borçlunun davalı olarak gösterilmesi gerektiği hususunda bir açıklık bulunmamasına rağmen İİK’nun 282.maddesi kıyas yoluyla uygulanarak 6183 sayılı yasaya göre açılan iptal davalarında da asıl borçlu davalı olarak gösterilmelidir. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir....

                  Mahkemece, tüm dosya kapsamından tasarrufun iptali davasının koşullarının oluştuğu, ivazlar arasında fahiş fark olduğu ve danışıklı devir olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı yasaya göre yapılan takipte borçlunun vergi borcunun tahsiline engel olmak için kardeşine yaptığı tasarrufun anılan yasanın 28/1.maddesi gereğince bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden davalı ...’in aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarının kabulü halinde takip konusu alacak ile tasarrufa konu şeyin bedelinden hangisi az ise o değer üzerinden harç alınması gerekir....

                    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu Ek tahakkukun henüz kesinleşmediği, tasarrufun iptali davasının haklı görülebilmesi için malı satan davalı şirketin mal kaçırma amacı olsa dahi satın alan davalının da bu durumu bilmesi veya bilebilecek durumda olmasının gerektiği, davacı tarafça buna ilişkin herhangi bir delilin ileri sürülmediği, yemin teklif etme hakkı hatırlatılmasına rağmen, yemin teklifi hakkının kullanılmayacağının belirtilmesi gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATUHK'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun istemine ilişkindir. Anılan mad- dede bu davanın amacının amme borçlusunun bu Kanunun 27, 28, 29 ve 30. maddelerde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptaline karar vermek olduğu açıklanmıştır. Bu tür davaların dinlenebilme koşullarından biri de borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olmasıdır....

                      UYAP Entegrasyonu