Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetin süresinde olduğu, şikayet olunan bankanın takibinin geçerli olduğu, tasarrufun iptali davası içinde tasarrufa konu taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati haczin İİK'nın 257. maddesinde düzenlenen hacizden farklı olduğu, ihtiyati haczin, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşeceği, şikayet olunan banka alacağının doğumunun ve takip tarihinin şikayet eden bankanınkinden önce olduğu, şikayet olunan banka lehine 31.08.2010 tarihinde ihtiyati haciz uyguladığı, tasarrufun iptaline ilişkin kararın ise 02.....2011 tarihinde verildiği ve bu tarihte kesinleştiği, şikayetçi bankanın ihtiyati haciz kararının ise 01.....2011 tarihli, tasarrufun iptaline dair karar ile haczin kesinleşmesinin 08.05.2012 tarihli olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekmektedir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere tasarrufun iptali davasında ön koşul davacının borçludaki alacağının gerçek olması gerektiğidir. Dolayısıyla eldeki dava konusu icra dosyasından, İzmir ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ......

      nin tasarrufun tarafı olamıyacağı anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç davanın niteliğine ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava İİY.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf ...'dan ...'ya satılan taşınmazın bedelinin gerçekte ... tarafından karşılandığını öne sürmektedir ve bu tasarrufun mal kaçırma niyetiyle yapıldığını açıklamaktadır. Bu tür tasarrufların iptali dava edilebilir. Mahkemece taraflara delillerini ibraz ve ikmal etmeleri için süre verilmeli, davacı tarafın yaptığı takipte geçici veya kati nitelikte aciz vesikası (İİK.nun 105 ve 143 maddeleri ) alıp almadığı üzerinde durulmalı, delilleri toplandıktan sonra yukarda değinilen maddeler kapsmamında inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve yanlış nitelendirme ile hüküm verilemez. Davacının temyiz itirazları yerindedir....

        Mahkemece davanın kabulüne, 8.836,23 TL faiz alacağının davacı ...’den alınarak davacıya verilmesine ve taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun da iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde hem İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca alacaklılardan mal kaçırma amacı ile yapılan tasarrufun iptali davası hem de asıl alacağına işleyen faizin belirlenerek alacak davasını birlikte açmıştır. Ancak İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olup yargılama usulleri farklıdır. Ayrıca tasarrufun iptali davası ile alacak davası arasında bir bağlantı da bulunmamaktadır. Bu nedenle faize ilişkin alacak davasının asıl davadan ayrılarak bağımsız bir dava olarak incelenip karar verilmesi gerekirken bu dava ile birlikte incelenip karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... Tekstil İth.İhr.San. ve Tic.Ltd.Şti.'nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı üç adet taşınmazı 7.12.2011 tarihinde borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, takip konusu alacağa ilişkin ilamın temyiz aşamasında olduğunu, aciz belgesi sunulmadığını, tasarrufun borçtan önce ve gerçek bedelle yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

            nun davalı borçlu şirketin eski ortağı olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalılar arasındaki dava konusu tasarrufun takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan önce doğduğunun davacı tarafından ispatlanmış olmasına, davalı ...'nun takip konusu borcun doğduğu tarihte borçlu şirketin ortağı olması nedeniyle, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun İİKn 280/1.madde gereğince iptale tabi bulunmasına göre, davalı ......

              Mahkemece, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığı, devredilen şirket hisselerinin devir bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu, sunulan belgelerin resmi nitelikte olmadığı ve hisse devrinin muvazaalı olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilme koşullarından birisi tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır. Bunun dışında, alacaklının borçluda gerçek bir alacağının bulunması, borçlu hakkında icra takibinin kesinleşmiş olması, borçlunun aciz halini gösteren geçici (İİK md.105) veya Kesin (İİK md.143) aciz belgesinin sunulmuş olması gerekir. Somut olayda, takip konusu borcun, karardan sonra 05.12.2013 tarihinde ödendiği ve takipten feragat edildiği anlaşılmaktadır....

                in eski eşinin durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK'nun 278/3-2 ve 280/1 maddeler gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davacının davalılar aleyhine İcra Müdürlüğünün 2011/16774 sayılı takip dosyası yönünden açtığı tasarrufun iptali davasının anılan takip dosyasına ilişkin açılan itirazın iptali davasının derdest olması, yargılama aşamasının farklı olması nedeniyle 2011/16774 sayılı takip dosyası yönünden açılan tasarrufun iptali davasının tefrikine, yargılamanın yeni esas üzerinden yürütülmesine, davacının davalılar aleyhine İcra Müdürlüğünün 2011/16773 sayılı takip dosyası yönünden açtığı tasarrufun iptali davasının kabulü ile dava konusu 4.6.2010 tarihli tasarrufun davacının 2011/16773 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2022 NUMARASI : 2022/601 ESAS, 2022/666 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine dayalı) KARAR : Turhal 2....

                  ------------tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da ------- görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nın 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde tasarrufun iptali talep edildiğine göre, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava değildir....

                    UYAP Entegrasyonu