Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, muvazaaya dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davanın açıldığı Karşıyaka 1.Asliye Hukuk Mahkemesince, dava sıra cetveline itiraz olarak nitelendirilerek davanın kabulüne karar verilmiş, davalının istinafı üzerine, İzmir BAM 17.Hukuk Dairesi'nin 2018/2573-2019/1891 Esas ve Karar sayılı istinaf kararı ile davanın muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olduğu, muvazaaya ilişkin delillerin toplanıp değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kaldırma kararı sonrası Karşıyaka 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.2.2020 tarihli 2019/576-2020/74 Esas ve Karar sayılı karar ile davanın kıymetli evrak niteliğindeki bonoya dayalı davalardan olduğu gerekçesi ile Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir....

    Davacı davalıya ait tapulu taşınmazı satın aldıktan sonra davalının alacaklıları tarafından açılan tasarrufun iptali davası sonucu taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verildiği, açılan ceza davasında davalı birlikte hareket ederek alacaklının zararına olarak mal kaçırma gayesi ile taşınmazı satın aldığına ilişkin delil elde edilemediğinden davacının beraatine karar verildiği,bilahare davacının taşınmazı icraen satış sonucu 7.700 YTL bedel ödeyerek 16.7.2002 tarihinde satın aldığı tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hakim dava konusu uyuşmazlığın hukuki tavsifini yaparak olaya ilişkin uygulanacak kanun maddesini araştırarak karar vermekle yükümlüdür.Somut uyuşmazlığın, davacının davalıdan satın aldığı taşınmazın davacının elinden mahkeme kararı ile alınması yani zabtı nedeniyle bu dava açıldığına göre zamanaşımı süresinin BK. 215/son maddesi hükmüne göre belirlenmesi gerekir....

      Ayrıca bir davada taraflarca öne sürülen maddi olayların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak 1086 sayılı HUMK'nun 76 ve 6100 sayılı HMK.nın 33. maddesi gereğince hakimin doğrudan görevidir. Somut olayda davacı vekili davalı ...'ın murisleri ...ye ait taşınmazları hileli yollardan satın alındığını, kendileri tarafından Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptal ve tescil davası açıldığını ve mahkemenin 2004/254 – 2007/451 sayılı kararı ile tapunun iptaline kendi adlarına tescile karar verildiğini ancak davalı ... ile eşi olan diğer davalı ...'ın davalılar ... ve ...'e muvazaalı olarak borçlanıp davaya konu ettikleri taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu belirterek icra takibinin iptali ile taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmişlerdir. Davacıların amacı kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri taşınmazlar üzerine muvazaalı icra takibi sonucu konulan hacizlerin kaldırılmasını sağlamaktır....

        Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. İİK'nın 282.maddesi gereğince borçlu ile borçlu ile hukuki işlemde bulunan üçüncü kişi mecburi dava arkadaşı olup davada haksız çıkmaları halinde yargılama giderinden birlikte müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan İİK.nın 283/1 maddesi gereğince davacı alacaklının tasarrufun iptali davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisi elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir....

          Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma toplanan delillere göre; davalılar arasındaki dava konusu tasarrufun muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 19.8.2008 tarihli satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davalı ... adına taşınmazın tesciline, davalı ...'...

            in davacıya olan borcunu bildiği halde kötüniyetli olarak markayı devraldığını görünürdeki devir işleminin muvazaalı olduğunu, bedelin düşük olması yanında ödemeninde gerçek olmadığını, tasarrufun taraflarının şirket ortaklığına dayalı bağlarının bulunduğunu ileri sürerek marka devir işleminin iptalini istemiştir. Eldeki davanın amacı davacının alacağının marka haczi yoluyla tahsiline yöneliktir. Bu hali ile İİK'nın 277 ve devam eden maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali benzeri bir iptal niteliğindedir. Ancak somut olarak BK 18. maddesinde düzenlenen muvazaa olgusuna dayanıldığından uyuşmazlığında bu hukuki niteleme üzerinden çözümlenmesi zorunludur. Mahkemecede; BK 18. maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de; böyle bir sonuç mevcut delil durumu ve hükme esas alınan bilirkişi raporu ile uyuşmamaktadır....

              Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/597 Esas 2010/657 karar sayılı ilâmı ile; Davanın mahiyetine göre 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ve 71. maddeleri gereğince, davaya bakma görevinin Fikrî ve Sinaî Haklar Hukuk Mahkemesine ait bulunduğundan görevsizlik kararı verildiği, ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 2010/56 Esas - 2011/215 Karar sayılı gerekçeli kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 2012/2655 Esas - 2013/6065 Karar sayılı 27/03/2013 tarihli kararı ile "Dava, davalılar arasındaki marka devrinin muvazaalı olarak, alacaklılardan mal kaçırma ve alacaklıları zarara uğratma kastı ile yapıldığı iddiasına dayalı marka devrinin iptali istemine ilişkin olup, 818 sayılı Borçlar Kanununun 18. ve İcra İflas Kanununun 278. ve devamı maddeleri hükümlerine dayalı olarak açılmıştır....

                Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19. ve İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davaları, şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu nedenle, tasarrufun iptali davaları, taraflar tacir olsa da TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava olarak değerlendirilemez. Esasen davacı alacağını tahsil etmek gayesi ile borçlunun tasarrufunun iptalini talep ettiğinden, bu tür davalar ----------açıklandığı üzere asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/183 sayılı dosyasının tasarrufun iptali davası olarak değerlendirildiği, Dairemiz tarafından da yerel mahkemece verilen kararın onandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği belirtilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Mahkemece karara esas alınan ... 4. Asliye Hukuk Mahkmesi’nin 2012/183 sayılı dosyası tasarrufun iptali talebi ile açılmış ve yargılama İİK 277 ve devamı maddelerine göre değerlendirilmiştir. Ancak eldeki dosyanın hukuki sebebi farklı olarak BK 19 a göre açılmıştır. Mahkemece hukuki nitelendirmesi farklı olan dava dikkate alınarak karar verilmesi doğru görülmediği gibi, BK'nun 19. maddesine göre dava açılabilmesi için davacının İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak davacının kesinleşmiş bir alacağa dayalı olarak kesinleşmiş icra takibi ve aciz belgesi varlığı da ön koşul değildir....

                    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan önce yapılmış olması nedeniyle ön koşul yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece de belirlendiği gibi bu tür davaların dinlenme koşullarından biri iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır. Somut olayda takip konusu borç 31.12.2012 ve 30.1.2013 keşide tarihli çeklere dayalı olup iptali istenen 17.12.2012 tarihinde başlatılan muvazaalı olduğu iddia edilen takipten sonra görünmektedir. Ancak ticari hayatta çeklerin de bonolar gibi vadeli kullanıldığı bilinen bir gerçektir....

                      UYAP Entegrasyonu