Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile;Dava konusu ... ili, ... ilçesi, Kültür Mahallesi 402 ada 9 parselde kayıtlı 4580 m2'lik taşınmazın satışına ilişkin 22/02/2013 tarihli ve 539 yevmiye no.lu işlemin (tasarrufun) davacı lehine, ... ... Müdürlüğü'nün 2013/765 sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; dava konusu muvazaalı tasarruf işleminin İİK'nun 277 ve BK 18 vd. maddelerine göre iptaline; ... ......

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı T5 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazlar tapuda davalı T5 adına kayıtlı olup, davalı Fevzi Kökçü'nün mülkiyet hakkı bulunmadığından dolayı mülkiyeti Zehra’ya ait tapuların satışına yönelik verilen kararın hatalı olduğunu, Davacı taraf dava dilekçesinde; öncelikle İİK göre tasarrufun iptalini, olmadığı takdirde BK 19. maddesi gereğince tapu iptal ve tescil talep etmesine rağmen mahkeme tarafından hukuki nitelendirmede hata yapılarak gerekçesinde BK 19. maddesine göre muvazaanın kabulü yoluna gidilmesine rağmen hükümde İİK göre tasarrufun iptaline karar verildiğini, davacının davası terditli dava olup mahkemenin hukuki nitelendirme ile bağlı olmamasına rağmen talep ile bağlı olduğunu, davacının davasının İİK göre tasarrufun iptali yönünden kabul edilmesi nedeniyle mahkemenin İİK göre tasarrufun iptali şartlarının oluşup oluşmadığını incelemesi gerektiğini, hem usuli...

    ın şufa hakkını yasaya uygun olarak kullanmamış bulunmasına göre davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK'nun 278 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarından amaç davacı alacaklının alacağının cebri ... yolu ile tahsilini sağlamaktır. Bu nedenlerle davanın kabulü halinde davacı alacaklının dava dayanağı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptali ile alacaklıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekir. Mahkemece, maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan tapunun iptali ile borçlu adına tesciline karar verilmesi doğru değildir. Ne varki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 16.03.2017 gün ve E.2015/434, K.2017/154 sayılı kararıyla davanın esastan incelemesi yapılarak 2 taşınmaza ilişkin tasarrufun iptali davasında 7 numaralı parsel ile ilgili olarak davanın reddine, 1 numaralı parsel yönünden davanın kabulü ile tasarrufun iptaline dair verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 28.01.2020 gün, E.2017/3931, K.2020/143 sayılı kararı ile “ Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 18.6.2014 tarih ve 2014/13108-2014/15087 sayılı onama kararı maddi hataya dayalı olup, maddi hataya dayalı onamadan dolayı usuli kazanılmış hak doğmaz....

        Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 18. maddesinde düzenlenen muvazaaya dayalı iptal davaları ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277 vd. maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davaları ile ilgili kavram ve yasal düzenlemelerin incelenmesinde fayda bulunmaktadır. 16. Mülga Borçlar Kanunu’nun (BK’nın) 18. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesi) maddesinde; “Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Tahriri borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisabeden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz.” hükmü ile genel muvazaa düzenlenmiştir. 17....

          vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunmasına bundan dolayı asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olup, somut olayda da dava bu tarihten sonra 29.07.2013 tarihinde İİK.nin 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi iken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... geri verilmesine, 03.03.2015 gününde karar düzeltme yolu kapalı olarak oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, davalı ... yönünden davanın geri alındığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden ise Dairenin 2013/8456 Esas – 14534 Karar sayılı kararına atıf yapılarak temlikten 50-55 yıl geçtikten sonra davacının eldeki davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 29. ve 33. maddeleri gereğince olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelemeyi tespit ederek uygulanacak kanun hükmünü bulup tatbik etmek hâkime aittir. ./.. Somut olayda; iddianın içeriğine göre davadaki istek, mirasbırakanın ölüme bağlı olarak gerçekleştirdiği tasarrufun iptali ile ilgili olmayıp, hukuksal dayanağını Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesi (mülga Borçlar Kanunu'nun (BK) 18. maddesi) ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararından alan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı alacaktır....

              Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davanın ön koşul yokluğunda reddinde isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin tüm dosya içeriğinde mevcut borçluya ait vekaletname de belirtilen adresinin 11.07.2012 tarihinde yapılan haciz adresinden farklı olup bu adreste bir haciz yapılmamış bulunması ve dava dilekçesindeki açıklamalardan davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunun net olmasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava ön koşulu yokluğundan red edildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesi gereğince davalılar vekili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16.07.2014 gün 2012/14 Esas 2014/463 Karar sayılı ilamı ile borçlunun bir kısım tasarrufları hakkında tasarrufun iptali kararı verildiği, anılan ilamda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri alacakları için şikayete konu .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/2715 Esas sayılı dosyasında ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmektedir. Tasarrufun iptali davasında hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti alacakları, ilk takip dosyasından bağımsız alacaklar olup anılan alacakların tahsili için başlatılan takipte tasarrufun iptaline konu mal dışında borçlunun diğer mallarının da haczi mümkündür. Mahkemece, bu husustaki şikayetin de reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hacizlerin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  Dava, ileri sürülüş biçimine göre, İİK'nun 277 ve devamı, olmadığı takdirde BK 19. Madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, davalı borçlu T7 tarafından 27.10.2017 tarihinde iptali istenen İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi, 851 Ada 4parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 39 numaralı bağımsız bölümün davalı T3 devredildiği, tarafların kabulünde olduğu üzere T3 tarafından da 13.11.2017 tarihinde davalı T5'a devredildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağının temini imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, ihtiyati haciz İİK'nın 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Bu gibi davalarda, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanması beklenemez....

                  UYAP Entegrasyonu