Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283 ve 284 üncü maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Mahkemece, davacının aynı konuda ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/24 Esas sayılı dosyasından tasarrufun iptali davası açtığı bu davanın mükerrer olduğundan bahisle HMK'nnu 114/I-1 maddesine göre davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Derdestlik, yani davanın görülmekte olması, 6100 sayılı HMK'nın 114/I-ı. maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava şartı olan derdestlik nedeni ile davanın reddi için iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Somut olayda, davacılar ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/24 Esas sayılı dosyasından ... 1.... Müdürlüğü'nün 2013/7165 sayılı takip dosyasındaki alacağın tahsili için davalılar arasındaki taşınmaz satışının iptalini istemiş, bu dosyada ise ... 19.......
Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında (ve muvazaa) ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca davacının dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir isteminin ihtiyati haciz olarak kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Emsal Yargıtay 17 HD.nin 2012/8174 Esas 2012/9903.Sayılı Kararı) Bu bakımdan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları doğrultusunda davacının talebinin ihtiyati haciz talebi olarak kabul edilmiş olup İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; tasarrufun iptaline konu taşınmaz devrinin borcun doğumundan önce yapıldığı, borcun doğumundan yaklaşık 2 yıl önce yapılan tasarrufun 2 yıl sonra doğan borç için muvazaa oluşturmayacağı, hal böyle iken davacının, davalılar aleyhine muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yararının olmadığı anlaşıldığından, hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. II. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafın istinafı: 5....
Açıklanan bu sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1- a-4 maddesi gereğince kaldırılması gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1- a-4 maddesi gereği esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06/04/2021 tarih, 2020/180 Esas 2021/101 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Tokat 1....
Mahkemece, davanın İİK'nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, ticari dava niteliğinde olmayıp genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunmasına bundan dolayı asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği ve öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olup, somut olayda da dava bu tarihten sonra 15.10,2015 tarihinde İİK.nin 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış bulunmasına göre davalı ......
Mahkemece, tasarrufun iptali davasının kabulüne, önalım davası yönünden ise konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararın, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01.12.2011 tarih, 2011/846 Esas-2011/11487 Karar sayılı ilamı ile "önalım davası ile tasarrufun iptali davasının tefrik edilerek esas hakkında karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece, ... tarafından ikame olunan tasarrufun iptali davasının tefrik edilerek ayrı esasa kaydedildiği ve davacı ...'in davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davacı ...'nın davasının ise kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 05.05.2014 tarih, 2014/822 Esas- 2014/5766 Karar sayılı ilamı ile "...Davacı ...'...
A.Ş'nin ticari amaçla kullandıkları kredi borcundan kaynaklandığını, vekil edeninin müteselsil kefil olduğu kredi teminat sözleşmesinin ise 23/12/2013 tarihinde akdedildiğini ve iptali istenen tasarrufun ise 21/01/2013 tarihli olduğunu, dolayısıyla iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan önce gerçekleştiğini, ayrıca mal kaçırma kastıyla yapılmış bir tasarrufun söz konusu olmadığını, tasarrufun alacağın muaccel olduğu tarihten önce yapıldığını, taşınmazların 18' inin birden devrinde hayatın olağan akışına aykırı bir durum olmadığını, zira bu taşınmazların bir bütünlük arz ettiğini ve satış bedellerinin ödendiğini, ödeme dekontlarının mevcut bulunduğunu, taşınmaz hisse satışının gerçek bir satış niteliğinde olduğunu, kaldı ki davacının aciz vesikası da sunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Maddesi (BK mad.18) gereğince muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmadığını, ayrıca bankaya yatırılan bedelin taşınmazın satışına ilişkin bedel olduğu, tanık beyanları ve ibraz edilen bir kısım banka dekontlarındaki ödemelerin ve ödeme tarihlerinin bir arada değerlendirildiğinde davalının savunmasının doğrular nitelikte bulunan bu delillere itibar edilmesini gerektiğini, itibar edilen bu delillere göre de davalı borçlu Özlem ile davalı ...'nin muvazaa yaptıkları iddiasının kanıtlanamadığı sabit bulunmakla açılan davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....
kalınmayıp aynı zamanda BK.19. maddeye de dayanılmış olup Yargıtay 17.HD.'...