ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2022 (Ara karar) NUMARASI : 2022/151 ESAS (DERDEST DOSYA) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali KARAR : Kahramanmaraş 6....
Mahkemece, tasarrufun iptali davasının kabulüne, önalım davası yönünden ise konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararın, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01.12.2011 tarih, 2011/846 Esas-2011/11487 Karar sayılı ilamı ile "önalım davası ile tasarrufun iptali davasının tefrik edilerek esas hakkında karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece, ... tarafından ikame olunan tasarrufun iptali davasının tefrik edilerek ayrı esasa kaydedildiği ve davacı ...'in davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davacı ...'nın davasının ise kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 05.05.2014 tarih, 2014/822 Esas- 2014/5766 Karar sayılı ilamı ile "...Davacı ...'...
Dava; ileri sürülüş biçimine göre TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan, muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteğine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK'nın 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Dava,alacaklının 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6111 sayılı yasanın uygulamasında, yapılandırmanın, davacı tarafça açılmış tasarrufun iptali davalarını durduracağı ya da ertelemesini sağlayacağı yolunda bir hüküm bulunmamasına göre davalıların aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168.maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 28/02/2012 gününde verilen dilekçe ile B.K'nun 18. maddesine dayalı muvazaaya dayalı satışın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine dair verilen 05/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, muvazaaya (BK. 18. madde) dayalı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. Mahkemece, dava şartı yokluğu sebebiyle istemin reddine karar verilmiş, karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar vekilerinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarının kabulü halinde, tasarrufun alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış istemi yetkisinin verilmesi gerekir. Dava bedele dönüşmesi halinde ise bu bedeli geçmeyecek şekilde alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptal kararı verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmek sureti ile infazda kuşku yaratması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden ,6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Bu durumda mahkemece dava konusu aracın davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya Mersin 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/11024 sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken kararda sadece tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değil resen bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendindeki “tasarrufun iptaline ifadesinden sonra gelmek üzere hükme “davacı alacaklıya dava konusu araç üzerinde Mersin 2....
Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında geçerli ve kesinleşmiş bir takibin varlığı da ön koşul olup, dava geçerli bir takibin olmadığından bahisle red edildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, mirasbırakanla davalı arasındaki sonradan tapuya işlenen bakım sözleşmesinin gereğinin karşılıklı olarak yerine getirildiği, raporlara ve tanık beyanlarına göre davalının mirasbırakana olağanüstü şekilde ölünceye dek iyi baktığı, yapılan tasarrufun bağış niteliğinde ya da muvazaa ile illetli olmadığı, ancak davada kademeli olarak tenkis de talep edildiğinden dava açan mirasçılar yönünden saklı paya tecavüz olduğu belirlenerek buna göre sabit tenkis oranında davacı mirasçıların saklı paylarının ayrı ayrı tespit olunduğu gerekçesi ile davacıların davalarının tenkis olarak kabulüne, davacıların tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali ile terditli olarak BK 19. Maddeye göre muvazaaya dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. 1- Davalının yetki itirazının değerlendirilmesi: Tasarrufun İptali davaları için yasada özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK'nun 6.maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı Yasanın 7/1. maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir....