Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283 ve 284 üncü maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 18. maddesinde düzenlenen muvazaaya dayalı iptal davaları ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277 vd. maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davaları ile ilgili kavram ve yasal düzenlemelerin incelenmesinde fayda bulunmaktadır. 16. Mülga Borçlar Kanunu’nun (BK’nın) 18. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesi) maddesinde; “Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Tahriri borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisabeden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz.” hükmü ile genel muvazaa düzenlenmiştir. 17....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 16.03.2017 gün ve E.2015/434, K.2017/154 sayılı kararıyla davanın esastan incelemesi yapılarak 2 taşınmaza ilişkin tasarrufun iptali davasında 7 numaralı parsel ile ilgili olarak davanın reddine, 1 numaralı parsel yönünden davanın kabulü ile tasarrufun iptaline dair verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 28.01.2020 gün, E.2017/3931, K.2020/143 sayılı kararı ile “ Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 18.6.2014 tarih ve 2014/13108-2014/15087 sayılı onama kararı maddi hataya dayalı olup, maddi hataya dayalı onamadan dolayı usuli kazanılmış hak doğmaz....
ın şufa hakkını yasaya uygun olarak kullanmamış bulunmasına göre davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK'nun 278 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarından amaç davacı alacaklının alacağının cebri ... yolu ile tahsilini sağlamaktır. Bu nedenlerle davanın kabulü halinde davacı alacaklının dava dayanağı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptali ile alacaklıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekir. Mahkemece, maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan tapunun iptali ile borçlu adına tesciline karar verilmesi doğru değildir. Ne varki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Hukuk Dairesi'nin ( örneğin 09.04.2007 tarih, 2007/2654-4665 Esas ve Karar sayılı) ve Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.04.2014 tarih, 2013/4-1016 Esas, 2014/436 Karar sayılı kararlarında "açılmış bir icra takibi olmasa bile tasarrufun iptaline karar verilebilceği" kabul edilmişse de; bu kararların hukuki dayanaklarının yeterli olmadığını düşünüyorum. Zira, bu gibi davalarda ne TBK 19. maddesindeki (eBK m.18) taraf muvazaası koşulları ne de İİK'nun 277. maddesindeki tasarrufun iptali davası koşulları mevcut değildir. Mevcut bir icra takibi olmadan alınacak tasarrufun iptali kararın infazı bile olanaklı olmayabilecektir. Açıklanan nedenlerle, birleştirilen davada verilen tasarrufun iptali hükmünün, davanın reddine karar verilmek üzere bozulması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun (2) numaralı bentteki düzeltili onama kararına katılmıyorum. 29.06.2015...
Mahkemece, davacının muvazaalı olarak davalı adına tescil ettirdiği taşınmazlar ile ilgili tapunun iptalini istediği ancak davanın temelinin 4721 sayılı Yasa'da düzenlenen mal rejimi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılamasına ilişkin kanun gereğince Aile Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının kendi muvazaasına dayalı olarak davalı adına yapılan tapudaki tescil işleminin iptalini istemiştir. Bu durumda davacının talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması ve BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir. Bu halde ise görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Taraflar arasında zaten var olduğu anlaşılan mal rejimi ile ilgili dava bu davanın sonucuna göre şekilleneceği açıktır....
Mahkemece, davalı ... yönünden davanın geri alındığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden ise Dairenin 2013/8456 Esas – 14534 Karar sayılı kararına atıf yapılarak temlikten 50-55 yıl geçtikten sonra davacının eldeki davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 29. ve 33. maddeleri gereğince olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelemeyi tespit ederek uygulanacak kanun hükmünü bulup tatbik etmek hâkime aittir. ./.. Somut olayda; iddianın içeriğine göre davadaki istek, mirasbırakanın ölüme bağlı olarak gerçekleştirdiği tasarrufun iptali ile ilgili olmayıp, hukuksal dayanağını Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesi (mülga Borçlar Kanunu'nun (BK) 18. maddesi) ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararından alan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı alacaktır....
Dava, ileri sürülüş biçimine göre, İİK'nun 277 ve devamı, olmadığı takdirde BK 19. Madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, davalı borçlu T7 tarafından 27.10.2017 tarihinde iptali istenen İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi, 851 Ada 4parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 39 numaralı bağımsız bölümün davalı T3 devredildiği, tarafların kabulünde olduğu üzere T3 tarafından da 13.11.2017 tarihinde davalı T5'a devredildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağının temini imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, ihtiyati haciz İİK'nın 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Bu gibi davalarda, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanması beklenemez....
Bu nedenlerle, iş mahkemesince tasarrufun iptali istemi yönünden taşınmazların devredildiği şirket ve kişiler yönünden dosya tefrik edildiğinden, başka bir deyişle iş mahkemesindeki dava işçi alacaklarının tahsili olarak devam ettiğinden, iş mahkemesinde aynı konuda açılmış bir derdest bir davadan bahsedilemeyecektir. Bu durumda yerel mahkemece yapılması gereken, muvazaaya dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasında, iptali talep olunan muvazaalı işleme göre borçlu ve borçlu ile işlemde bulunanların aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olması nedeniyle davaya dahil edilmelerini sağlamak, davacının işçilik alacağının tespiti ve tahsili için İş Mahkemesinde açtığı dava sonucunu beklemek, davacının alacağının belirlenmesi halinde işin esasına girilerek taraf delillerini toplamak ve oluşacak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir....
vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunmasına bundan dolayı asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olup, somut olayda da dava bu tarihten sonra 29.07.2013 tarihinde İİK.nin 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi iken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... geri verilmesine, 03.03.2015 gününde karar düzeltme yolu kapalı olarak oybirliğiyle karar verildi....