Davacı vekili tarafından her ne kadar mahkememize dava açılmış ise de; davanın İİK 277. md. gereğince açılan Tasarrufun İptali Davası olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/17-2389 Esas 2016/129 Karar sayılı ilamında özetle, "tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK'nın 19.maddesi gereğince ve İİK'nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK'nın 19.madde gereğince İİK'nun 283.maddesininkıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK'nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 Sayılı HMK'nın 2.maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kalmaktadır", denmiştir....
Elyaf A.Ş’nin istihkak davasına karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davası sonucunda kira sözleşmesi ile ilgili tasarrufun iptaline karar verilmiştir. Davacı ihtiyati haciz talebinde bulunurken BK.nun 179.maddesi hükmüne dayanmıştır. Devirle ilgili tasarrufun iptaline karar verildiğine göre davacı banka anılan hükme dayanarak ihtiyati haciz talep edemez. ... Elyaf A.Ş aleyhine verilen ihtiyati haczin kaldırılması açıklanan gerekçeyle yerindedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19. Maddedeki muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin dikkate alınmasının talep edilmesi hususları dikkate alındığında dosyayla ilgili olarak inceleme yapma görev ve yetkisi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. 3. Hukuk Dairesi tarafından bu husus gözden kaçırılarak açılan davanın muvazaalı işlemin iptali olarak değerlendirilip dosyanın dairemize gönderilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu benzer üç adet olayla ilgili olarak; 2020/26 Esas, 08/07/2020 karar sayılı kararında, 2020/25 Esas, 08/07/2020 kararında, 2020/47 Esas, 18/11/2020 sayılı kararında Dairemiz ile 3....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/340 ESAS- DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Malatya 2....
İİK'nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkında icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekmektedir. Bunun yanında her davada olduğu gibi tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için; alacaklının hukuki yararının da bulunması gerekir. Diğer bir anlatımla, giriştiği haciz yoluyla takip sonunda alacağın hiç veya kısmen karşılanmamış ve bunun da tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için özel dava koşulu olan kesin veya geçici aciz vesikasıyla kanıtlanması gerekir. Alacağını, haciz yoluyla takip sonucu borçlunun haczi olanaklı malvarlığından elde edebilecek durumda olan alacaklı, borçlunun malvarlığına başvurmak yerine tasarrufun iptali davasını açmayı tercih edemez....
Atalan tarafından açılan...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04.04.2013 tarih ve 2008/128 E.-2013/110 K. sayılı tasarrufun iptali ilamında davalı sıfatını haiz olup, takip dosyası üzerinden anılan tasarrufun iptali ilamına dayanılarak adına icra emri çıkartıldığından takibin tarafıdır. Bu durumda; şikayetçi üçüncü kişinin, takip dosyasındaki asıl alacak ve fer'ilerinden, tasarrufun iptali davasına konu taşınmazın değerini aşmamak üzere sorumlu olması nedeniyle icra müdürlüğü kararının iptalini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. O halde mahkemece, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
dosyasında tasarrufun iptali davası açıldığını, dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak diğer malik Meral Altun tarafından 26/06/2013 tarihinde Bakırköy 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/307 E. 2014/304 K. sayılı dosyasında tapu iptali ve tescili davası açıldığını ve dosyanın karara çıktığını böylelikle taşınmazının müvekkilini uhdesinden çıktığını, aynı taşınmaz ile ilgili olarak müvekkili aleyhinde birçok tasarrufun iptali davası açıldığını, Bakırköy 2....
Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih, 2016/2431 E. ve 2016/5353 K. sayılı kararında ise " davacının davasını özellikle BK'nın 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18.maddesindeki (Yeni TBK'nın 19.maddesi) genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, iptal kararı verilmesi halinde İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekir." şeklinde karar verilerek TBK'nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmiştir....
ya sattığını belirterek tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın tasarrufun iptali davası olduğu, İİK'nun 284. maddesine göre tasarruf tarihinden itibaren 5 yıl içinde açılması gerektiği, dava konusu tasarrufun 20.10.2006 ve 13.11.2006 tarihlerinde yapılmış olmasına rağmen davanın 08.03.2013 tarihinde hakdüşürücü süreden sonra açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde sadace borçlu tarafından yapılan tasarrufun takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali gerekmektedir. Mahkemece tapunun iptali ile borçlu Metin adına tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....