Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Öncelikle somut olayda dava ön şartlarından olan alacağın doğum tarihinin tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Davanın esasına geçilebilmesi için alacağın doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olup olmadığının tam olarak tespit edilmesi gerekir. Alacağı temlik eden bankadan bu hususta bilgi ve belgeler getirtilip değerlendirilmelidir....

Hukuk Dairesi'nin 06/01/2023 tarihli 2020/449 Esas 2023/22 Karar sayılı kararında özetle: Dava, TBK 19 madde ve İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ KARARININ GEREKÇESİ: Davanın konusu, terditli talepten birincisi İİK 277 vd. gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

Davalı ... vekili, iptali istenen tasarrufun borçtan önce mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan önce yapıldığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı davasını ister TBK’nun 19.maddesi isterse İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açmış olsun her iki dava açısından iptali istenen tasarrufun, davacının alacağından sonra yapılmış olması gereklidir....

    Kat 4 nolu bağımsız bölüme ilişkin tasarrufun TBK 19. Maddesi uyarınca iptali talep edilmiştir. Dava dışı Finansbank A.Ş. ile davalı borçlu arasında 13.04.2015 tarihinde 100.000.-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı borçlu hakkında Nevşehir 2. İcra Dairesinin 2016/2885 E. Sayılı dosyasıyla 107.727,77.- TL üzerinden 18.04.2016 tarihinde takibe geçildiği, takibin kesinleştiği, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği adresinde 25.07.2016 tarihinde tutanak tutulduğu, borçluya ait başkaca hacizli menkul ve gayrimenkul mal bulunmadığı, haciz tutanağının İİK'nun 105. maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, tasarrufun 02.12.2015 tarihinde yani borcun doğumundan sonra yapıldığı, davanın 5 yıllık hak düşürücü içerisinde 23.11.2020 tarihinde süresinde açıldığı anlaşıldığından dava ön koşulları gerçekleşmiştir. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. (818 s....

    Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemi ile açılmıştır. İİK'nın 281/2. maddesi "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. Bu itibarla; ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar yerinde bulunduğundan, davalı T6'in ihtiyati hacize itirazın reddi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur....

    1/4 hissesini diğer davalıya muvazaalı devrettiğini, amacın alacaklılara zarar vermek olduğunu ve yapılan işlemin iptale tabi olduğunu beyanla yapılan tasarrufun iptali ile ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır....

      Bu nedenle davalılar arasındaki tasarrufun iptali için gerekli şartların oluşması nedeniyle davanın kabulü yerine usulden reddine karar verilmiş olması hatalıdır. Bu itibarla, davacı vekili istinaf talebinde haklı olduğundan istinaf başvurusunun kabulü ile, belirtilen eksikliklerin düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, HMK'nun 353/1- b-3 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne ve tasarrufun iptaline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bodrum 3....

      Davalılar Mehmet ve T3 vekillinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın açılabilmesi için gerekli olan İİK 284.maddesindeki hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı tarafın iptalini istediği kooperatif hisse devir sözleşmesinin üzerinden 6 yıl geçtiğini, İİK 277 vd. maddelerine göre tasarrufun iptali davası açılabilmesi için iptali talep edilen tasarrufun borcun doğum tarihinden sonra yapılması gerektiğini, takibe konu senedin düzenlenme tarihinin 04.12.2013, davaya konu devir işleminin yapıldığı tarih ise 19.11.2013 olduğunu, dolayısıyla devir önce borçlanan bir şahıs bulunmadığı gibi borçlandıktan sonra bir tasarrufun da söz konusu olmadığını, tasarrufun iptali için muvazaalı bir devir gerektiğini, mahkemenin davanın reddine yönelik kararının yerinde olduğunu, ancak müvekkilleri Mehmet ve Çiğdem lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın istinaf talebinin reddine, vekalet ücretine yönelik yaptıkları...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Dairemizce verilmiş olan 28/06/2021 tarih ve 2021/1164 esas 2021/1369 kararsayılı kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkememizce verilen 14/07/2020 tarihli davanın kabulüne dair karar Samsun BAM 1. HD tarafından kaldırılmış, mahkememizce kaldırma ilamı doğrultusunda eksik kalan harç ikmal edilerek yargılamaya devam olunmuştur. Gerek İİK'nun 277 maddesine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan danışıklı işlemin iptaline ilişkin davada asıl amaç alacağın tahisilini sağlamaktır. Nitekim tasarrufun iptali davalarında İİK 283/1 maddesi doğrudan BK'na göre açılan davalarda kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekir.(Yargıtay 17....

      UYAP Entegrasyonu