Hukuk Dairesi'nin 2022/819 esas 2022/1046 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; Nam’ı müstear davasında borçlu ile nam’ı müstear arasında temsil ilişkisi olup, bu ilişki üçüncü kişilerden saklanmaktadır. Yani nam’ı müstear kendi adına borçlu namına hareket etmektedir. Yani görünürde hukuki ilişkiyi kendi adına yapmakta, üçüncü kişilere bu şekilde görüntü vermekte, iç ilişkide ise; borçlu namıma hareket etmekte, yani hukuki ilişki ile elde ettiği menfaati namına hareket ettiği borçluya devretme mükellefiyeti altına girmektedir. Bu ilişki alacaklılardan mal kaçırmak için uygulanmaktadır. Borçlu ile üçüncü kişi arasında hukuki ilişki bulunmadığı için tasarrufun iptali davası açılamamakta, muavaza nedeni ile iptal davası açılmaktadır. Borçlanma parası ile mal edinilmesinde borcunun dolaylı devri olarak değerlendirildiğinden, tasarrufun iptali davasına konu olmaktadır....
e karşı açılan tasarrufun iptali davasının tasarrufun iptalinin koşulları bulunmadığından özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının alacaklı olduğu senede göre takibe konu borcun, tasarruftan sonra doğmasına göre, davacı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 08/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın hesabına yatırılmak suretiyle yapılan ivazsız tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalı ...'ın banka hesaplarındaki paranın kendi parası olup borçlulara ait olmadığı, borçlu davalılara ait paranın bu davalının hesabına kaçırılıp aktarılmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Asıl dava 6183 sayılı Yasa'nın 79/6.maddesine göre açılan itirazın iptali, birleşen dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava, nam-ı müstear niteliğinde olan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir....
Dairemizin 25.09.2019 gün, 2016/19329 E- 2019/8483 K sayılı ilamı ile vekalet ücretinin maktu olması gerektiği gerekçesi ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, ilam ile ilgili davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. 1-Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....
vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyizine gelince; Tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından alacaklısını zarara uğratmak kastıyla gerçekleştirilen tasarruftan zarar gören alacaklının, borçlunun mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen kıymetlerin, tekrar borçlunun mal varlığına geçmesini sağlamak ve bu yolla alacağını elde etmek amacıyla açtığı davadır. Alacaklı tarafından açılan böyle bir dava ile cebri icra yolunun tamamlanması amaçlanır. Açılan dava kanıtlandığı takdirde tasarruf tamamen iptal edilmez. Sadece dava konusu mal borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış addedilerek, alacaklı bu malı haczettirerek sattırıp, satış bedelinden alacağını elde etme olanağını bulur. Dolayısıyla, tasarrufun iptali sadece, bu davayı açan alacaklının, kendisini zarara uğratmak kastıyla hareket eden borçludan cebri icra yoluyla alacağını tahsiline olanak sağlayan bir yoldur....
den satın alındığı, bu satışla ilgili banka kredisinin ... adına çekildiği ve kredi borcunun ödemelerine ilişkin olarak düzenlenen dekontlarda ödemenin anılan şahıs tarafından yapıldığının görüldüğü, kredinin borçlu tarafından çekildiği ve ödemelerin onun tarafından yapıldığına ilişkin olarak diğer bir ifade ile tasarrufun, nam-ı müstear şeklinde yapıldığına dair soyut iddiadan başka bir delil bulunmadığı, dava konusu taşınmazın borçlu tarafından satın alındığı ispatlanmadığından bu taleple ilgili davanın da reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra davalılar ..., ... ve davalı ...'la ilgili olarak dava konusu taşınmazla ilgili davanın reddine, icra dosyalarının temlikine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, davacı ...Ş. tarafından açılan davanın reddine, davacı ... tarafından açılan davanın HMK'nın 114/1-d maddesinde düzenlenen taraf ehliyetine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK'nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan nam-ı müstear niteliğindeki tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün 2016/5278 esas sayılı takip dosyası yönünden davalılar arasında 34 XX 398 plakalı araca ilişkin TASARRUFUN İPTALİ ile, İzmir 17....
Kural olarak cebri icra satışlarına karşı muvazaa iddiasıyla tasarrufun iptali davası açılamaz. Dolayısıyla davacının soyut muvazaa iddiasıyla açtığı davanın reddedilmesinde bir yanlışlık yoktur. Bu kuralın istisnası namı müstear şeklinde işlem yapılmasıdır. Ancak davacı tarafın namı müstear şeklinde muvazaalı işlem yapıldığına ilişkin bir iddiası/beyanı bulunmamaktadır. Dava dilekçesi içeriğinden ve sonraki beyanlarından böyle bir husus anlaşılmamaktadır. Kaldı ki namı müstear şeklinde işlem yapıldığı kastıyla davanın açıldığı kabul edilse bile dosyada bu iddiayı ispatlayan bir delil bulunmamaktadır. Sonuç olarak davacı vekilinin itirazları haksızdır. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere; 1- Bursa 5....