WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece taşınmazların düşük bedelle ve muvazaalı satılmaları nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalılardan ... vekili Avukat ... ile diğer davalılar ... ve ... vekili Avukat ... ’a 03.08.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise adı geçen davalılar vekili tarafından HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 09.09.2011 tarihinde verilmiştir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğundan HUMK 176/1 maddesi ve bu fıkranın 11. bendi uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK’nun 177. maddesi hükmü de uygulanmaz....

    Somut olayda; davacı tarafça İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkin şartların olayda gerçekleştiği hususunun ileri sürülerek taraflar arasında yapılan tasarrufun öncelikle İİK.'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince iptali ile cebri icra yetkisi verilmesine, bu talepleri yerinde görülmez ise tasarrufun TBK.'nın 19. Maddesine göre iptalini karar verilmesi talep edilmektedir. Davacı tarafça terditli olarak TBK.'nın 19. Maddesine göre tasarrufun iptali talebinde bulunulduğundan öncelikle ilk talep olan İİK.'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ile ilgili değerlendirmenin yapılması gerekmektedir. İİK.'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile ilgili olarak dairemizin görevi yoktur. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3....

    Yukarıda sayılan bu ön koşullardan “Tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olma ” koşulunun irdelenmesi ve alacağın gerçek olup olmadığı somut olayın çözümünde önem taşımaktadır. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, borçlu tarafından Tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olma hali ile dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Ayrıca; Davalı üçüncü kişi dava dayanağı alacağın gerçek olmadığı itirazını ileri sürmektedir. Bu itiraz neticesinde karara bağlanacak husus, davacı alacaklı ile davalı borçlu arasında gerçek bir alacak borç ilişkisinin olup olmadığının incelenmesidir. Bir başka değişle davalı üçüncü kişi, davacı alacaklı ile ilgili olarak taraf sıfatı itirazında bulunmaktadır. Zira tasarrufun iptali davasında davacı sıfatı borçludan gerçek bir alacağı bulunan alacaklıya aittir. Bu nedenle, sadece davacı alacaklı alacağının gerçek bir alacağa dayandığını bu nedenle taraf sıfatına sahip olduğunu ispatlamalıdır. (Yargıtay 17....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) -KARAR- Dava, İİK.277.maddesine dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 17.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 26.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra müdürlüğünün 2016/16947 Esas sayılı dosyasında alacağı karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul malvarlığı ile başkaca hak ve alacak bulunamadığını, borçlu adına dosyada taraflarınca haciz edilen taşınmaz bulunmuş ise de söz konusu taşınmazın kamu alacakları ve diğer alacaklarla haciz olup alacağı karşılayacak malvarlığının olmadığını ve aciz halinde bulunduğunu, davalının taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiğini ileri sürerek, öncelikle İİK. 277. ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptaline, olmazsa TBK. 19. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesini talep etmiştir HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, İİK.nın 277. Maddesi Uyarınca Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa TBK 19. Maddesi uyarınca Tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça öncelikle İİK.nın 277. Maddesi Uyarınca Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa TBK 19. Maddesi uyarınca Tasarrufun iptali talebinde bulunulmuştur....

      Mahkemece 1.6.2004 tarihli ara kararıyla Borçlar Kanunun 18.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davası ile İİK 277.maddesine dayalı tasarrufun iptali davalarının yargılama usulü birbirinden farklı olduğundan ve birlikte görülemiyeceğinden Borçlar Kanunu 18.maddeye göre açılan tapu iptali ve tescil davasının tefrikine, yeni esasa kaydına, tasarrufun iptaline ilişkin davanın bu esas üzerinden yürütülmesine karar verilmiş; tefrik edilen dosya üzerinden de Borçlar Kanunu 18.maddeye göre açılan dava, taşınmazın aynı ile ilgili olduğundan dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, mahkemenin yetkisizliğine karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. ......

        Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan .... Madencilik İnş. Haf. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında takip yapıldığını, takibin sonuçsuz kaldığını borçlu şirkete ait iş makinelerini düşük bedeller ile diğer davalı şirket ve şahıslara devrettiğini belirterek yapılan satışların BK’nun 19.maddesi gereğince iptali ile İİK’nun 283.maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olduğu, 27.08.2013 tarihli haczin aciz belgesi niteliğinde olmadığı ve kesin aciz belgesi de sunulmadığından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı borçlu ...'ın alacaklısından mal kaçırmak amacıyla Mersin ... Mahallesi 560 Ada 71 Parselde kayıtlı taşınmazını 12.08.2002 tarihinde oğlu davalı ...'a sattığını belirterek, tasarrufun iptalini, taşınmaz 3.şahsa satılmış ise bedelinin tazminat olarak tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın İİK 278/2. maddede öngörülen süre içinde açılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, tasarrufun borçtan 4 yıl önce yapıldığını, gerçek bir satış olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur....

            Kat, 7 nolu mesken taşınmazını babası olan diğer davalıya devrettiğini belirterek tasarrufun iptali ile taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep etmiştir. SAVUNMA :Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARININ ÖZETİ:Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/276 Esas sayılı derdest olan dava dosyasında;15.11.2021 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz istemini kabul etmiş, davalılar vekilinin itirazı üzerine ise istinaf incelemesine konu 19.01.2022 tarihli ara kararla; "-İİK.nun 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararı ile ilgili tasarrufun iptali davası kabul ile sonuçlandığı takdirde, alacaklı ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan tasarrufun iptali davasının açılmasından önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceğinden, anılan maddeye göre verilen ihtiyati haciz kararı, İİK.257 ve devamı maddelerinde yer alan ihtiyati haciz kararlarından farklıdır....

            Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde özellikle vurgulanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu