"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :...........Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, Bu tür davalar İİK 282. maddesi hükmü uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçıları aleyhine açılabileceği, kural bu olmakla birlikte yine anılan hükme göre davada kötü niyet sahibi üçüncü kişiler de davalı olarak gösterilebilir,somut olayda davalılardan ... doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi değil, tasarrufun iptali istenen taşınmazı üçüncü kişi davalı ...’den 07.07.2009 tarihinde satın alan dördüncü kişi...
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, davanın hibe tarihinden itibaren İİK 278.maddede belirtilen iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasından maksat 278, 279, 280.maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmetmektir. 284.madde gereğince bu davalar, tasarruf tarihinden itibaren beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılması gereklidir....
Hukuk dairemizin sayın çoğunluğu dahi, B.K nun 18. maddesine dayanılarak hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin kararlarda İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramaktadır. Bu uygulama dahi, B.K nun 18.maddesinin açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarının tek başına yeterli ve yasal dayanağı olmadığını göstermektedir. Ayrıca, hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali ile ilgili taleplerde İİK nun 277-282. maddelerinde düzenlenen ön koşullar açılan davalarda aranmazken İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramak kanaatimizce çelişkidir. Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz....
Maddesi uyarınca İPTALİNE, davacı tarafa Tunceli İcra Müdürlüğünün 2019/50 Esas ve 2019/51 Esas sayılı icra takip dosyalarında asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra ve satış yetkisi tanınmasına, Tunceli İli Atatürk Mahallesi 1508 Ada 1 nolu parsel 47 nolu bağımsız bölüm 4. kat'ın davalı T8 diğer davalı T3 satış yolu ile temlikine ilişkin tasarrufun İİK 270. Maddesi uyarınca İPTALİNE, davacı tarafa Tunceli İcra Müdürlüğünün 2019/50 Esas ve 2019/51 Esas sayılı icra takip dosyalarında asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra ve satış yetkisi tanınmasına, Tunceli İli Alpdoğan Mahallesi 283 Ada 78 nolu parsel 5 nolu bağımsız bölümün davalı T8 diğer davalı T9'a satış yolu ile temlikine ilişkin tasarrufun İİK 270....
Mahkemece yapılacak iş davacının tasarrufun iptali isteminin, tasarrufun iptali koşullarının oluşup oluşmadığının İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince iptale tabi olup olmadığının ayrı ayrı irdelenmesi, ortaya çıkacak duruma göre gerekçeli olarak bir karar vermek iken yazılı olduğu gibi gerekçesiz olarak hüküm tesisi doğru değildir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalılar ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. Kabule göre; İİK.’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Dava konusu 10 numaralı bağımsız bölüm yönünden davalı borçlu ya da diğer davalılar adına tapuda kayıtlı olmadığı belirtilerek red kararı verilmiş ise de, İİK 283/II maddesi gözetilerek bir değerlendirme yapılmaması da uygun bulunmamıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesi; taraflar ticari şirket olmasına rağmen ticari ilişkiye dayalı bir itilafın çözümünün istenmediği, talep konusunun muvazaa temeline dayalı İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış İİK hükümlerine ve TBK'nun 19 maddesi hükümlerine dayanılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davanın özü itibarıyla ticari nitelikte olmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İstanbul 19.Asliye Hukuk Mahkemesi ise; davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davanın taraflarının şirket olduğu,takip konusu alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava İİK 277. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Alacaklının bu tür bir iptal davası açabilmesi için elinde kesin (İİK 143) veya geçici (İİK 105) aciz belgesi bulunması gerekir. Bu belgenin davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra bile alınıp ibraz edilmesi yeterli olur. Bu husus dava ekonomisine uygun olup dairemizin yerleşmiş uygulamasıda bu yoldadır. Somut olayda davacı alacaklı 17.06.2008 tarihli kat'i aciz belgesini dosyaya sunmuştur. Tasarrufun iptaline ilişkin açılan davada aciz belgesinin yetersizliği ve geçersizliği tartışma konusu yapılamaz. Bu belge şikayet veya itiraz yoluyla tetkik merciince ortadan kaldırılmadıkça hukuken geçerliliğini muhafaza eder....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı sonrasında borçlunun evine 10.09.2021 tarihinde haciz işlemi ile gidildiği ve mahalde hacze kabil eşya olmadığı haciz tutanağına derç edildiğini, bu haciz tutanağının İİK'nun 105. maddesi mucibince İİK'nun 143 maddesi gereği geçici aciz vesikası hüviyetinde olduğunu, bu haliyle dosyada eksik herhangi husus olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. Dava, İİK'nın 277 vd maddeleri gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında; alacaklı davacının alacağının gerçek olması, kesinleşmiş bir icra takibi bulunması, alacaklının İİK.'nın 105. veya 143. maddesi uyarınca kat’i veya geçici aciz belgesi sunması, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması dava ön şartlarındandır....
Hukuk dairemizin sayın çoğunluğu dahi, B.K nun 18. maddesine dayanılarak hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin kararlarda İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramaktadır. Bu uygulama dahi, B.K nun 18.maddesinin açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarının tek başına yeterli ve yasal dayanağı olmadığını göstermektedir. Ayrıca, hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali ile ilgili taleplerde İİK nun 277-282. maddelerinde düzenlenen ön koşullar açılan davalarda aranmazken İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramak kanaatimizce çelişkidir. Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz....
Bundan dolayı davada İİK’nın belirttiği ve İİK 277 vd maddelerindeki davanın davalısı olan bir “borçlu” bulunmamaktadır. Açılmış bir davada doğacak olan hakka dayalı olarak İİK 277 vd maddelerindeki tasarrufun iptali davası açılamaz. Yukarıda açıklanan nedenlerle dava İİK 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali değil BK 18. maddesine davayı muvazaanın iptali davasıdır. Kural olarak üçüncü kişiler, muvazaalı muamele nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü; muvazaalı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişilerin muvazaalı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için, onların, muvazaalı işlemde bulunandan alacakları bulunması ve muvazaalı işlemin o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir....