Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dışı ... ...’un geçersiz bir vekaletname ile borçlu ... ...’a ait aracı sattığından 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek bir tasarrufun varlığından söz edilemez. Zira tasarrufun iptali davalarında amaç aslında geçerli olan bir tasarrufun iptali ile davacıya alacağını tahsil imkanı sağlamaktır. Ölüm ile vekalet ilişkisi son bulduğuna göre olayda hukuken geçerli bir tasarruftan söz edilemez....

    Dava dışı ... ...’un geçersiz bir vekaletname ile borçlu ...n’a ait aracı sattığından 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek bir tasarrufun varlığından söz edilemez. Zira tasarrufun iptali davalarında amaç aslında geçerli olan bir tasarrufun iptali ile davacıya alacağını tahsil imkanı sağlamaktır. Ölüm ile vekalet ilişkisi son bulduğuna göre olayda hukuken geçerli bir tasarruftan söz edilemez....

      Dava dışı ... ...’un geçersiz bir vekaletname ile borçlu ...’a ait aracı sattığından 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek bir tasarrufun varlığından söz edilemez. Zira tasarrufun iptali davalarında amaç aslında geçerli olan bir tasarrufun iptali ile davacıya alacağını tahsil imkanı sağlamaktır. Ölüm ile vekalet ilişkisi son bulduğuna göre olayda hukuken geçerli bir tasarruftan söz edilemez....

        Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 26.2.2009 ve 23.3.2009 tarihli gayrımenkul satışlarından doğduğu, borçlu hakkındaki takip konusu ilam ile icra takibinin kesinleştiği,alacağın gerçek olduğu, iptali istenen tasarrufun takip konusu alacaklardan sonra yapıldığı, davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır....

          Dava konusu araç, 05.10.2009 tarihli takipten ve 23.11.2009 tarihli hacizden önce 16.07.2009 tarihinde 2918 Sayılı KTK'nun 20/d maddesine uygun şekilde kasko değeri üzerinden borçlunun vekili tarafından davacı 3.kişiye satılmıştır.Davalı alacaklı vekili satışın muvazaalı olduğunu belirterek karşı dava olarak tasarrufun iptalini talep etmiştir.Ancak satış bedeli ile gerçek değer arasında misli fark bulunmadığı,3.kişi ile borçlu arasında yakın akrabalık veya borçlunun amacını ve durumunu bilen veya bilebilecek kişilerdan (Kötüniyetli 3.kişi)olduğu yönünden davalı alacaklı tarafından sunulmuş bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.Satışın salt borcun doğumundan sonra yapılmış olması, İİK 278,279,280.maddelerde sayılan iptal şartları oluşmamışsa tasarrufun iptalini gerektirmiyeceğinden mahkemece öncelikle mevcut delillere göre tasarrufun iptalinin gerekip gerekmiyeceği araştırılmalı ve sonucuna göre tasarrufun iptali davası yönünden olumlu olumsuz karar verilmesi, tasarrufun iptali davasının...

            Mahkemece 4. kişi olan davalıların kötü niyetli oldukları kabul edildiği halde, hüküm fıkrasında sadece tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken hem iptal hem de davalıların tazminata mahkum edilmeleri suretiyle HUMK.nun 388 ve 389.maddeleri hükümlerine aykırı bir şekilde terditli ve infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde, hangi davalılar arasında yapılan satış işleminin iptali gerektiğinin mahkemece açıkça belirlenmesi, taşınmazı en son elinde bulunduran davalının da kötü niyetli olduğu kabul edildiği takdirde tasarrufun iptaline, aksi halde taşınmazı elden çıkaran diğer davalılar yönünden satış işlemi iptal edilecekse bu davalıların taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihteki gerçek değerleri üzerinden ve alacaklı davacının icra takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekirken, yazılı olduğu üzere hem iptal hem de tazminata karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              Keza yasanın 30.maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan aynı yasanın 29.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır....

                bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır....

                  Diğer tasarrufun iptal sebepleri olan borçlu ile diğer davalılar arasında tasarrufun iptalini gerektirir bir akrabalık bağı olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. İİK'nun 280.maddesinin uygulanması için ise davacı tarafından davalı üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu ve alacaklılarından mal kaçırma amacını bilen kişiler oldukları somut olarak ispatlanmamıştır. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden tasarrufun iptalini gerektirecek bir sebep bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi sonucu itibarıyla doğru görüldüğünden dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 25.4.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Mahkemece davanın yazılı gerekçeyle reddine verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir....

                      UYAP Entegrasyonu