Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şubesine yapılan satışla ilgili 17.07.1988 tarihli alım fişine istinaden bu tarihten itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini talep ettiği, mahkemece ilk defa kurum tevkifatının yapıldığı 28.07.1997 tarihini takip eden aybaşı olan 01.08.1997 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verildiği halde hüküm fıkrasında 01.08.1998 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2 maddesinde "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir....

    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 18.08.1998 tarihinde tescil olunan limited şirketin kurucu ortağı olduğu, 24.07.2008 tarihli Bağ-Kur işe giriş bildirgesi ile 04.10.2000 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalılığına tescilinin yapıldığı, limited şirketin vergi kaydının res'en 31.12.2005 tarihinde terk olunduğu, 11.02.2013 tarihli Bursa Ticaret Sicil Memuluğu'nun yazısı ile davacının 18.08.1998 trihinde kayıt olduğunun, en son 23.07.2008 tarihli ortaklar pay listesinde adına rastlanıldığının bu tarihten sonra ortaklık durumuunun bilinmediğinin bildirildiği ,davacının Bağ-Kur sigortalılık kaydının 04.10.2000 tarihinde tescil olunup aynı tarih itibariyle 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesine göre durdurulduğu, 01.05.2008 tarihinden itibaren de devam eden Bağ-Kur sigortalılık kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. 1479 sayılı Yasanın 24/1-d maddesine göre, limited şirketlerin ortakları zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılır....

      Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, davacının düzenlemiş olduğu kur farkı faturasına itiraz edildiğini ve faturanın iade edildiğini, davacı tarafından sunulan sipariş formlarındaki imzaların davalı şirket yetkilisine ait olmadığını, davacı ile aralarında kur farkına dair yazılı bir sözleşme bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

        Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 22.3.1985-31.10.1987, 10.6.1997- 9.1.2001, 4.12.2006-27.03.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı ve 1.2.2001 ile 3.12.2006 tarihleri arasında Tarım Bağ-kur sigortalısı olduğu, 1.2.2001 tarihinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilinin yapıldığı, ancak önceki hizmetleri nedeniyle basamak intibakı yapılmayarak 1.basamaktan tescil edildiği, 20.2.2009 tarihli tahsis talebine istinaden kendisine 1.3.2009 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur kapsamında 6. basamak üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmıştır....

          Şoförler ve Otomobilciler Odasındaki kayıtlar usulsüz sayılarak, vergi ve diğer oda-sicil kayıtlarına göre Esnaf Bağ-Kur sigortalısı sayılıp, 01.01.1987 tarihinde başlatılan Tarım Bağ-Kur sigortalılığı da, 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmanın başladığı tarih gözetilerek, 31.03.1987 tarihinde sona erdirilip, yaşlılık aylığı tahsisi iptal edilerek, ödenen aylıkların borç çıkarıldığı görülmüştür. ./.. -2- Dosyadaki belgelerden, Kurum’un, yersiz aylıkların istirdadına ilişkin olarak ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin ... Esas sayısında dava açtığı anlaşılmaktadır....

            akdi ile çalışması sonucu bu tarihler arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığın iptaline karar verildiği anlaşılmıştır....

              - K A R A R - Davacı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında bir ticari ilişki bulunduğunu ve kur farkı alacağı için düzenlenen faturaların davalı tarafa noter kanalıyla bildirildiğini, ödeme yapılmayınca ... 9.İcra Müdürlüğünün 2015/9685 esas sayılı dosyası ile takipte bulunduklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, davacının düzenlemiş olduğu kur farkı faturasına itiraz edildiğini ve faturanın iade edildiğini, davacı ile aralarında kur farkına dair yazılı bir sözleşme bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

                Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas - 2018/633 Karar sayılı ilamı).Kur farkı alacağının istenebilmesi için, taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir sözleşmenin veya dövize endeksli bir ticari ilişkinin bulunması gerekir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark varsa bu fark kur farkı alacağıdır. Bu nitelikteki bir alacağın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz. Kur farkı alacağı fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki farktan kaynaklanan alacak olduğundan ancak TL olarak istenebilir....

                  Kur farkı alacağının istenebilmesi için, taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir sözleşmenin veya dövize endeksli bir ticari ilişkinin bulunması gerekir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark varsa bu fark kur farkı alacağıdır. Bu nitelikteki bir alacağın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz. Kur farkı alacağı fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki farktan kaynaklanan alacak olduğundan ancak TL olarak istenebilir....

                  Davacının ödemelerine ait kur farkı talebi banka dekontunda belirtilen günlük kur üzerinden, davalının geri ödemelerine esas alınan kur dekontta belirtilmediğinden TCMB. Efektif kuru esas alınarak, davacı şirketin kur farkından kaynaklanan zararı 39.744,34 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Ancak kur farkı / vade farkı talep edilebilmesi için öncelikle “bir kur farkı sözleşmesinin bulunması veya bu yönde oluşmuş bir uygulamanın bulunması” gerekmektedir. Yargıtayın benimsediği görüş de bu yöndedir. Dava konusu somut uyuşmazlıkta kur farkı sözleşmesi bulunmamaktadır. Yine taraflar arasında kur farkı faturası /uygulaması dosyada mübrez delillerden tespit edilmemiştir. YARGITAY 23. Hukuk Dairesi Esas Yıl/No: .... Karar Yıl/No:.........

                    UYAP Entegrasyonu