Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe ; Dava, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile, Kuruma yersiz ödeme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir....

    Ayrıca, mahkemece davacının tarım bağkur sigortalılığının tespitine yönelik oluşturulan kararda, ... sigortalılığının hangi tarihe kadar devam ettiğinin belirtilmeyip tespite ilişkin sürelerin hangi tarihler arasında geçtiği açıkça gösterilmediğinden infazı mümkün olmayacak şekilde oluşturulmuştur. Hüküm bu haliyle infaza elverişli değildir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, davacının 01.04.1996 tarihinden itibaren Tarım ... sigortalısı olduğunun ve 6111 sayılı Yasa'dan yaralandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 30.6.2008 tarihli talebi doğrultusunda, prim kesintisine istinaden geriye dönük olarak 01.04.1996 tarihinden itibaren Tarım ... sigortalısı olarak tescilinin yapıldığı, davacının prim borcundan kurtulmak maksadı ile 21.8.2008 tarihli dilekçesi ile yaşı ileri olduğundan tarım bağkur sigortalı olmak istemediğini Kuruma bildirdiği, bu dilekçe üzerine davacının tarım bağkur sigortalılığının aynı tarih itibariyle iptal edildiği, ancak 6111 Sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden sonra davacının 3.5.2011 tarihli başvurusunda 6111 Sayılı Yasa'dan yararlanarak prim borçlarını ödemek istediğini Kuruma ilettiği, Kurumun 18.5.2011 tarihli yazısı ile davacıya daha önce verdiği dilekçeye istinaden sigortalılığının iptal edildiğini bildirdiği anlaşılmaktadır....

        Fakat eşi T1 tarım yapılan Tepebölmesi köyünde tarımsal arazilerinin bulunduğu gelen tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davacının bu arazilerde tarım yaptığı dinlenen tanık beyanları kapsamında açıkça bellidir. Davacının 1995 yılının mayıs ayında vefat ettiği bu nedenle bu tarihten sonrasının araştırılamadığı ; fakat davacının bu tarihten önce 23.06.1994 tarihli içinde bağkur kesintisinin yapıldığı ekspertiz makbuzunun bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının ihtilaf konusu dönemde ,ve öncesinde tarımla uğraştığına mahkememizce kanaat getirilmiştir. Fakat uyuşmazlık konusu dönem davacının tevkifatının bulunduğu 1995 yılı Mayıs ayıdır....

        Saylı Yasaya göre tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespitine, aksine kurum işleminin iptaline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01.06.1994-30.12.2002 ve 01.06.2005-30.10.2005 tarihleri arasında 2926 sayılı yasaya göre sigortalı sayılması gerektiğinin tesbitine karar verilmiştir. 1-Davacının, davalı ... tarafından10.10.1994 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasaya göre tescil edildiğinin ve 10.10.1994-11.07.2000 tarihleri arasında SSK’na tabi zorunlu sigortalı hizmetleri dışında kalan beş yıl iki ay on gün süre ile tarım ... sigortalısı olarak kabul edildiğinin anlaşılmaktadır. Kurumca kabul edilen bu sürelerin yeniden tesbitinde davacının hukuki yararının bulunmadığının göz ardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerine göre, Tarım ... sigortalısının kısa süreli olarak SSK’na ve ...’a tabi çalışmasının tarım faaliyetinin devamına engel olmayacağı ve dolayısıyla bu hizmetler dışında tarım faaliyetinin kanıtlanması durumunda sigortalığının kabulü gerekeceği yönündedir....

          Maddesiyle 5510 sayılı Yasaya eklenen geçici 54/2. maddesine göre de tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmediğinden, davalı kurumun davacıyı tarım bağkur sigortalısı saydığı süreler yerindedir. Davalı kurumun davacıyı tarım bağkur sigortalısı saydığı süreler dışında sigortalılık koşulları bulunmadığına göre 6111 sayılı Kanun' dan yararlanması da söz konusu olamayacağından, davacının kurumca kabul edilen tarım bağkur sigortalılık sürelerine göre yaşlılık aylığı koşullarını yerine getirmediği anlaşılmakla davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş; davacı, Kurumca kabul edilen süreler dışında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığından davanın reddine karar vermekten ibarettir....

            III.İLK DERECE MAHKEME KARARI Davacının 1994-2001 yılları arasında ki zorunlu tarım bağkurlu olduğunun tespiti talebi kapsamında araştırma yapıldığında 1994-2001 tarihleri arasında ki 05.08.1999 tarihli ve 22.05.1998 tarihli tevkifat kesintiler haricinde başkaca bir tevkifat kesintisi bulunmamaktadır. Ayrıca iş bu tarih aralığında ne bir ziraat odası kaydı ya da herhangi bir resmi kaydı bulunmamaktadır. Bu nedenle 01.06.1998-31.12.1999 tarihleri arasında ki süreler haricinde davacıyı zorunlu tarım bağkurlu saymak yasal mevzuat ve yargıtay içtihatları kapsamında mümkün olmadığı gerekçesiyle, Davanın kısmen kabulüne; Davacının 01.06.1998-31.12.1999 tarihleri arasında zorunlu tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespitine buna aykırı kurum işleminin iptaline daavcının fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir. IV.İSTİNAF A.İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur....

              K A R A R Dava, davacının tarım Bağ-Kur sigortalığının tespitini istemine ilişkindir. Mahkemece, bağ-kur tarım sigortalısı sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 297 ve 298.maddelerine göre yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir....

                İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 09/04/2019 NUMARASI : 2018/405 ESAS - 2019/217 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin, davalı kuruma esnaf bağ-kur girişinin mevcut olduğunu, ancak müvekkilin çiftçilik yaptığından dolayı tarım sigortası giriş yaptırdığını ve tarım sigortası primleri yatırmaya başladığını uzun bir süre tarım sigortası primi yatırdığını, ancak belirli bir süre yatıramadığını, müvekkilinin davalı kurum bünyesinde tarım sigortası prim borcunun biriktiği ve daha sonra yapılandırma yasalarının çıktığını, bu arada esnaf bağkur girişi olduğundan dolayı da ayrıca esnaf bağkur prim borcunun bulunduğunu dava konusu işlem ile öğrendiğini, borç yapılandırılması ile ilgili olarak çıkartılan kanun veya karanamaler neticesinde müvekkilinin, davalı kuruma yapılandırmadan yararlanmak için başvuruda bulunduğunu ve emekli olabileceği şekilde borcunu yatırmak ve tarım sigorta borcunu ödemek...

                UYAP Entegrasyonu