Şti arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin yüklenici ile yaptığı 26.12.1996 tarihli devir sözleşmesi uyarınca inşaatın yapımına başladığını, yüklenicinin yaptığı imalat bedelinin ödenerek ibralaşıldığını, arsa sahiplerince 2010 yılında inşaatın yürütülmesi için verilen vekaletten müvekkilinin azledildiğini, yüklenici ile arsa sahiplerinin karşılıklı olarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerini feshettiklerini ve arsa sahiplerinin başka bir yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile müvekkili tarafından yapılan imalatın tespiti ile şimdilik 20.000,00 TL'niin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkilleri ile dava dışı yüklenici arasında düzenlenen sözleşmelerde ciro ve devir yasağı bulunduğunu, yapılan bir kısım imalatın kaçak ve projeye aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır. Aksi halde, sözleşmeden beklenen yararlar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez. Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; davalı yüklenici ile davalı arsa maliki arasında 29.06.2005 tarihinde ... Noterliği’nde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiştir....
Noterliği’nce doğrudan düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklendiği edimini davalı yerine getirmediğinden “borçlu temerrüdüne” düştüğünü ileri sürerek; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geriye etkili olarak feshine karar verilmesini istemiştir. 02.09.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu, 20, 2 ve 10 numaralı parsellerdir. 01.11.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu ise, sadece 20 numaralı parseldir. Bu sözleşmede 02.09.2004 tarihli sözleşmedeki şartların geçerli olacağı açıklanmış ise de; 2 ve 10 numaralı parseller hakkındaki 02.09.2004 tarihli ilk sözleşme arsa sahibi ... ile yüklenici ... tarafından fesih olunmuştur. Davacılar, arsa sahibi ...’in mirasçıları olup; tüm mirasçılar ile yüklenici ... arasında ... 4. Noterliği’nce doğrudan düzenlenen 18.07.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, sadece 20 numaralı parsel üzerine sözleşmedeki koşullarla inşaat yapılması için imzalanmıştır....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 13.01.2010 tarihli satış sözleşmesi ile yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, değer kaybı ve kira tazminatı istemlerine ilişkindir. Mahkemece; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ile davalılar vekili temyiz etmiştir. Davadaki istemin dayanağı, davalı yüklenici ile dava dışı arsa sahibi arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve yüklenicinin davacıya şahsi hakkını devretmesine ilişkin “alacağın devri” (temlik) sözleşmesidir. Burada öncelikle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve bu sözleşmenin hüküm ve sonuçları üzerinde durulması gerekmektedir....
Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Bu nedenle sözleşme konusu taşınmaz üzerine arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılabilmesi tüm paydaşlarca ya da yetkili temsilcilerince sözleşmenin imzalanmış olması veya yapılan sözleşmeye "onay" verilmesine bağlıdır. Davacı yüklenici şirket ile davalı arsa sahibi ........ ve dava dışı arsa sahipleri ..... arasında 05.04.2004 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşmeye konu parsellerin 72 ada 30, 31 ve 32 nolu parseller olduğu, imar mevzuatı uyarınca yapılan arsa ve arazi düzenlemesi sonucu parsel numaralarının 1255 ada 31, 32, 126 ve 127 olarak değiştiği anlaşılmıştır. Dosya arasında bulunan tapu kayıtlarından sözleşmeye konu parsellerin, sözleşmede imzası bulunan kişiler dışında pek çok hissedarı bulunduğu anlaşılmış olup, diğer paydaşlarla sözleşme yapıldığı veya sözleşmeye katılımlarının ya da muvafakatlerinin sağlandığı iddia edilip kanıtlanamamıştır....
½ oranında tescil talep etme hakkı doğduğunu ileri sürerek, davalılar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince tamamlanan binada yükleniciye verilecek olan 7, 8, 9, 10 ve 11 nolu dairelerin yarı hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir....
Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı B.K.'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Noterliğinin 02.09.1995 tarihli ve ... yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olup, bu sözleşmenin 3. maddesinde yükleniciye temlik yasağı getirilmiştir. Eldeki davada ise dava konusu ... Noterliğinin 05.09.1995 tarihli ve ... yevmiye numaralı inşaat sözleşmesinde temlik yasağı getirilmediği için yanlış emsal örnek alınarak, sözleşme içeriğiyle uyuşmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken, yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde inceleyip değerlendirmek ve sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....