Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bildirildiğinin, Kurumun işleminin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Çivril Ajans Amirliğinden alınan belgeden anlaşılacağı üzere, davacının üretmiş olduğu ürünlerini Toprak Mahsulleri ofisine sattığını ve ürün bedellerinden Bağ-Kur prim kesintisi yapıldığını, dava dışı Toprak Mahsulleri Ofisince yapılan Bağ-Kur prim kesintisinin Kuruma intikalini takip görevi Kurumun müfettişlerinin ve denetim memurlarının görevi olduğunu, davacının teslim ettiği ürünlerden kesilen Bağ-Kur priminin Kuruma intikal edip etmemesinin davacının sorumluluğu kapsamında olmadığını ileri sürerek, davalı Kurumca tescil edilmeyen 01.09.1999-31.12.1999 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir....

    III-MAHKEME KARARI: A-İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesince; "Davanın kabulü ile, davacının 01/08/1994 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, Bağ-Kur tescil tarihinin geri alınmasına yönelik Kurum işleminin iptaline " karar verilmiştir. B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....

      II-CEVAP Davalı Kurum avukatı, davacının, Kurum kayıtlarına göre 11.04.1980 - 03.09.1998 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunu, 01.05.2008 - 23.12.2011 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılığı ile birlikte toplam 13 yıl 10 ay 3 gün Bağ-Kur hizmeti göründüğünü, 2829 sayılı Kanun gereğince işlem yapıldığını, Bağ-Kur prim borcu bulunduğundan yaşlılık aylığına hak kazanamayacağını beyanla davanın reddini istemiştir. III-MAHKEME KARARI A-İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 05/02/2014 tarihine kadar Limited Şirket ortaklığı nedeniyle Bağ-Kur prim borcu olduğu, davacının kuruma yaptığı başvurusunun "Bağ-Kur ve sigorta günlerim çakışmaktadır çakışan Bağ-Kur primlerimin iptali ve borcumdan silinmesini talep ediyorum" şeklinde olduğu görülerek hizmet birleştirme talebinin olmadığı, yapılandırmaya ilişkin borçlarını ise ödenmediği anlaşılmıştır....

        F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 03.07.1997 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığına ilişkin giriş bildirgesi ile 04.07.1997 tarihinden itibaren İsteğe Bağlı Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili edildiği, 15.09.1997 tarihinde isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında ilk kez prim ödemesinde bulunduğu, davacının kurucu ortakları arasında olduğu Tasfiye Halinde ... Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.'...

          arasında sehven Bağ-kur'la ilişkisinin devam ettiği ve primlerinin ödendiği, ancak ayrıca emekli kesenekleri ve kurum karşılıklarının Sandığa ödenmesi nedeniyle belirtilen tarihler arasındaki hizmetlerinin de Sandıkça değerlendirilmesi yolunda yaptığı başvurunun Bağ-Kur … İl Müdürlüğünün 25.6.1990 tarihli yazısı ile davacının 22.3.1985-30.1.1990 tarihleri arasında zorunlu Bağ-kur Sigortalılığının devam ettiği bildirildiğinden, söz konusu süre için belediye başkanlığı görevinden dolayı Sandıkla ilgilendirilmesinin mümkün olmadığı Sandığa yersiz gönderilen keseneklerin talep halinde iade edileceği belirtilerek reddi üzerine bu davanın açıldığı, davacının Bağ-Kur sigortalısı iken belediye başkanlığına seçildikten sonra 22.3.1985-30.1.1990 tarihleri arasında ticari faaliyetine devam ettiğinden anılan 1479 sayılı Yasa uyarınca kendiliğinden sigortalı sayılacağı gibi, bu faaliyetine son vermeyerek anılan süreler içinde Bağ-Kur sigortalılığını...

            numaralı kur farkı faturası incelendiğinde faturanın 22.12.2021 tarihinde tanzim edildiğini, iddia edilen kur farkının ilk olarak 09.12.2021 tarihinde oluştuğu; bu şekliyle ilgili faturanın VUK. m. 213/5 uyarınca süresinde düzenlenmediğini ve bu sebeple hiç düzenlenmemiş sayılacağını, yine de davalı müvekkil tarafından 31.12.2021 tarihli ... numaralı fatura düzenlenerek davacı tarafça tanzim edilen ... numaralı kur farkı faturası iade edildiğini, davacı tarafça tanzim edilen 20/10/2021 tarihli satış faturasının ödeme vadesi 40 gün olarak belirlenmiş, vadesinde ödenmediği takdirde ise aylık %3 uygulanacağı düzenlendiğini, kur farkı talep edilmesinin mümkün olmadığını, davalı müvekkili tarafından da işbu ödeme vadesine uygun olarak 09.12.2021 tarihinde 48.521,00TL, 17.12.2021 tarihinde de 50.000,00 TL davacı adına kayıtlı ......

              nin hisselerinin %70'inin 23.466.169,30 USD bedelle satın alındığı, satın alma bedelinin ödenebilmesi için 11.800.000,00 Euro banka kredisi kullanıldığı, geriye kalan 13.236.930 USD kısmın sözleşme ile vadelendirildiği, kullanılan Euro kredi borcu ve vadelendirilen dolar borcu nedeniyle şirket lehine net 33.433.811,02-TL tutarında kur farkı geliri doğduğu, yine kullanılan kredi nedeniyle şirket aleyhine 599.621,21-TL faiz gideri tahakkuk ettirildiği, şirket tarafından lehe oluşan 35.719.433,91-TL kur farkı gelirinin kambiyo karları hesabına, aleyhe oluşan 2.285.622,89-TL kur farkı giderinin kambiyo zararları hesabına dahil edildiği, yine aleyhe tahakkuk eden 599.621,21-TL faiz giderinin kısa vadeli borçlanma giderleri hesabına dahil edildiği, ihtirazi kayıtla verilen beyannameye istinaden yapılan 2018 yılı kurumlar vergisi tahakkukunun iştirak hissesinin alımında kullanılan döviz kredisi nedeniyle lehe ve aleyhe oluşan kur farkı ile faiz giderine isabet eden 5.365.234,31....

                USD olduğu, bu durumda davacı şirketin kur farkı olarak 12.329,05 Usd - 11.375,01 Usd = 954,04 USD tutarında kur farkı alacaklı olduğu hesaplanmış olduğu, davacı şirketin davalı şirketten Bakırköy .......

                  - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalılara 22.04.2008 tarihli sözleşme ile iş makinası satıldığını, sözleşmede kur farkı doğarsa ödeneceği kaydının bulunduğunu, 4.481,63 TL kur farkı alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itiraz edildiğin ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, satım konusu iş makinasının bedelinin TL cinsinden çek verilerek ödendiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, satım akdinin yabancı para cinsinden olduğu ve sözleşmede ödemelerin TL cinsinden yapılması sonucunda kur farkı doğması halinde fatura edilerek ödeneceği taahhüdünde bulunulduğu gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

                    . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında USD cinsinden alım satım sözleşmeleri bulunduğunu, TL cinsinden yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki kur dikkate alındığında halen 9.000 TL alacaklı olduklarını, davalının kur bedelinden doğan alacaklarını ödemeyediğini iddia ederek alacağın tahisilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında, ödemelerin kesinleşerek borcun sona erdiğini kur farkı anlaşması bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin yabancı para cinsinden olduğu ve ödeme tarihinde doğacak kur farkından davalının sorumlu olacağı, borca karşılık verilen çekler ve tarihleri yapılan ödemelerin dikkate alındığında davacının 1.136.30 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu