Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad.l 14/1- h, 115) Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir Muhdesatın tespiti davalarında, husumetin muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın muhdesat aidiyetini kabul etmeyen malik ya da maliklerinin tümüne karşı, taşınmazın tapusuz olması halinde ise Hazine ile ilgili Köy veya Belediye Tüzel Kişiliğine karşı yöneltilmesi zorunludur. Dosya içeriği ve toplanan delillerden her ne kadar T7nce sunulan cevap ve sonrasındaki istinaf dilekçesinde; "Dava konusu taşınmazın davacıya ait hissesinin kamulaştırma işlemleri Kamulaştırma Kanunu'nun 8....

Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22/12/1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku'nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir....

    Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer(TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 .//.. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bağşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır(TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

      "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.10.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, muhdesatın aidiyetinin tespiti talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tescil talebinin reddine, muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair verilen 18.10.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan özellikle, temyiz edenin sıfatına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Hukuk Dairelerinin görevlerine ilişkin düzenlemeye göre muhdesatın aidiyetinin tespiti istemi ile açılan "her türlü davalar" sonucunda verilen kararların temyiz inceleme görevi 8. Hukuk Dairesine aittir. Dairemiz ise sadece tapuda yazılı "şerhin kaldırılmasına" ilişkin davalar sonucu verilen kararların temyiz incelemesi ile görevli olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay (8.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay (8.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (HMK.nun 106/2. m.) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür....

          Somut olaya gelince; dava konusu muhdesatın üzerinde yer aldığı 403 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kesinleşen kadastro sonucu oluştuğu ve kadastro tutanağının beyanlar hanesinde, üzerinde bulunan üç katlı kargir binanın Mehmet oğlu Erğin'in mirasçılarına ait olduğunun gösterildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf muhdesatın zemin katının müştereken meydana getirildiğini öne sürerek beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemiyle görülen davayı açmıştır. Davanın açıklanan bu niteliği ve dava konusu muhdesatın kadastro tespit gününden önce meydana getirildiği gözetildiğinde davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğu ve davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kuşkusuzdur. Davanın niteliğinde yanılgıya düşülerek, deliller tam olarak toplanmadan, eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapuya Tescil Ve Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın tescil isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, muhdesatın tespiti isteği yönünden kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen dava konusu taşınmazda bulunan evin zemin üstü 1. ve 2. katının vekil edenince yapıldığını belirterek muhdesatın aidiyetinin tespiti ve 1. ve 2. kata tekabül eden hisse oranında vekil edeni adına tapuya tescilini talep ve dava edilmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 20.11.2014 tarihli kararla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti Davacı ... ile dayalı Karayolları Gen. Müd. ve ... arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.12.2012 gün 2012/134-527 Esas ve Karar sayılı hükmün Daire'nin 19.02.2014 gün 9962/2687 Esas ve Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının yargılaması sonunda, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, Daire'ce isabetsizlik görülmeyen hükmün onanmasına karar verilmesi üzerine; davacı vekili süresi içerisinde kararın düzeltilmesini istemiştir. Dava, muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu