Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde kat mülkiyeti kurulmasına, bununda mümkün olmaması halinde muhdesatın davacı tarafından yapıldığının tespiti ile bedelinin tazminine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dava terditli olarak açılmıştır. Davacının sonuncu talebi, muhtesatın davacı tarafından yapıldığının tespiti ile bedelinin tazminine ilişkindir. Tazminat istemi, hem bir tespiti içerir, hemde edayı gerektirir. Davacının, eda davası açması gereken hallerde tesbit davası açmasında hukuki yararı yok ise de; iş bu davada, tespiti de içeren tazminat isteminde bulunduğu gözetilerek, davanın esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucu dairesinde bir hüküm kurulmalıdır. Zira, Eda davaları tespit ve edadan olmak üzere iki bölümden oluşur....

    Mahkemece, davanın kabulüne ve mera parseli sınırlarında bulunan taşınmaz içinde yer alan muhdesatların davacı tarafından yapıldığının/dikildiğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kamulaştırma sahasında kalan muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Somut olayda; dava konusu 589 parsel sayılı taşınmazın; su yatağı vasfı niteliği ile ... Kadastro Mahkemesi'nin 1971/21 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek ve malik hanesi boş bırakılarak tescili yapılmıştır. 3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesi'ne re’sen devrolunur.”...

      Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. 2-Tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 maddesi) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür....

        Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 maddeler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. ./....

          Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine 1643 parsel üzerinde bulunan ve fen bilirkişisi ...’ın 16.04.2010 tarihli raporunda taralı alanda belirttiği bir zemin ve 2 normal kattan oluşan üç katlı binanın mülkiyetinin 1/2’sinin davacı ...’a, ait olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkindir....

            Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında verilecek karar ile dava konusu taşınmazlardaki muhdesat oranları değişebileceğinden mahkemece sözü edilen muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 01.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilebilir. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10343 Karar No: 2019/106) O halde, uyuşmazlığın kamu düzeninden sayılan taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 462 parsel sayılı mülkiyeti Hazine'ye ait olan taşınmazın fen bilirkişisi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.427,28 m2'lik kısmının üzerinde bulunan 87 adet fındık ocaklarının davacı ...'a ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir....

                Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku'nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

                  Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşe göre; muhdesat aidiyetinin tespiti davalarında, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin veya tapu kayıt maliki mirasçılarının davada taraf olarak yer almaları zorunludur. Yerel mahkeme tarafından, 10/09/2021 tarihli 1. celsede davacıya tapu maliklerini davaya dahil etmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine ve bu süre içinde dahil edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verilerek bu husus davacıya ihtar edilmiş ve 26/10/2021 tarihli celsede ise kesin sürenin gereği yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve yerleşik içtihatlara uygun değildir....

                  UYAP Entegrasyonu