Şerh muhdesatın yer sahibinden başkasına aidiyetini göstermesi itibariyle muhdesat sahibi yararına intifa veya irtifak hakkı gibi ayni bir hak doğurmaz, arz sahibinin mülkiyet hakkını kısıtlayan bir sonuç yaratmaz. Muhdesat, sahibi olan kimseye ancak kişisel haklar sağlar. Muhdesat şerhi eylemli durumun belirlenmesinden ibaret olup muhdesat sahibinin kişisel hakkının varlığını gösterir. Bu hakkın tapulama tespiti sırasında tapulama tutanağında ve sonra da kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi hakkın niteliğine etkili değildir. Hakkın varlığı genel mahkemede her zaman ispat edilebilir ki bu durum da Mahkememizin 2011/5 E 2013/294 K sayılı 06.05.2013 tarihinde kesinleşen ilamı ile tespit edilmiştir. Mevcut davaya da konu olan muhdesatlar Mahkememizin ilgili kararı sonucu davacı tarafından talep edilmesi halinde tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenebilir. Bu hali ile de davacının mevcut davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından; -Davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1- h, 115/2....
Ne var ki, Mahkemece, çekişmeli taşınmazların beyanlar hanesine "üzerinde bulunan zeytin ağaçları ile birlikte davacı ... kullanımında bulunduğu" şerhi verilmesine karar verilmiş ise de, varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun değildir....
Mahkemece, davanın kabulüne ve 1417 Parsel sayılı taşınmazın Muharrem oğlu ...’ın zilyetliğinde (fiili hakimiyetinde) bulunduğunun tesbiti ile dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine “Taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçları Muharrem oğlu ...'a aittir” şerhinin yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; zilyetliğin tesbiti ve tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Dava konusu ... köyü, 1417 parsel sayılı (Güncelleme ile 5942 ve 5943 parsel sayılı) taşınmaz, 2/B şerhi ile Hazine adına tapuda kayıtlıdır. Dava, tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesi istemine ilişkin olduğuna göre, tapu malikinin davada yer alması zorunludur....
Mahallesi çalışma alanında bulunan 809 ada 1 parsel sayılı 3.795,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz zeytinli tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesine “taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının ...'e ait olduğu” şerhi yazılmıştır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın davalı tarafın kullanımında olmadığı iddiasına dayanarak, muhdesat şerhinin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, “çekişmeli taşınmazın, "tapunun beyanlar hanesine taşınmazın üzerindeki muhdesatların ve kullanımının ... oğlu, ...'e aittir" şerhi yazılmak suretiyle zeytinli tarla vasfıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ...’nin sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Köyü çalışma alanında bulunan 159 ada 7 parsel sayılı 3.984,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde; üzerindeki kargir binanın .... mirasçılarına ait olduğu şerhi verilerek irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... adına tespit ve tescil edilmişdir. Davacı ..., taşınmaz üzerindeki evin kendisi tarafından yaptırıldığı iddiasına dayanarak tapu kaydının beyanlar hanesindeki muhdesat şerhinin iptali ve lehine muhdesat şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 159 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile taşınmaz üzerindeki tek katlı kargir binanın 2/3 hissesinin yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçısı ... ile ...'e veraset ilamında yazılı payları oranında, 1/3 hissesinin ise davalılar İhsan oğlu ..., .... oğlu ..., İhsan kızı ..., .... kızı ..., ...'...
Bu çalışma yapılmadan 2/B alanlarında zilyetlik şerhi verilmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca; zilyetlik şerhi verilmesine yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün zilyedlik şerhi verilmesine ilişkin kısmının bozulması gerekmiştir. 3) Davacı vekilinin, beyanlar hanesine konulan zilyetlik şerhinin tarihine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Yukarıda 2. bendde gösterilen sebeplerle davacının tapunun beyanlar hanesine zilyetlik şerhi verilmesine yönelik isteminin reddine karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilince taşınmazın 31/12/2011 tarihinden önce de davacı ve müdahilin kullanımında olduğunun beyanlar hanesine yazılması gerektiği ve bu nedenle kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmesine yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapunun beyanlar hanesine kullanıma ilişkin şerh yazılması davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 14....
Mahkeme, ilk kararında davayı zilyetliğin korunması davası olarak niteleyerek görevsizlik kararı vermiş, Dairenin bozma ilamı üzerine ikinci kararında ... parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan yapı ve ağaçların davacının zilyetliğinde olduğunun tespitine karar vermiş, tarafların temyizi üzerine Dairece, davanın muhdesatın tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerhine ilişkin olduğu, haksız işgalci konumunda da olsa davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğuna işaret edilerek bozmaya sevk edilmiştir....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece muhdesat ve zilyetlik şerhinin kurulmasına yönelik istemin kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; davacının kadastro tespitine bir itirazı olmadığına göre tespitin beyanlar hanesine şerh verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hüküm yerinde kadastro tutanağının iptal edilmesi doğru değildir. Kaldı ki, kadastro davalarında tespit iptal edilebilir, tutanak iptal edilemez. Ancak değinilen husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 1.fıkrası hükümden tamamen çıkarılarak, bunun yerine, “... İlçesi, ... Köyü, 148 Ada 25 nolu parselin Kadastro Tespit tutanağının beyanlar hanesine, mevcut 2/B şerhi korunarak " Bu parsel üzerindeki fındık ağaçları 1956 doğumlu ... oğlu ...'...
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre dava konusu muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine ilişkin hüküm temyiz isteğinde bulunan davalılar yönünden usul ve yasaya aykırı bulunmuş, temyize gelmeyen iştirakçiler açısından ise bozma sevk edilmemiş ise de, az yukarıdaki açıklamalar karşısında, miras ortaklığına dahil bir mal için mirasçılardan birinin mirası korumak için talepte bulunma hakkına sahip olduğu da dikkate alınarak muhdesat şerhinin tescili yönünden tüm davalılara etkili olacak muhdesatın aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili (şerhi) isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanlışa düşülerek muhdesatın davacıya ait olduğunun tespiti ile muhdesat olarak tapunun beyanlar hanesine tesciline (şerh edilmesine) karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenle temyiz isteğinde bulunan davalılar F.. U.., D.. G.. ve D.....