Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a sattığını, ...’dan da 1995 yılında kendisinin satın aldığını açıklayarak iptal ve tescil talebinde bulunmuş ve 05.05.1995 tarihli...’tan satın aldığına dair harici satış senedi sunmuştur.Mahkemece, 18.11.2002 tarihinde mahallinde yapılan keşif sırasında dava konusu 230 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dayanağı olan 13.02.1954 tarih ve 691 sıra numaralı tapu kaydı usulüne uygun olarak uygulanmamış ise de, yerel bilirkişi ve davacı tanıkları; dava konusu taşınmazın öncesinde...’a ait iken 1965-1966 yıllarında davacının babası ...’a sattığını, bu tarihten sonra taşınmaza zilyet olan Mehmet’in taşınmazı 1991 yılında...’a sattığını, onunda 1995 yılına kadar taşınmaza malik olduktan sonra 05.05.1995 tarihli senetle taşınmazı davacıya sattığını, 1995 yılından dava tarihine kadar da dava konusu taşınmazın davacının zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu beyan etmişlerdir. Somut olayda davacı, tespitten önceki satın alma ve eklemeli zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur....

    -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; taşınmazın harici olarak satışına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir... Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil (Tapu Dışı Satın Almaya Dayalı) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacılar ve asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar ve asli müdahiller vekilince verilen dilekçelerde, vekil edenlerinin harici satış yolu ile farklı tarihlerde ve muhtelif miktarlarda davalı ... ...'nin maliki olduğu evveli 113 ada 6 parsel, şimdi 26 parsel sayısı ile tapuya kayıtlı taşınmazdan yer satın aldıklarını, satış bedellerinin tamamı ödenmesine rağmen davalı ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan babasının haricen satın aldığı taşınmazı,davalıların bedelsiz olarak ve kendisinden gizleyerek dava dışı tapu malikinin mirasçılarından devralındığını ve yine mirasbırakan babasına ait taşınmazları babasının hastalığından faydalanarak davalı ...’nın devraldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan babası adına tescilini istemiştir. Davalılar, taşınmazı dava dışı tapu maliklerinden bedelini ödemek suretiyle satın aldıklarını davalı ...'...

          Kök tapu kaydı olan 1890 ada 29 parsel sayılı 72.410,00 m2 yüzölçümü taşınmaz 07.08.1973 tarihinde davalılar murisleri Atiye Nesrin ve Veli Şeker adına 1/2 pay ile tescil edildiği, akabinde 82, 981, 981/1 sayılı imar planı uygulamaları neticesinde dava konusu İzmir ili Karabağlar ilçesi General Kazım Özalp mahallesi 6309 ada 9 parsel sayılı 1.427,00 m2 yüzölçümlü iki ev bir temel ve arsa vasıflı taşınmazın oluştuğu ve 13.10.2004 tarihinde dava dışı kişiler adına tescil edildiği, tapu kaydında "plan gereği kısmen yolda kalan A harfli evin Latif Savurgaç'a ait olduğunun" belirtildiği görülmüştür. Mahkemece, tapu iptal ve tescil ile bina değerinin tahsili istemlerinin reddine, terditli alacak isteminin sebepsiz zenginleşme hükümleri dikkate alınarak kısmen kabulüne karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.5.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde cezai şartın tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.3.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 07.03.1996 günlü adi yazılı satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle açılmış, davacı vekili 13.03.2007 günlü yargılama oturumunda tescil talebinin reddedilmesi halinde sözleşmede yazılı miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini istemiştir. Mahkemece dava reddedilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Gerçekten 07.3.1996 günlü “satış senedidir” başlıklı adi yazılı sözleşme tapulu taşınmazın satışına ilişkindir....

            Mahkemece, "davacının tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, terditli talebi olan alacak bakımından 195 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapulu taşınmazın haricen satın alınması nedeniyle istenen tapu iptal ve olmadığı taktirde geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bedelin tahsili isteğine ilişkindir. Davacı ... Acar (Köten) 05.09.1997 tarihli, " Sözleşme Taahhüt Senedi" başlıklı harici satış senediyle 114 ada 1 sayılı parselde kardeşi Mehmet Köten'le birlikte tapulu taşınmazı aldığı anlaşıldığından TMK'nun 706/1, 6098 sayılı TBK'nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89.maddeleri gereğince resmi şekilde satış işlemi yapılmadığından, yapılan satış işlemi geçersiz olup, hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve alıcısına herhangi bir hak bahşetmez....

              Mahkemece, davacının tapu iptali tescil talebinin ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf talepleri, ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, tapulu taşınmazların satışının TMK'nin 706, BK'nin 213, (6098 sayılı TBK'nin 237.) Tapu Kanunu'nun 26 maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekilinin alacak talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Dava, harici satıma dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa alacak isteğine ilişkindir....

                Taraflar arasındaki taşınmaz satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersiz olup geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme ilkeleri gereğince geri isteyebilirler. Davacı tarafça yapıldığı iddia edilen satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı anlaşılmakla geçersiz olduğundan ve bu sözleşmeye dayalı davacının tapu iptal tescil talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından tapu iptal tescil taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

                Bu sözleşmeye dayanarak tapu iptali ve tescil talebi ile dava açılmıştır. Taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu taşınmazların tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına dair sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (T.M.K. 705, B.K. 213, Tapu K. 26 ve Noterlik K.60 maddeleri). davacı kendisine düşen edimi yerine getirdiğini ispat edemediği gibi, resmi biçimde yapılmayan geçersiz sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil talep edilmesi de mümkün olmadığından, davacının tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Ancak; davalılardan ..., 16.06.2014 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Her ne kadar sonradan hükmü temyiz etmiş ise de, kabul mahkeme huzurunda ve usulüne uygun olduğundan hukuki sonuçlarını doğuracaktır....

                  UYAP Entegrasyonu