Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2011 gün ve 447/689 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, dava dilekçesinde; vekil edenlerinin 10.04.1989, 26.02.1992, 25.02.1992, 27.05.1992 ve 15.07.1991 tarihli harici satış sözleşmeleriyle davalıların miras bırakanından 817 nolu parselden pay aldıklarını, satıcının ...’nın 1994 yılında öldüğünü, bugüne kadar tapu kayıtlarının verilmediğini açıklayarak vekil edenleri tarafından satın alınan taşınmaz bölümleri bakımından tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına ayrı ayrı tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir....

    Mahkemece, asıl davada tapu iptali tescil davasının satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil istemlerinin reddine, harici satış sözleşmesinde belirlenen değerin güncel karşılığı olan 143,95 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı mirasçılarına verilmesine, taşınmaz iade edilmediğinden faiz isteminin reddine, davacıların taşınmazı davalıya iade tarihinden itibaren bedele yasal faiz işletilmesine, birleştirilen davada; tapu iptali tescil davasının satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil istemlerinin reddine, harici satış sözleşmesinde belirlenen değerin güncel karşılığı olan 45.191,45 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, taşınmaz iade edilmediğinden faiz isteminin reddine, davacıların taşınmazı davalıya iade tarihinden itibaren bedele yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir....

      Mahkemece, taraflar arasında yapılan harici sözleşmenin tapulu taşınmaza ilişkin ve geçersiz olduğu gerekçesiyle, dairenin alınması sırasında davacı tarafından ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihi itibariyle ulaştığı değer olan 42.500-TL'nin davalıdan tahsiline, davacı adına kayıtlı olan arsa hissesinin iptal edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki harici satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

        Somut olaya gelince, davaya konu taşınmazların taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına dair sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (TMK. 705, BK. 213, Tapu K. 26 ve Noterlik K.60 maddeleri) Resmi biçimde yapılmayan geçersiz sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil talep edilemeyeceğinden, davacının tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davasının reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın 200. maddesi gereğince, alacak miktarı nazara alındığında davacının sözlü satış ilişkisini tanıkla kanıtlama olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, satış bedeli olarak kabul edilen 17.000TL'nin davacı tarafından davalıya verildiği de yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlanamadığından tanık beyanları esas alınarak davacının bedel iadesi talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

          İlk derece mahkemesi tarafından davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak değerlendirilip davanın tapu iptal ve tescil yönünden hak düşürücü süre nedeniyle reddine, tazminat isteğinin ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiş ise de, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir. İddianın ileri sürülüş şekline göre ve dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere dava, kadastro öncesi sebebe dayalı olmayıp, TMK'nın 713/2. fıkrasından yer alan ''maliki 20 yıl önce ölmüş'' nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir taşınmazın tamamının veya belli bir payının koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de TMK'nın 713/2. maddesidir....

          Mahkemece; davacıların tapu iptal ve tescil istemleri ile ödeme tarihinden itibaren ticari faiz taleplerinin reddine, tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz olunmuştur Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazları yerinde değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanmaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (TMK'nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür....

            Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir. (Yargıtay l. HD 01.07.2008 gün 3589- 8256 sayılı Kararı) TMK 730 TK 26 Noterlik Kanunu 60 ve 89. maddeler de benzer düzenleme içermektedir. Resmi şekilde düzenlenmemiş olan ve geçerli olmayan tapulu taşınmaz satış sözleşmesine istinaden tapu iptali ve tescil talep edilemez. Taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler. Bu itibarla davacının resmi şekilde düzenlenmemiş geçersiz (şifahi) sözleşme nedeniyle tapu iptali ve tescil talep edemeyeceği gözetilmelidir....

            Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Somut olaya gelince; dava konusu 78 parsel sayılı taşınmazın tapulama tespiti 1940 yılında davalıların murisi ... adına yapılmış, Hazine tarafından 1982 yılında kadastro tespitine itiraz edilmesi sonucu 2002 yılında kadastro tespiti kesinleşmiştir. Dava konusu harici satıma ilişkin senetler ise tapulama tespitinden sonra düzenlenmiş olup tapulu taşınmazların satımı adi yazılı şekilde değil resmi şekilde yapılması gerektiğinden mahkemece tapulu taşınmazların harici satımla davacılara devri istemli davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacı ve aynı zamanda tereke temsilcisi ...'nün murisi ... ile ... arasında düzenlenen 04.09.1975 tarihli noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre davalı ..., murisi...'...

              Davalılar vekili, dava konusu taşınmaz bölümünün davacılara satılmadığını, kira ilişkisine dayalı olarak zilyet olduklarını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davacıların harici satın almaya ilişkin belge vermediklerini, dosyaya sunulan diğer belgelerin harici satışla ilgili olmadığını, kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK.nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir....

                Dosya içeriğinde, davacı vekilinin değişik yargılama aşamalarındaki birbirini doğrulayan beyanlarına göre dava, tapu sicilinde kayıtlı bulunan taşınmazın harici satım ve TMK'nin 713/1. maddesinde yazılı bulunan zilyetlik hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış, davacının ıslahı ile bedele dönüştürülmüş tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, yargılamada TMK'nin 713/2. maddesinde yazılı tapu kütüğünden malikin kim olduğunun anlaşılamama nedenine dayanmamıştır. 6100 sayılı HMK'nin 33. maddesi uyarınca iddia ve savunmayı ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapıp, uygulanacak kanun maddelerini tespit etmek görevi hakime aittir. Hakim, bu görevini resen yerine getirmelidir. Yukarıda belirtildiği gibi, talebin tapulu taşınmazın harici satın alınıp zilyetlik hukuksal nedenine dayanılmış olmasına rağmen dosya içeriğine uygun düşmeyen nitelendirmede isabet görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu