Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak; tapulu taşınmazların satışı, TMK'nın 706, BK'nin 213 (6098 sayılı TBK'nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre, tapulu taşınmazın harici satışının hüküm ifade etmemesi durumunda, taraflar verdiklerini geri alabilirler. 3. Değerlendirme Somut uyuşmazlıkta talep; harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, manevi tazminat; ikinci kademede maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup tapulu taşınmazın harici satışının hüküm ifade etmemesi durumunda, taraflar verdiklerini geri alabilirler. Yerel mahkemece, dava konusu tapulu taşınmazın harici satışının mümkün olmadığı gözetilmeksizin tapu iptal ve tescil istemi konusunda kabul kararı verilmesi doğru değildir....

    Şöyle ki, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı TMK'nun 706, 6098 sayılı TBK'nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Davaya konu 4136 parsel; sözleşme tarihi olan 1997 yılında tapulu bulunduğundan, haricen satışın geçerli olduğundan bahsedilemez. Keza, dava konusu sözleşmenin yapıldığı tarihte dava konusu taşınmazın tapuya kayıtlı bir taşınmaz olduğu mahkemenin ve tarafların da kabulündedir. Satış ilişkisinin davalı tarafından inkar edilme miş olması da, davayı açık kabulü bulunmadığı sürece sonuç doğurmaz....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapulu taşınmazın haricen satışına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğundan, temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 8.Hukuk Dairesine aittir. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 02.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair .......

          Davalılar vekili haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, “2530 ada 318 sayılı parselde kayıtlı bulunan 6670,68 m2’lik taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olan 1250/7000 hisseden 164,48 m2’lik alanın 03.08.2011 tarihli teknik bilirkişi... tarafından düzenlenen raporda gösterildiği üzere ifrazen iptal edilerek yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi” üzerine hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan harici satış sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmişse de, mahkemenin bu gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 817 sayılı parsel yenileme kadastrosu ile 2530 ada 318 nolu parsel numarasını almıştır....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Dava; terditli olarak harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Davanın tapu iptal ve tescil talebi olmakla taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Yerleşik Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilamları ve içtihatları doğrultusunda; bu tür bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120 ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin ön gördüğü işlemin yerine getirilmesi ve gerekli olan harcın alınmasının zaruri olduğu anlaşıldığından keşif icra edilmiştir....

            Tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; TMK'nın 713/1 ve 2. fıkralarına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında, koşullarına uygun olarak 20 yıllık zilyetlik süresinin tamamlandığı anda mülkiyetin kazanıldığının ve zilyet lehine kazanılmış (müktesep) hak doğduğunun kabulü gerekmektedir. Şu halde, Anayasa Mahkemesince yürürlüğün durdurulması kararının verildiği 17.03.2011 tarihi ya da davanın açıldığı tarihten hangisi önce ise, o tarihe kadar kazanma koşulları tamamlanmışsa, tapunun iptaliyle zilyet adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir. Davanın, yürürlüğün durdurulması kararının verildiği 17.3.2011 tarihinden önce veya sonra açılmış olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Bundan ayrı, harici satış senetleri sadece tapulu taşınmazın satın alındığı tarihten itibaren kural olarak satın alan kişi veya kişilerin zilyetliğinin hangi tarihte başladığı bakımından kabul edilebilir....

              Ancak dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olmakla beraber, davaya konu taşınmazın yargılama sırasında ham toprak niteliği ile idari yoldan davalı ... adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle davanın tapu iptal ve tescil davasına dönüştüğünün kabulü zorunludur....

                Davacılar tarafından ölüm hukuki sebebine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu halde mahkemece tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın satışı resmi şekilde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, ölüm hukuki sebebine dayalı olarak inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. O halde, Mahkemece yapılması gereken iş, iddia ve savunma çerçevesinde, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek TMK’nin 713/2. maddesindeki ölüm nedenine dayalı tapu iptali ve tescil şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir....

                  Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.10.2003 tarihinde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, bu talep kabul edilmediği takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabul-kısmen reddi ile, taleple bağlı kalınarak harici satışa konu taşınmaz bölümü için 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte miras hisseleri oranında davalılardan tahsiline, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat bedeline ilişkin talebinin reddine dair verilen 17.09.2013 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde bedel istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu