WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10/07/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16/07/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713. maddesinin 2 inci fıkrasında düzenlenen ancak, Anayasa Mahkemesinin 17.03.2011 tarihli kararıyla Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen "...ölüm..." hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar vekili İzmir ili, Kemalpaşa ilçesi, ......

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici satış sözleşmesine ve zilyetliğe davalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. TBK 237. Madde (eski BK 213) uyarınca taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır hükmünü düzenlemiştir. Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir. (Yargıtay l.HD 01.07.2008 gün 3589- 8256 sayılı kararı) TMK 730 TK 26 Noterlik kanunu 60 ve 89.maddeler de benzer düzenleme içermektedir. Somut olayda, davacı harici satış sözleşmesi yanında zilyetlik iddiasına da dayanmaktadır....

    Davacı vekili dilekçesinde taşınmazın 1971 yılından beri davacının zilyetliğinde bulunduğunu bildirmiş ve aynı zamanda tespit sonrası zilyetliğe de dayanmış ise de tapuya kayıtlı bir taşınmazın devri TMK.nun 706, BK.nun 213 (6098 sayılı TBK.nun 237) ve Tapu Kanununun 26.maddesine göre tapu sicil memuru huzurunda resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Tapu sicilinde kayıtlı bir taşınmazın resmi memur önünde yapılmayan tapu dışı satış ve devri hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağından tapu iptali ve tescil talebinin reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir....

      Dava konusu taşınmaz öncesi itibariyle tapulu bir yerdir. Tapulu bir yerin haricen satış ve devri TMK nun 706, BK.nun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesindeki koşulların oluşması halinde böyle bir satış değer taşıyabilir.3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinin uygulanması için zilyedin taşınmaz malı kayıt maliki veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap etmiş olması gerekir. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre, tapu maliki ...’ın malik olduğu dava konusu taşınmazı 1965-1966 yıllarında ...’a haricen sattığı, Mehmet’inde 1991 yılında...’a sattığı, ondanda davacının 05.05.1995 tarihinde harici satış senediyle satın aldığı ve halende taşınmazın davacının zilyet ve tasarrufunda bulunduğu anlaşılmaktadır....

        Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 03.07.1973 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1994 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme neticesinde çekişmeli 116 ada 5 parsel sayılı taşınmazın temyize konu olmayan ve bu taşınmaza bitişik olan çekişmeli 6 parsel sayılı taşınmazın tesbitine esas alınan 10.12.1987 tarih 3 ve 4 nolu pay tapu kaydı kapsamında kaldığı saptanmıştır. Ancak mahkemece tapulu yerin haricen satışının geçerli olmayacağı gerekçe gösterilerek çekişmeli 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki paydaşlar ve mirasçılar adına tescile karar verilmiş ise de toplanan deliller eksik ve yanlış değerlendirilmiştir. Şöyle ki, çekişmeli 5 nolu parsel 10.10.1959 tarihli satış senedine dayanılarak belgesizden davalıların murisi ... ... adına tesbit edilmiştir. Sözü edilen satış senedinde tapu kayıt maliki ... ...'...

          Yukarıda yer verilen bütün yasal düzenlemeler, doktrin ve Yargıtay uygulaması nazara alınarak somut olayın incelenmesi neticesinde; davacı tarafın, davalıların mirasbırakanı Cevdet Kalaycı ile 10/11/1974 tarihinde dava konusu olan taşınmazın davacıya satılması hususunda harici satış sözleşmesi yapıldığı ve bedelin ödendiğini iddia ederek tapu iptal ve tescil kararı verilmesi amacıyla işbu eldeki davayı açtığı, az yukarıda da belirtildiği üzere, davaya konu taşınmazların harici satış sözleşmesinin düzenlendiği tarih olan 10/11/1974 tarihinde tapuda kayıtlı olduğu, tapulu taşınmazlarla ilgili devrin, belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığından dolayı taraflar arasındaki harici sözleşmeye değer verilemeyeceği ve taşınmazların harici sözleşmeye dayalı olarak tescilinin talep edilemiyeceği..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I .DAVA Davacı; ... Köyünde kain tescil harici bırakılan taşınmazın 30 yıldan fazla süredir zilyet ve tasarrufu altında bulunduğunu, taşınmazın 1759 numaralı parsel ile bitişik olduğunu, çekişme konusu taşınmazı satın aldığı tarihte tapulu olduğunu sandığını ileri sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescilini talep etmiştir. II....

            Dahili davalı T6si vekili cevap dilekçesinde özetle; ilgili mevzuat gereğince dava konusu taşınmazın Büyükşehir Belediyesi'nin yetki ve sorumluluk alanında olmadığını, dosyaya dava konusu taşınmazın ihale yolu ile satın alındığına dair hiç bir delil sunulmadığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 24.09.2018 tarih ve 2016/165 Esas, 2018/296 Karar sayılı kararında özetle; "...Dava, Eskiçine köy T3 kayıtlı taşınmazın ihaleden satın alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili talebine ilişkindir. Davacı tapulu taşınmazın adına tescilini istemiştir. Belirtilmelidir ki tapuda kayıtlı bir taşınmazın haricen satışı geçersizdir. Böyle bir satış, haricen satın alan kişiye herhangi bir hak bahşetmez (Y. 8.H.D. 2008/3589 Esas, 2008/3843 Karar). Diğer yandan TMK 706'ya göre, harici satışın resmi şekilde yapılmış olması gerekir....

            Dava, harici satış ve TMK'nun 713/2 maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili TMK.nun 713. madde düzenlemesi gereği olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle 466 ada 92 ve 93 parsellerde kayıtlı bulunan tarla niteliğindeki taşınmazlardaki Ferhat oğlu T8 1/5'er paylarının iptali ile muris İbrahim Gök mirasçısı olan davacı müvekkilleri adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir....

            Somut olayda davacı harici satış sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescili talebinde bulunmuş ise de Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 (6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 237) 2664 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescili kararı verilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde hükmün sonucu itibariyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu