Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "her ne kadar mahkemece tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiş ise de; davanın 'ölüm' hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, tapu kayıt maliki ...'in tapu kaydı oluşturulmadan vefat ettiği, tapu kaydı oluşturulduktan sonra ... mirasçısı ...'ye tapunun intikal görmediği, keşifte dinlenilen tanık beyanları gözetildiğinde çekişmeli taşınmazın satın alındığı 1977 yılından itibaren aralıksız, nizasız ve ekonomik amaca uygun şekilde davacı tarafın kullanımında olduğu, ... ...'...
Buna göre, davacının tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü yerinde değildir. Davacının tapu iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde ödediği bedel yönünden tazminat talebine gelince; Kural olarak tapulu taşınmazın harici satışının hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.” Şu halde Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle ancak sözleşmenin tarafları verdiğini geri alabilir....
Ayrıca davacının talebinin, ... çalışmaları sırasında ilk olarak 437 ve 440 parsel numarası ile tespit edilen taşınmaz sınırları içerisinde kalıp daha sonra imar uygulaması görüp niteliği değişen tapulu bir taşınmaza mı, yoksa ... çalışmaları sırasında dere yatağı olarak tespit harici bırakılan yere mi ilişkin olduğu, dolayısıyla davanın tapu iptal tescil davası mı, yoksa tapusuz taşınmazın tescili istemine mi ilişkin olduğu da anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle davacı tarafa dava dilekçesi açıklattırılmalı ve bu suretle dava konusu edilen yerin ... çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan bir yer mi, yoksa ... sırasında hakkında tutanak düzenlenip tapuya bağlanan ve sonrasında imar uygulaması gören 437 ve 440 parsel sayılı taşınmazlardan ayrılan tapulu taşınmazlara mı ilişkin olduğu belirlenmeli; davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğunun anlaşılması halinde 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca ......
İLKDERECE MAHKMESİ KARARI Mahkemece, tespit öncesi sebepler bakımından nizalı parselin tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin dolduğu, tapulu taşınmazların devrinin resmi şekle tabi olduğu, TMK'nın 713/2. maddesinde yazılı ölüm nedenine ilişkin talep bakımından anılan maddedeki ölmüş sözcüğünün Anayasa Mahkemesince 17/03/2011 tarihinde 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararla iptal edildiği ve tespitin kesinleştiği tarihle iptal tarihi arasında yirmi yıllık sürenin dolmadığı, önalım hakkının taşınmazın paydaşı olunması halinde kullanılabileceği gerekçesiyle, haricen satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescile yönelik davanın esastan reddine, şufa nedenine dayalı terditli davanın ise aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1....
Dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler ile dava konusu yere ait tapu kaydı incelendiğinde, 376 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davanın dayanağını oluşturan satış sözleşmesinin yapıldığı iddia olunan tarihte davalı ile birlikte dava dışı diğer kayıt malikleri adına tapuda kayıtlı olduğu görülmektedir. Tapulu taşınmazların alım ve satımları TMK'nın 706, TBK'nın 237, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve alıcısına herhangi bir hak bahsetmez. Bu itibarla davacı ile davalı arasında imzalanan 10/04/2003 tarihli sözleşme tapulu taşınmazın intikalinin amaçladığından geçersizdir ve böyle bir satışa dayanılarak iptal ve tescil kararı verilemez....
Davacı, davalı ile düzenlenen 10.08.1983 tarihli sözleşme ile davalının taşınmazdaki hisselerini satın aldığını, davalının tapu devrini yıllarca oyalayarak vermediğini, açtığı tapu iptal ve tescil davasının da 2012/2668-10561 sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesi ile red edildiğini ileri sürerek ödediği bedelin uyarlanarak tahsiline karar verilmesini istemiş,davalı zamanaşımı itirazıyla davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (MKmd.706, BK md 213, Tapu kanunu md 26 ve Noterlik Kanunu md 60) O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili; davanın araştırma yapılmadan hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddedildiğini, davada tespit öncesinin yanı sıra tespitten sonra kesinleşmeden önce yapılan harici satış sözleşmelerinin ve eklemeli zilyetliğin de ileri sürüldüğünü, tespit tarihi ile kesinleşme tarihi arasında yapılan zilyetlik senetlerine değer verilmesi gerektiğini, keşif yapılmadığını, tanıkların dinlenmediğini, TMK 713/2 maddesi koşullarının Anayasa Mahkemesinin iptal kararı öncesi gerçekleştiğini, harici satışları ve eklemeli zilyetlikleri değerlendirilmeden karar verildiğini savunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro tespiti öncesi harici satım, zilyetlik, TMK’nın 713/2 nci maddesinde belirtilen ölüm nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2....
nın 713. maddesinin gözetilmesinin gerektiğini, taşınmazın 30 yılı aşkın süredir zilyetliğinde bulunduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici satım sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....
Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Somut olayda, davacı dava dilekçesine ekli olarak 23/10/2007 tarihli harici satış senedini dosyaya sunmuştur. Satış senedine göre, dava dışı ... vekili ... dava konusu 1609 ve 1610 parsel sayılı taşınmazdaki 2 dükkanı 5.000,00 TL karşılığında davacı ...'na sattığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz ... Belediyesi adına 19/10/1993 tarihinde tapulama yolu ile tescil edilmiş olup, harici satımın yapıldığı 2007 tarihinde tapuya kayıtlı bir taşınmaz olduğundan bu sebeple 1609 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir....
Gereğince “denkleştirici adalet ilkesi” esas alınarak şekil şartı aranmaksızın tescil kararı verilmesine cevaz verildiğini belirterek, yerel mahkemenin vermiş olduğu hukuka aykırı kararın usul ve esastan kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 21.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/218 E.,2021/557 Karar sayılı dosyasında görülen davanın 06.07.2021 tarihli karar ile zamanaşımından reddedildiğin, reddedilen davada davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olup, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep ettiklerini belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme, resmi biçimde yapılmadığında, hukuken geçersizdir (TMK'nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60)....