Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Dava, finansal kiralama konusu taşınmazın tahliyesi, sözleşmenin feshedildiğinin tespiti ve tapudaki şerhin terkini istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, İlk Derece Mahkemesince 07.12.2021 tarihli ek karar ile muhtıraya rağmen eksik yatırılan istinaf karar harcının yatırılmaması sebebiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından 07.12.2021 tarihli ek karara ilişkin yapılan istinaf başvurusu ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

    . - KARAR - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ....01.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalı şirketin tanınmış bir şirket zannı ile sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşmenin noterde imzalanması sonrasında davacı isminin ... yerine ... yazıldığından bahisle tarih ve yevmiyesi aynı olan yeni bir sözleşme yapıldığını, bu durumun davalı şirketin kötüniyetini ortaya koyduğunu, yaşlı, hasta ve gözleri iyi görmeyen davacıya imza attırıldığını, inşaat imal süresi 35 ay olarak konuşulmuşken 55 ay yazıldığını, aradan geçen ...,... yıllık zaman diliminde inşaata başlanmadığını ileri sürerek, şimdilik anılan sözleşmenin iptaline, tapudaki şerhin silinmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

      Beldesi 1453 parsel sayılı 2383,15 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 1941 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili, el atmanın önlenmesi ve tapudaki vakıf şerhinin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin tapu kaydının iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davalıların el atmalarının önlenmesine, taşınmaz üzerindeki vakıf şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili ile elatmanın önlenmesi ve şerhin silinmesi istemine ilişkindir....

        . - KARAR - Davacı vekili, davalı yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini taşınmazın paylı mülkiyete tabi olması sebebiyle tüm arsa sahipleriyle yapmadığını, sözleşme sonrası imar planının iptal edilmesi nedeniyle sözleşmenin ifasının mümkün olmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshine ve tapudaki şerhin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

          in davalı ile 06.....2013 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmenin imzalanması yönünde vekile talimatının bulunmadığını, vekilinin önceki sözleşmenin tüm aşamalarından haberdar olduğunu ve davacıyı mağdur etmek amacıyla hareket ettiğini, ........2013 tarihinde vekilin azledildiğini, sözleşmenin feshine ilişkin olarak vekil ve davalıya ihtarname keşide edildiğini ileri sürerek 06.....2013 tarihli sözleşmenin feshi ile tapudaki şerhin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, sözleşmeyi usulünce imzaladıklarını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin ....02.2016 tarih, 2014/9270 Esas, 2016/1119 Karar sayılı ilamıyla, davaya konu 06.....2013 tarihli sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle davacı vekili...'...

            Davalılardan ... vd. vekilinin temyizine gelince; Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer olan muhdesat bilgisini gösterir şerhin dikkate alınmaması, Doğru değilise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5. bendinde yer alan (132.018,37-TL bedelin) kelimelerinden sonra gelen kısım tamamen hükümden çıkarılarak (7.488,00-TL zemin bedelinin maliklere tapudaki hisseleri oranında ve 124.530,37-TL muhdesat bedelinin ise tapuda adına şerh olan muris ...’na ait ... Sulh Hukuk Mahkemesin’den alınan 2016/25E-607K sayılı veraset ilamı hisseleri oranında) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılardan ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idareden alınan temyiz ve temyiz edenlerden alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Satışına karar verilen taşınmaz; a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin ve harcın paydaşların tapudaki payları oranında, b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin ve harcın mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin ve harcın tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına ve tahsil edilmesine karar verilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan ilkeler gereğince somut olayda; satışına karar verilen dava konusu taşınmazlarda taraflar hem paylı hem de elbirliği ile mülkiyete sahiptir. Taşınmazların hem paylı hem de elbirliği ile mülkiyete tabi olması nedeniyle harcın paydaşlara tapudaki ve mirasçılık belgesindeki payları oranında hükmedilmesi gerekir....

                Satışına karar verilen taşınmaz; a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında, b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir. Somut olaya gelince; Mahkemece hüküm fıkrasının üçüncü paragrafında “ Satış sonunda elde edilecek meblağın 06.05.2015 tarihli bilirkişi heyetinin tevzi tablosunda belirtildiği şekilde dağıtılmasına” karar verilmiş olup, hükme esas alınan 06.05.2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda düzenlenen tevzi tablosunda mirasçı ...’ın yer almaması ve satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                  Davalı kurumun yazı cevapları, kamulaştırma işlemlerinin öngörülemez süreci ve dosya kapsamı gözetildiğinde dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerindeki şerhin davacı tarafın mülkiyet hakkını kısıtladığı, şerhin konulması ile dava tarihi arasında geçen sürece rağmen şerhin terkinine ilişkin idare tarafından herhangi bir girişimde bulunulmadığı gibi kamulaştırma işlemlerinin de durmuş olduğu, dava konusu taşınmazda 31/b şerhinin bulunması nedeniyle davacının 2942 sayılı kanunun 31/b maddesinde belirtilen devir ferağ, temlik gibi yasak işlemleri yapamadığı ve bu haliyle davacı tarafın mülkiyet hakkını sınırlandıran bu şerhin kaldırılmasına ilişkin iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile tefrik edilen davada aynı taşınmaza ilişkin ve aynı hukuki sebepten kaynaklanan hukuki uyuşmazlıkta davacılar lehine tek vekalet ücreti hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır....

                  Diğer bir deyişle, tapu kütüğündeki tescilin idari karara dayanması halinde kararın idari yargı yerinde kanuna aykırılıktan dolayı tashihi ya da iptali cihetine gidilmesi ve idari yargı kararının da kesinleşmesiyle tapudaki tescil işlemi hukuksal sebebini yitirir ve bu işlem (tescil işlemi) öncesini kapsamak üzere yolsuz tescil niteliğini alır. Ancak, o taktirde, hak sahibi tapu kütüğündeki kaydın iptali ya da tashihi için genel mahkemelerde (Adli Yargı Yerinde) dava açabilme olanağına kavuşur. Somut olayda; çekişme konusu taşınmazda yapılan 12.01.2009 tarihli imar uygulaması ile sicil kaydı oluşturulduğu, sicilin dayanağı idari kararın halen ayakta olduğu, bir başka anlatımla imar uygulamasının hukuki varlığını koruduğu görülmektedir. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalı vekilinin temyiz itirazları bu yönüyle yerindedir....

                    UYAP Entegrasyonu