Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar paydaşlığın giderilmesi davasından sonra taşınmazı ihale ile satın almışlar şimdi kayıttaki şerhin terkinini istemişlerdir. Bu şerh tapuda bulunduğu sürece davacılar kendilerine karşı ileri sürülmesi tehdidi altındadırlar. Kısaca söylemek gerekirse, davacılar subjektif haklarının tapudaki şerh ndeniyle ihlal edildiğini ileri sürmektedirler. Orta yerde artık çekişmeli yargıya konu olabilecek bir dava söz konusudur. Yukarıda da değinildiği gibi, bir davanın olmazsa olmaz unsurlarından biri de birbirine hasım iki tarafın bulunmasıdır. HUMK.nun 179.maddesinde açıklanan dava dilekçesinin zorunlu unsurlarından birisi de taraflardır. Davanın tek taraflı yada hasımsız açılmasına olanak yoktur. Bu nedenle de davanın şerh lehtarlarına karşı açılması gerektiğinden, davanın temel unsurlarından davalının dilekçede gösterilmemesi usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmadığı anlamına gelir....

    Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09/02/2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 22/12/2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı vekili, davacının 22.12.2005 tarihinde satın aldığı ... ili, ... ilçesi, 975 parsel numaralı taşınmazda yer alan şerhin terkinini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazın tapu kaydının ......

      in tapudaki edinme sebebinin “Tahsis” olarak düzeltilmesine karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de, 8100 ada 3 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden ... oğlu ...'in tapudaki edinme sebebi “İmar” olmasına rağmen "Tahsis" olarak değiştirilmesi de isabetsizdir. Hal böyle olunca, taleple bağlı kalınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        ın aynı kişi olup olmadığı anlaşılamadığından, mahkemece taraf teşkilinin sağlanabilmesi için davacıya tapu kaydında idari yoldan düzeltme yapılması, mümkün olmadığı takdirde tapuda isim tashihi davası açmak üzere yetki ve makul süre verilerek çelişki giderildikten sonra eğer aynı kişi değillerse taraf teşkili sağlanarak ortaklığın giderilmesi talebi hakkında karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeden ve taraf teşkili tam olarak sağlanmadan davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiştir. Öte yandan, hüküm fıkrasının ikinci bendinin birinci paragrafında “205 ada 111 parsel, 217 ada 24 - 64 - 91 - 106 - 127 parsel, 220 ada 29 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine satış parasının taraflara tapudaki payları ve...3....

          Noterliği’nin 14.12.1993 gün 64006 yevmiye nolu olup maddi hata sonucu hüküm fıkrasında tapudaki şerhin tarih ve yevmiye numarasının yazılması ile inşaat seviyesine göre geriye etkili fesih yerine iptâl kararı verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu yönden bozulması gerekir ise de düşülen bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmı birinci fıkrasında kabulüne kelimesinden sonra gelen “23.12.1993 tarih ve 9766 yevmiye nolu sözleşmenin iptâli ile tapu sicilinden bu sözleşmeye ilişkin” cümlesinin karar metninden çıkarılmasına, yerine “......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, teras ve çatıya yapılan müdahalelerin önlenmesi, depolar ve terasla ilgili tapudaki şerhin terkini ile bu yerlerin kullanımının önlenmesi, 26 nolu bağımsız bölüme ait açıktaki arsa payının iptali ile bu payın diğer bağımsız bölümlere dağıtılması istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Tapu kaydındaki şerhlerin kaldırılmasına ilişkin davalarda husumetin kural olarak tapudaki şerhin lehtarına yöneltilmesi gerekir. Somut olayda; dava konusu hisse üzerinde ...Bankası A.Ş lehine 600.000,00TL değerinde ipotek şerhi bulunmaktadır. Haciz veya ipotek şerhlerinin terkinine ilişkin davalarda lehtarların hakları etkileneceğinden haciz ve ipotek lehtarlarının davalı olarak gösterilmeleri gerektiğinden ipotek lehtarı davada taraf olmaksızın dava konusu 6/7 hissenin iptali ile her türlü kayıttan ari olarak davacı adına tesciline karar verilerek taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                in davacı tarafından yapılan izah edilen harcama bedeline karşılık davacıya 20.000,00 TL nakit para verilmesi konusunda anlaştıklarını ve davalının bu harcamalarının davacıya verilmesinin kararlaştırılmasına rağmen davalının bu ödemeyi yapmadığı için sözleşmenin ön şartının gerçekleştirilmediğini ileri sürerek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine ve bu sözleşmeye ilişkin tapudaki şerhin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, sözleşmede davacı tarafın iddia ettiği 20.000,00 TL'nin ödenmesine ve bu bedelin ödenmemesinin sözleşmenin geçerliği için ön şart olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, başkaca yüklenici davalının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğine yönelik bir iddianın da olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın dava şartı yokluğu, görev, zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı idarenin şerhin konulmasında bir kusurunun bulunmadığını, kamulaştırma Kanununun 7. maddesi gereğince şerhin konulduğu tarihten itibaren 6 ay içinde bedel tespit tescil davası açılmaması halinde şerhin tapu sicil müdürlüğü tarafından resen terkin edileceğini, kanun maddesine göre davalı idareye yüklenen bir sorumluluğun bulunmadığını, söz konusu şerhin idari bir işlem ile terkininin mümkün olduğunu, bu nedenle açılan davanın haksız olduğunu, reddi gerektiğini beyan etmiştir. B- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Bahse konu şerhin halihazırda mevcut olduğu, bu durumun davacının mülkiyet hakkından kaynaklanan tasarrufları engellediği, dolayısıyla mülkiyet hakkını kısıtladığı anlaşılmakla Kamulaştırma Kanunu'nun 7/son maddesi uyarına konulan şerhin terkinine, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/167 Esas 2020/781 Karar sayılı dosyasındaki yazı üzerine tapu müdürlüğünce 03/03/2020 tarih 11159 yevmiye numarası ile 31/B şerhi konulduğu, davacı tarafından bu şerhin terkini için işbu davanın açıldığı, yapılan yargılama sırasında 21/10/2021 tarih 58512 yevmiye nolu işlem ile tapu kaydındaki şerhin kaldırıldığı, bu nedenle davanın konusuz kaldığı, ilk derecesince konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunup davalı vekilinin istinaf taleplerinin olmadığı görülmekle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu