Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Söz konusu sözleşmeler incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazların bir kısmına ilişkin tapuların 28.06.2012, 29.08.2013 ve 24.06.2013 tarihlerinde davacıya verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, devre mülklerden 6508 nolu daire ile 1308 nolu dairelerin tamamlandığı, 2301 nolu dairenin inşaat tamamlama seviyesinin %85, 5301, 5303, 5505 nolu dairelerin inşaat tamamlanma oranlarının %48, 3508 nolu dairenin inşaat tamamlanma oranının %50 seviyesinde olduğu tespit edildiği, davalının sözleşmeyle üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ve sözleşme şartlarına uygun olarak belirlenen süre içerisinde yerine getiremediği, davacı tarafın üzerine düşen edimleri yerine getirerek sözleşme bedellerini ödediği, davacı yanın sözleşmeleri fesih hakkının doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur....

    İstinaf Sebepleri Davacılar istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın infazında tereddüt oluşturacağını, Mahkemenin pay oranını açıkça sehven yanlış değerlendirildiğini, gerekçede 1/2 payın sadece 1/4'ü devredilmiş gibi değerlendirme yapıldığını, tapuda mevcut 1/4 pay iptal ettiği halde davalının muristen muvazaalı olarak alarak üzerinde tutmayıp üçüncü şahsa sattığı 1/4 pay ile ilgili tazminat taleplerinin usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini, davalının ifraz sonucu oluşan payının 18 parsel sayılı taşınmaza bağlı bir hak sonucu oluştuğunu tespit etmiş olmasına rağmen hüküm kısmında taleplerinin reddedilmesinin çelişkili olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüşen pay karşılığının arttırılması davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden çıkan karara ilişkin karar DÜZELTME İSTEMİNİN REDDİNE dair kararda maddi hata yapıldığından bahisle davalı idare vekilince verilen dilekçe ile bu husussun düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüşen pay karşılığının arttırılması istemine ilişkin davanın kabulüne dair mahkemece verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmış, bu karara karşı davalı idare vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş ve Dairemizcede karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiş olup bu kez davalı idare vekilince maddi hatanın düzeltilmesi...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 23 parselde kayıtlı arsa nitelikli taşınmazdaki payının tamamını 31/03/2005 tarihinde satış suretiyle davalıya devrettiğini, okuma yazma bilmediğini ve tapuda yapılan işlemin pay devri olduğunu anlayamadığını, davalının kendisine ve diğer paydaş ...'a "ben ölünceye kadar bu evde siz oturacaksınız" diyerek tapuda imza atmaları gerektiğini söylediğini, bu şekilde kandırıldığını, bedel almadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, zamanaşımı def’inde bulunarak, davacı ile kardeş olduklarını, dava dışı ağabeyi ... ve davacıdan bedelini ödeyerek, pay aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....

          Ancak; Önalıma konu payın bulunduğu dava konusu 11 parsel sayılı taşınmazda davalı önce 28.10.2008 tarihinde daha sonra da 14.09.2009 tarihinde olmak üzere iki ayrı tarihte pay satın almıştır. Davacı dava dilekçesinde, önalım hakkını 14.09.2009 tarihinde satın alınan paya ilişkin kullandığını beyan etmiş, davalının ilk olarak 28.10.2008 tarihinde satın aldığı paya karşı önalım hakkını kullanmamıştır. Bu durumda dava tapuda paydaş olan davalıya karşı açılmış önalım davası olup, tapuda pay alan paydaşa karşı önalım hakkı kullanılamaz....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDININ DÜZELTİLMESİ Taraflar arasındaki tapu kaydının düzeltilmesi davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının maliki bulunduğu 15 ada 46 parsel sayılı taşınmazda paydaş olarak görünen .... payının intikali sırasında tapuda bulunan paydaların değil veraset ilamındaki paydaların dikkate alınması nedeniyle pay payda oranları arasında uyumsuzluk meydana geldiğini, bu hususun düzeltilmesi için tüm kayıt maliklerinin rızasının alınması gerektiğini ancak bunun sağlanamadığını belirterek ....den intikal işlemleri öncesi pay-payda durumu dikkate alınarak tapu kaydındaki payların düzeltilmesini talep etmiştir. II....

              ise de; bunun karşılığında davalının tapuda pay devri yapacağının kararlaştırıldığına ilişkin açıklamada bulunulmamış, davalının böyle bir taahhüdü olduğuna ilişkin yazılı bir belge sunulamamıştır....

                Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi tapuda ½ pay sahibi ... mirasçılarının davalı safında davaya katılmalarının sağlanması ve bu haliyle taraf teşkilinin oluşturulması usul ve kanuna aykırıdır. Uyuşmazlık konusu 154 ada 6 sayılı parsel, 20.03.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 20 yılı aşkın bir zamandan beri ... ve ...’in zilyet ve tasarrufunda olduğu gerekçesiyle ½’şer pay oranında adı geçenler adına tespit ve tescili yapılmış olup, kadastro tutanağı 22.06.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Gerek tutanağın adres kısmında ve gerekse tapu kaydının beyanlar hanesinde ... oğlu ...’in ölü olduğu yazılıdır. Taşınmaz tapuda ½’şer pay oranında paylı mülkiyet biçiminde tapuda kayıtlı bulunduğuna göre her pay birbirinden bağımsız olarak dava konusu olmaktadır. Bu paylı mülkiyet hukukunun bir gereğidir....

                  Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir. Somut olaya gelince; davacı vekili taşınmazın paydaşlar arasında taksim edilmediğini ileri sürmüştür. Yargılama aşamasında dava konusu önalıma konu payın bulunduğu taşınmazın başında keşif yapılmamış, dava konusu taşınmazda fiili taksimin olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Yukarıdaki ilkelerde açıklandığı üzere, fiili taksim savunması davanın her aşamasında ileri sürülebilir....

                    oranının toplantıda temsil edilmediğini, toplantı nisabının sağlanmadığını, şirket hisselerinin tamamının nama yazılı olarak çıkarıldığını, toplam 40.000 hisseden 35.838 hissenin müvekkili ...’a ait olduğunu, müvekkiline ait hisse senetlerinin çalındığını, bu senetlerin zayi olması nedeniyle iptal davasının derdest olduğunu, davalıların şirket yönetim kurulu üyelerine çektikleri ihtarnamede ellerinde hamile yazılı geçici ilmühaber bulunduğunu, bu nedenle şirketin % 30 hissesinin sahibi olduklarını iddia ettiklerini, oysa bu ilmühaberlerin şirket sermayesinin tamamı ödenmeden çıkarıldığı için geçersiz olduğunu, ilmühaberlerin geçersiz olmadıkları düşünülse bile bunların da şirkette meydana gelen hırsızlıkta çalındığını, hırsızlık yoluyla müvekkilinin elinden çıkan hisse senetlerinin davalıları hak sahibi yapmasının mümkün olmadığını, şirketin pay defterinin de 2004 yılında çalındığını, davalıların bu pay defterinin noter onaylı fotokopilerini mahkemeye sunduklarını, bu durumun...

                      UYAP Entegrasyonu