Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dan 11 ada,8 no'lu parsel sayılı taşınmazın paylarının tamamını satın aldığını ve tapuda adına tescil ettirdiğini, ... ... (...) payını da satın aldığını Belediyenin çalışması sonucu, ... ... ile ... ... tapuda 7/160 pay sahibi olduğunu öğrendiğini, ölen ablası ... ... (...) iki çocuğu ... ve ... kendisi ile aynı oranda pay verildiğini ileri sürüp tapu kayıtlarında yapılan yanlış hisSelendirmenin düzeltilmesini, ... ... ...,... ... ve ... ... satın aldığı payların yeniden düzenlenerek adına tescil edilmesini istemiştir. Davalı, davanın tapuda malik görünen diğer paydaşlara veya satış işlemini gerçekleştiren önceki mülk sahiplerine karşı açılması gerekirken idareye karşı husumetin yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, işlemlerin Tapu İdaresi tarafından mevzuata uygun olarak yerine getirildiğini bildirip yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

    nin dava konusu taşınmazda 1992 yılında pay satın aldığını, davacıların murisinin tapuda pay sahibi olarak görünmediğini, binanın yapıldığı iddia edilen 1989 yılında ne davacıların ne de murislerinin pay maliki olmadığını belirtrek davanın reddini talep etmiş, davalı ..., ön inceleme duruşmasında, gelişmelerden haberi olmadığını bildirmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, tapu kaydında binanın münhasıran davacılara ya da murise ait olduğuna ait bir kayıt bulunmadığı, yapının kaçak yapı olup ruhsatlı olmadığı, davacı tarafın tanık vesaire herhangi bir delil göstermediği, esasen kaçak binaların yasallaştırılıyormuşçasına işleme tabi tutulmasının mümkün olmadığı” gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti talebine ilişkindir....

      in payını satın altığını, bu nedenle 2/6 paya sahip olması gerektiğini, tapuda işlem yapılırken hatalı olarak davalı ile 1/2'şer pay olarak işlem yapıldığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile 4/6 pay olarak adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, taksim sözleşmesine göre tapuda işlem yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafça süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

        Davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere, tarafların TMK 161/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiğine, Mahkemece, TMK’nin 236/2. maddesi gereğince kusurlu eş olan davacı kadının artık değerdeki pay oranının hakkaniyet gereğince kaldırılmasına karar verildiğine göre, davacı vekilinin yerinde olmayan ve HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, anılan Kanun’un 442. maddesi uyarınca (6100 Sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi gereğince 1086 Sayılı HUMK'un 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 450,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye irad kaydına ve 113,30 TL peşin harcın red harcına mahsubuna, 24.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          ile arsa sahipleri arasında yapılmış olan 05.05.1988 tarihli “inşaat sözleşmesi” başlıklı sözleşme adi yazılı şekilde yapılmışsa da, tapuda yükleniciye yapılan pay devirleri nedeniyle tarafları bağlayıcı hale gelmiştir. Taraflar arasındaki tapuda yükleniciye yapılan pay devri nedeniyle bağlayıcı hale gelen sözleşme ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27.02.2004 tarih 2004/20 2004/95 karar sayılı kararı ile feshedilmiş, fesih kararı 05.06.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Kural olarak sözleşmenin feshi durumunda yüklenicinin yaptığı işin bedelinin fesih kararının kesinleştiği tarihteki serbest mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerekir. Ancak somut olayda dava fesih kararının kesinleşme tarihinden önce 24.09.2004 tarihinde açıldığından hesaplamanın dava tarihine göre yapılması zorunludur. Yüklenicinin hakettiği iş bedeli hesaplanırken yasal olan imalâtın dikkate alınması gerekir....

            Somut olayda ise, istek tapu kaydında düzeltim değil, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat ve hatalı belirlenen pay oranının buna göre düzeltilmesi isteğine ilişkin olup; cebri icra suretiyle yapılan satış sonucu dava dışı alıcının satın aldığı 252 m2'ye göre taşınmazın tamamının yüzölçümü olan 122.500 m2 üzerinden 252/122500 pay verilmesi yerine, satışa konu hisse miktarı olan 9.187 m2 üzerinden verilen 252/9187 payının tapuya tescili sonucu hatalı pay dağılımı yapıldığı ve bu hata sonucu gerçekte 252 m2 olması gereken payın karşılığının tapuda 3360,18 m2'ye tekabül ettiği ve davacının da hatalı tescil edilen payın satın almak suretiyle maliki olduğu, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu ve anılan maddede bu nedenle doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olacağı kabul edildiğinden yargılama giderlerinin de bunun içerisinde olduğu anlaşılmakla tapuda hatalı olan payın düzeltilmesine karar verilmesinde ve davalının...

            Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir. Somut olayda, dosya kapsamında dinlenen bir kısım tanıklar dava konusu taşınmaz üzerinde davacının ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümlerin bulunduğunu belirtmişler, ayrıca 22.06.2012 tarihli keşifteki gözlem sonucu hazırlanan 03.08.2012 tarihli bilirkişi raporunun ekindeki krokide dava konusu taşınmazın yaklaşık yarı yarıya oranında davacı ve davalı tarafından ekilmiş ayçiçeği ve buğday bulunduğu tespit edilmiştir....

              Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir. Somut olayda, dava konusu gayrimenkul 1/2 payı davacı ..., 1/2 pay ise ... 'e ait olup gayrimenkul üzerinde iki katlı bir bina bulunduğu, birinci katta davacının oturduğu sabittir. Taşınmazın zemin katının da emlak beyannamesinin ... tarafından verildiği, ...'e ait olduğu ancak davacıyla aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle ... tarafından kullanılmadığı dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacının zemin katı kullandığına ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Davalı ise, satıcı ...'e ait taşınmazdaki zemin kat dairenin bulunduğu 1/2 payı satın almıştır....

                SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hüküm sonucunun ikinci bendinde "...tapu kayıt maliklerinin tapuda belirtilen hisseleri ile dosyada mevcut ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1102 esas 2010/1372 karar sayılı veraset ilamı ve tapu kayıt hisseleri esas alınarak pay oranları tespiti yapılan fen bilirkişisinin 07/07/2014 tarihli raporu ile..." ve hüküm sonucunun altıncı bendinde yazılı "...tapu kayıt maliklerinin tapuda belirtilen hisseleri ile dosyada mevcut ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1102 esas 2010/1372 karar sayılı veraset ilamı ve tapu kayıt hisseleri esas alınarak pay oranları tespiti yapılan fen bilirkişisinin 07/07/2014 tarihli raporu ile..." ibarelerinin çıkarılarak, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Eldeki davada da, dava konusu taşınmazın kayıt maliki tapuda boş bırakılan baba hanesine “...” isminin eklenmesini istemiştir. Tapu kaydı incelendiğinde davacı ve dava dışı ... ’in taşınmaza 1/2 oranında paydaş oldukları, baba adlarının yazılı olmadığı anlaşılmıştır. Yapılan araştırmada kayıt maliklerinin baba adlarının ... olduğu kanıtlanmıştır. Bu nedenle, davacının baba adının tapu kaydına eklenmesine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak, taşınmazın diğer maliki 1/2 pay sahibi ... ’in tapu kaydına baba adının eklenmesine ilişkin açılmış bir davası yoktur. ... sağdır ve kayda baba adının eklenmesine dair istemde bulunma yetkisi de ona aittir. Davacı ...’in kaydın düzeltilmesi gerekir şeklindeki soyut beyanı karşısında ... ’inde davası varmış gibi onun yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Karar bozulmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu