WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu şekilde kesinleşip tapuya tescil edilen taşınmazlara karşı genel mahkemelerde tapu iptal ve tescil davası açma imkanı bulunduğu gibi, aynı imkan 41. madde uyarınca kesinleşen kararlara karşı da mevcuttur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda, kesinleşip tapuya tescil edilen düzeltme kararlarına ya da düzeltme talebinin reddi kararlarına karşı ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan teknik hataların düzeltilmesi istemiyle tapu iptali ve tescil davası açılmasını engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır. Düzeltme kararına karşı 30 günlük süre içinde açılacak davalarda görevli mahkeme 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Düzeltme kararı kesinleşip tapuya tescil edildikten sonra açılacak davalar ile düzeltme isteminin reddine ilişkin kararlarına karşı açılacak davalarda görevli mahkeme ise 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca ve dava konusunun, mal varlığı hakkına ilişkin bulunması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemeleridir....

Hukuk Dairesi'nin görevini belirleyen 20. bendi uyarınca "Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK m. 1007) sonucu verilen hüküm ve kararlar" ile ilgili davalarda görevli daire olan Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıktır. Zira kamulaştırmasız el koymadan bahsedilebilmesi için öncelikle orman idaresi tarafından açılan tapu iptal ve tescil isteminin neticelendirilmesi ve orman nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının asıl davada bekletici mesele yapılması gerekirken davacı tarafın davasını ıslah etmesi nedeniyle bu kez TMK 1007 maddesine göre verilen karara ilişkin itirazları Dairemizin inceleme olanağı bulunmamaktadır. Buna göre gerek asıl davada ve gerekse de birleşen ve tefrik eden davada istinaf itirazlarını incelemekle görevli Daire, iş bölümü cetvelinde anılan maddenin 3. ve 20. bendi uyarınca her durumda 3. HD olup, her iki davaya ilişkin usuli yönleri de inceleme görevi yine bu Daireye aittir....

Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Davalı tarafın zamanaşımına ilişkin itirazının incelenmesine gelince; TBK'nun 146. maddesine göre uygulanması gereken zamanaşımı süresi 10 yıldır. Tapu iptale ilişkin karar 2019 yılında kesinleşmiş olup, eldeki dava 2019 yılında açıldığından bu itiraz yersizdir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/290 E. 2013/3 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın bir kısım davacıları aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Soğucak köyü, 121 ada 45 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 20.06.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. maddesine dayalı, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Her ne kadar somut olayda henüz idare tarafından açılmış bir tapu iptal ve tescil davası yok ise de, taşınmazın tamamı kesinleşmiş orman tahdidi içine alındığından, tapu sicilinin bir kısmının yolsuz oluşturulduğu sonucu ortaya çıkar. Bu durumda idare tarafından tapu iptali ve tescil davasının açılmasını beklemeye gerek olmadan, tapu malikinin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın mülkiyetini kaybetme nedeniyle doğacak zararın tazminini istemesine engel bir durum yoktur (Y. 20. HD'nin 2020/830- 2256 E ve K ve 2015/10006 E ve 2016/7218 K sayılı ilamları). Somut olayda, davacıya ait tapulu taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı, dolayısı ile davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu, (Y. 20....

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle :yerel mahkeme kararında vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını ve bunun düzeltilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Açılan dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır. Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/303 esas-2003/756 karar sayılı kararı ile taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kaldığından bahisle tapunun iptaline karar verildiği ve kararın 12.06.2006 yılında kesinleştiği anlaşılmıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/11/2020 tarih ve 2019/396 esas 2020/399 karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın müvekkilinin adına olan tapusunun iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiğini, tapu kaydının iptal edilmesi karşısında müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, tapu kaydına güven ilkesine aykırılık oluşturarak müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, davalı idarenin yapmış olduğu hukuka aykırı işlem nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazminini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında özetle; açılan davanın usul ve yasalara aykırı olduğunu, medeni kanunun 1007....

Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/75 Esas sayılı dosyasının incelemesinde; davanın tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dava konusu Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesi Güvem Köyü 107 ada 178 parsel sayılı taşınmazın toplam 24478,54 m²'lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile hazine adına tesciline, 28280,00 m²'lik kısmı yönünden ise davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 26/04/2012 tarih ve 2012/5462 Esas, 2012/6444 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve hükmün 11/06/2012 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....

Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Dosya içinde mevcut İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/60 E.2007/422 K. Sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu Korucu Yeni Mah. 115 ada, 42 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline kadar verildiği, kararın 13/10/2008 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır....

UYAP Entegrasyonu