Davalı tarafından davacı aleyhine açılan tapu iptal tescil davasında davalının dayandığı 10.5.1991 tarihli satış vaadi sözleşmesi gereğince davacıdan satın alıp bedelini ödediği taşınmazların adına tescilini talep etmiş, mahkemece yargılama sırasında 15.12.2005 tarihli celsede satış vaadi sözlşemesinin sahte olduğunun ileri sürülmesi karşısında yasal yollara müracaat edilmesi için kesin süre verilmiş ve davacı ... tarafından senedin sahte olduğunun tespiti ve iptali ile ilgili bu dava açılmıştır. Davalının açtığı tapu iptal- tescil davasında savunma kanıtı olarak ibraz edilen senedin geçerli olmadığı iddiasının o davada inceleme ve değerlendirme olanağı vardır. Açılmış ve görülmekte olan bir davada iddia ve savunma olarak ileri sürülen konular için ayrı bir tespit davası açmakta "hukuki yarar" yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil ile menfi tespit isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 09.09.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı, eldeki davada takibe konu ipoteğin idari işlemin iptali sonucu yolsuz olduğunu belirtmiş ve İcra ve İflas Kanununun 150.maddesinin son cümlesinde düzenlenen menfi tespit davasını açmıştır. Çünkü anılan madde uyarınca ipoteğin iptali hakkında dava açılması halinde 72. madde hükümleri kıyasen uygulanacaktır. Bilindiği üzere borçlunun, alacaklının kendisine karşı bir hak veya alacak doğuran bir hukuki ilişkinin varlığını ileri sürmesi halinde, bu hukuki ilişkinin hiç doğmadığını veya doğduktan sonra ortadan kalktığını tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Maddi hukuk açısından ödemekle yükümlü olmadığı bir borçla karşı karşıya kalan borçlunun, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Öte yandan borçlu, menfi tespit davası açmış ve bu dava sonuçlanmadan borcu ödemişse menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam olunur. İstirdat davası normal eda (tahsil) davasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/243 esas sayılı dosyası ile işbu sebepsiz zenginleşmeye konu alacak için menfi tespit davası açıldığını, bu davada icra dosyasındaki satışın durdurulması için tedbir talebinde bulunduğunu, talebinin reddedildiğini, davaya konu alacakların davalı bankaya davacı tarafından 20/11/2011 tarihinde hakları saklı tutulmadan kendi rızası ile ödendiği, icra müdürlüğünce satışın düşürüldüğünü, kendi rızası ile ödeme yapan davacının menfi tespit davasından feragat ettiğini, davadan feragat etmese dahi davanın kaybedilmeye mahkum olduğunu, davacının sebepsiz zenginleşme davasını açma koşulları bulunmadığından ve menfi tespit davasının feragat nedeniyle reddine ilişkin kesin hüküm bulunduğundan davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının Bucak 2....
ın banka hesaplarına ve malik olduğu tapu kayıtlarına haciz konulmak suretiyle icra dosyası olarak alacağın garanti altına alınmış olması sebepleri ile teminatsız olarak icra takibinin tedbiren durdurulmasına, tazminat talebi hakları saklı kalmak üzere haklı davanın kabulü ile müvekkili ...'ın 30.05.2013 tanzim tarihli ve 670.00 Amerikan Doları tutarındaki takip dayanağı belge ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 06/062021 Tarihli karar ile; davacının açtığı menfi tespit davasına konu İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra takibinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin "Çoğun içinde azın bulunduğuna" ilişkin prensip dikkate alınarak istemin kabulü ile; davacının açtığı Menfi Tespit davasına konu İstanbul Anadolu ......
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 75 parsel sayılı 94.11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit...
Davacı tarafından 3 adet bono yönünden borçlu olunmadığına ilişkin açtığı menfi tespit davasında ise, davacı tarafın 20/04/2022 tarihli duruşmaya gelmesi ve duruşmaya katılan davalı vekillerince davanın takip edilmemesi nedeni ile 20/04/2022 tarihinde davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve bu tarihten itibaren 3 AYLIK yasal süresi içinde davanın yenilenmediği anlaşılmakla, davacı tarafından 3 adet bonoya yönelik açılan menfi tespit davasının HMK'nun 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı tarafın borçlusu ... ... ..., kefili davacı ..., alacaklısı davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu Ardanuç İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 381 ada 5 parsel sayılı 161.49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve ... adlarına tespit edilmiş, Hazinenin Kadastro Mahkemesinde açtığı davanın usulden reddi üzerine hükmen tapuya tescil edilmiştir. Davacı Hazine, bu kez tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir....