Dava, dava konusu taşınmaz 05/02/1973 tarih ve 16 nolu tapu kaydı ile İsmail oğlu Rasim Mert adına tapuda kayıtlı iken satış vaadine bulunan davalılar T8 T7 ve T9 tarafından Silivri Noterliğinin 04/09/1984 tarih ve 11117 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile davacılar murisi Hatice Özcanbaz'a satışı vaad ve taahhüt edilmiş, tapu kaydı ve kadastro çalışmaları sırasında 16/06/1986 tarihinde yine davalılar murisi İsmail oğlu Rasim Mert adına tespiti yapılmış ve 25/04/1987 tarihinde de tespit kesinleştiğinden tapulama edinme sebebine istinaden 25/04/1987 tarihinde davalılar murisi Rasim Mert adına tapuya tescil edilmiştir. Olayları anlatmak ve açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Görülmekte olan dava da alıcı Hatice Özcanbaz mirasçıları davacılar kadastro öncesi nedenlere (01/09/1984 tarih ve 11117 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine) zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı, kadastro sonucu oluşan tapu kaydından pay satın almak suretiyle tespitten sonra doğan hakka ve tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş olup, Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen hükmün temyizi istenilmiş olmakla; 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 1. maddesi uyarınca inceleme görevi 1. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 17.2.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı, kadastro sonucu olunan tapu kaydından pay satın almak suretiyle tespitten sonra doğan hakka ve tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş olup, Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen hükmün temyizi istenilmiş olmakla; 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 1. maddesi uyarınca inceleme görevi 1. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece "Somut olayda davacının tapu iptali ve tescil istemi ile eldeki davayı açtığı,dava konusu taşınmazın davalı T3 tarafından diğer davalı T2'ye devredilmiş olması karşısında davalı T3'nin pasif husumet ehliyeti bulunmadığı " gerekçesi ile davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, davalı T2 yönünden ise "3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmü yer almaktadır. Söz konusu madde ile tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. 3. Değerlendirme Somut olayda, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği 28.03.1994 tarihi ile davanın açıldığı 27.11.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. VI....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, tespitten sonraki gayrimenkul taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı satın alma nedeni ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; dava mera komisyonunun 02.04.2013 tarihli yazısı ile mera özel siciline yazılan 148 ada 1 parselin mera olarak yapılan sınırlandırmasının iptali istemine ilşkin olduğundan, davanın görüleceği yer idari yargı değil adli yargı yeridir. Mahkemece, davacının talebi açıklattırılarak çekişmenin esası incelenerek bir hüküm kurulması yerine uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden söz edilerek yazılı biçimde hüküm tesisi doğru olmamıştır. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan bir taşınmaz olduğunun anlaşıldığı ve taşınmazın beyanlar hanesine zilyet adına yapılan tespitin, bedeli mukabilinde mülkiyet hakkının tescili imkanını doğurduğu ve davalı tarafından dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine yapılan tespite dayanarak Hazineden davalıya satış yapıldığı, 6292 sayılı Kanun ile sahiplerine satış yapılarak sahipleri adına tapu kaydı oluştuktan sonra tespitten önceki nedene dayalı kullanıcı şerhi davasının dinlenemeyeceği ve değerlendirilemeyeceği, bu nedenle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığına kanaat getirilmekle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazda kullanıcı şerhi sahibi olarak gözüken davalı ...'...
Taraflar arasında görülen davada; Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kadastro sonucu, Gülyalı İlçesi çalışma alanında bulunan 290 ve 291 parsel sayılı taşınmazlar paylı olarak davalılar ... ve müşterekleri adına hükmen tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların kendi zilyetliklerinde olduğunu, her ne kadar taşınmazlar hükmen kesinleşmiş ise de kendilerinin bu davada taraf olmadıklarını, kendileri lehine olağanüstü zamanaşımı koşullarının oluştuğunu belirterek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Cevap veren davalılar, çekişmeli taşınmazların kendilerine ait tapu kaydı sınırları içerisinde olduğunu, davalıların kendi taşınmazlarında yarıcı olduklarını, hiçbir zaman asli zilyetliklerinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 16....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili " kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalarının tespitten önce ve sonra zilyetliğe dayanan tapu iptali ve tescil talebi olduğunu, bu nedenle de uyuşmazlığa TMK'da yazılı olan hükümlere göre bakılması gerektiğini, nitekim dilekçelerinde bildirdikleri Yargıtay kararında da bu yönde olduğunu, dava dilekçesinde de açıkça kadastronun kesinleştiği tarihten sonra da 20 yılı aşkın zamandır zilyetliğin devam ettiğinin açıkça belirtildiğini, tapulama tespitinden sonra ki devreye ait hukuki sebeplere dayanıldığında hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLER: Dava dilekçesi, cevap, taşınmazlara ait tutanak örnekleri ile tapu kayıtları, yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava,tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....