Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2) 02/02/1991 tarihli ve 1990/1 E. 1991/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi, dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusu olan davalıların bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava dilekçesi ile davacı temliken tescil talebinde bulunmuş ise de sonradan davasını ıslah ederek sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine dönüştürmüş olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 18.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı, imar sonucu Belediye adına tescil edilip satış ile 3. kişilere devredilen taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesi istemi ile dava açmış, ancak yargılama sırasında davasını sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat davasına dönüştürmüş olduğundan, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 03.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde alacak istemine ilişkindir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu böyle bir davada 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değer üzerinden hesaplanacağı kuşkusuzdur. Bilindiği üzere 492 Sayılı Harçlar Kanunu harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür....

          dayalı iddialarının da hiçbir yasal dayanağının bulunmadığı, öte yandan davacının taşınmazın rayiç bedeline ilişkin alacak talebi ile sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak talebinin aynı mahiyette olduğu, davacı yan lehine ise sebepsiz zenginleşme şartlarının gerçekleşmemiş bulunduğu ve bu taleplerin de zamanaşımına uğramış bulunduğu anılan tüm bu nedenlerle yerinde olmayan davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece, davanın kabulüne, 15.694,50 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Türk Borçlar Kanunu'nun 77. ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

              Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Davacının, taşınmaza yaptığını iddia ettiği iyileştirme giderlerini sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca davalılardan isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalı tarafın mal varlığına geçmiş olması gerekir. Somut olayda; davacı dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda oturmakta olup, taşınmaz davacının kullanımından çıkmamıştır....

                "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davada ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir....

                  Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıda yazılı neden dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava, tapu iptali ve tescil, alacak istemine ilişkindir. Davacılar, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazda iptalini istedikleri pay veya alacak miktarını açıklamamışlardır. Bu durumda mahkemece davacı tarafa dava konusu taşınmazda iptalini ve adlarına tescilini istedikleri pay veya alacak miktarının açıklattırılması, bu açıklama doğrultusunda talep edilen taşınmaz değeri veya alacak değeri üzerinden, davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir. Belirtilen bu husus gözetilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Öte yandan davanın ret sebebi aynı olduğundan davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir....

                    Bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacının itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü sürede açmadığı, davacının terditli alacak talebi hakkında yerel mahkemece ayrıca hüküm kurulmadığı, bu talebin gerekçeli kararda değerlendirilerek alacağın zamanaşımına uğradığının kabul edildiği, dava konusu senedin kambiyo vasfının olmaması nedeniyle TTK hükümlerine göre sebepsiz zenginleşmeye dayalı talepte bulunulamayacağı, genel hükümlere dayalı alacak talebinin de reddedilmesi ve buna göre hüküm kurulması gerektiği, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle, taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının reddine, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek, yeniden esas hakkında karar verilmesine, itirazın iptali davasının hak düşürücü süre nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, terditli olarak açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının da bono vasfını taşımayan senetten dolayı talepte bulunulamayacağından...

                      UYAP Entegrasyonu