WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre taşınmaz satışından dolayı ödenmeyen satış bedeli yönünden hem ipotek, hem de senet alındığı belirlidir. İpotek, bir kişisel alacağın teminat altına alınmasını amaçlayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir aynî haktır. Diğer mutlak haklar gibi ipotek de herkese karşı ileri sürülebilir ve rehinli alacaklıya öncelikle alacağını alma hakkı verir. 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu m. 881 hükmüne göre: “Hâlen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.” İpotek, şahsî bir alacağı güvence altına alma amacı taşıması nedeniyle alacağa bağlı bir haktır. Bununla birlikte, alacak ile ipotek arasında tek yönlü bir bağımlılık ilişkisi vardır. Yani, ipoteğin varlığı ve geçerliliği, güvencesini oluşturacağı alacağın varlığı ve geçerliliğine bağlı iken, alacağın varlığı ve geçerliliği, ipoteğin geçerli olarak kurulmuş olmasına bağlı değildir....

DELİLLER : Tapu kaydı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesine göre davacı adına tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan haciz ve ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut bilgilerden dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydında da davacı beyanına göre davalı bankalar lehine ipotek şerhleri bulunduğu sabittir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir, Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir....

Somut olaya gelince; davacı tarafından davalı Mehmet'e yönelik ön alım davası açıldıktan sonra yargılama devam ederken davaya konu pay üzerinde dava dışı T5 lehine ipotek tesis edildiğinin öğrenilmesi üzerine, 13/02/2017 tarihli beyan dilekçesi ile tapu iptal ve tescil talebi ile birlikte anılan ipoteğin de kaldırılması talebinde bulunularak dava kısmen ıslah edilmiştir. Bilindiği üzere ipoteğin fekkine dayalı taleplerde husumetin ipotek lehtarına yöneltilmesi gerekmektedir....

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2022 NUMARASI : 2021/87 ESAS, 2022/530 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı T3 AŞ....

Karara karşı, taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacılar ve birleşen davada davalılar vekilinin tüm, asıl davada davalı ve birleşen davada davacı banka vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Asıl dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit, ipoteğin fekki ve bir kısım davacılar için manevi tazminat istemidir. Birleşen dava ise; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline dayalı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....

    T3 vekili cevap dilekçesinde özetle ; haksız ve hukuki mesnedi bulunmayan davanın ipotek haklarına yönelik aleyhe talepler yönünden reddini, davacının dava dilekçesi ve eklerine karşı savunma hakkı saklı kalmak kaydıyla davacının ihtiyati tedbir talebinin reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

    Kat, No:18, Ataşehir/İstanbul." adresinde bulunan taşınmazın, 31.01.2015 tarihli "Gayrimenkul Satış Vaadi ve Borçlanma Sözleşmesi" ile Emay İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Anonim Şirketinden satın alındığını, sözleşmede, taşınmaz bedelinin 900.000- TL ödendiğini ve taşınmaza ait tapu devrinin 03.08.2018 tarihinde gerçekleştirildiğini, dava konusu ipoteğin ise, tapuya 26.05.2015 tarihinde satış sözleşmesi ve anahtar tesliminden sonra bilgi ve rızaları dışında tescil edildiğini, tapu devrinin gerçekleştirilmesinin ardından, ipotek alacaklısı Turkland Bank A.Ş. tarafından Kadıköy 16....

    Mahkememizce yapılan incelemede, davalı şirket ile davacı arasında yapılan satış sözleşmesi uyarınca dava konusu '' İstanbul ili Esenyurt ilçesi 382 ada 43 parselde kayıtlı H (Bozcada) blok, 163 nolu" bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıkları ve tapu kaydı doğrultusunda taşınmazın 09/12/2019 tarihinde tapu devrinin yapıldığı, hali hazırda taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, eldeki dava ile davacının taşınmaz üzerinde davalılara ait olan ipoteğin fekkini talep ettiği, davalılar tarafından dava konusu taşınmaz üzerine ipotek konulduğu ve ipotek borçlusunun davalı T8 Koza İnşaat San. ve Tic. A.Ş. olduğu, söz konusu ipoteğin davacı şirketin doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatı olarak tesis edildiği, ipotek lehtarı ve teminat altına alınan borçlu arasında imzalanan sözleşmenin ticari nitelikte olduğu, davacının taşınmazın kayden tapu maliki olmasının durumu değiştirmeyeceği ve uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği (Yargıtay 19....

    , davalı şirketin yine taşınmazın devir ve tescilini yapamadığını, bu defa İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, Çınar Mahallesi, 382 Ada, 43 Parsel, B Blok, Zemin Kat, 607 Bağımsız Bölüm müvekkiline vermeyi teklif ettiklerini, taraflar arasında 17/11/2015 tarihli sözleşmenin devamı olarak 21/09/2018 tarihinde Kozapark Akkoza Yatırım Amaçlı Dükkan Satım Sözleşmesi yaptıklarını, bu daireyi müvekkiline 16/05/2019 tarihinde devir ettiğini, davalı şirketin haberi ve bilgisi olmadan bankaya şirketlerinin kredi temini için satış vaadi sözleşmesi ile müvekkili adına kayıt ve tescil edilmesi gereken taşınmazın üzerine banka lehine ipotek tesis edildiğini, davalı şirketin alacakları tarafından müvekkili adına tescil edilmesi gereken taşınmazın kaydına haciz şerhinin konulduğunu, dava konusu İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, Çınar Mahallesi, 382 Ada, 43 Parselde kain B Blok, Zemin Kat, 607 No'lu bağımsız bölüm üzerinde bulunan ve davalıdan kaynaklanan tüm ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına, müvekkilinin...

    Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklısı ile ipotek borçlusu ve alacaklılarının işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....

    UYAP Entegrasyonu