Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Öncelikle eldeki davanın Tapu İptali ve Tescil olmadığı takdirde Sebepsiz Zenginleşme Nedenli Alacak istemli ve konulu terditli dava olduğunu, terditli davaların da sadece birden fazla ve birbirine alternatif talepleri içerir tek bir dava olduğunu, yerel mahkemenin eldeki terditli davada gerek tapu iptali ve tescil talebi gerekse sebepsiz zenginleşme nedenli alacak talebi yönünden vermiş olduğu kararların kaldırılması gerektiğini, davalılar adına kayıtlı taşınmazlarla ilgili kullanım kadastrosu çalışması 26/04/2010 tarihinde yapılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 3.7.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, alacak isteminin kısmen kabulüne dair verilen 6.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 11.7.2006 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.Mustafa Önal geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle tapu iptali ve tescil istemli davaların kayıt maliki aleyhine açılabileceği, dava tarihi itibariyle davalının kayıt maliki olmadığı tapu iptali ve tescil isteğinin reddinin bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğru olduğu, bağışın kayıtsız ve şartsız olduğu, koşullu olduğunun da davacı tarafça ispatlanamadığı gözetilerek bedel isteğinin de reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.20 .-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde alacak isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 02/07/2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, bedel iadesi KARAR Davacı vekili geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde dava tarihi itibariyle belirlenecek değerin hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece tapu iptali ve tescil davasının reddine, 03.10.2005 tarihli harici satış sözleşmesinden kaynaklanan 123,480 TL'nin davalı Sebahat Serbest'ten (Yalınız) tahsiline karar verilmiştir. Hüküm sadece Sebahat Serbest (Yalınız) vekili tarafından bedele yönelik olarak temyiz edildiğine, bedel uyuşmazlığı 03.10.2005 tarihli senetten kaynaklandığına göre; hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize ait değildir. Bu nedenle ve ilgisi bakımından dosyanın Yüksek Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, her ne kadar çek kambiyo vasfını kaybetmiş ise de davacı lehine yazılı delil başlangıcı olduğu, davacının çeki lehtarı değil cirantadan devralan yetkili hamili olduğu, dolayısıyla davacı ile davalı arasında bir temel ilişkinin bulunmadığı, bu nedenle davacının temel ilişkiye dayalı olarak çek bedelinin tahsilini talep edemeyeceği, bu durumda davacının TTK'nun 644. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak talepte bulunabileceği, bu halde davacının çekin zamanaşımına uğradığı gün itibarı ile elinde davalının elinde kalanı isteyebileceği, davalının borca itiraz ettiği, sebepsiz zenginleşmeye dayanan davacının davalının sebepsiz zenginleştiğini ve ayrıca bu zenginleşme nedeni ile elinde kalanın ne olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacının bu hususta hiçbir delil sunmadığı gerekçesiyle davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Mahkemece yapılan yargılama sonucu, 15.07.2008 tarihinde bankaya ibraz edilen çekin karşılıksız çıktığı, hamilin TTK.nun 730/14.bendi yollaması ile aynı yasanın 644.maddesine dayalı olarak keşideciye karşı bir yıllık sürede sebepsiz zenginleşmeye dayanarak dava açabileceği, bir yıllık süre dolmadan 13.06.2009 tarihinde takip yapıldığı, davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşmediği veya çek bedelini ödediği yönünde savunma ve delil sunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Zamanaşımına uğramış çeke dayalı olarak çek hamili kambiyo senedine dayalı müracaat hakkını kaybetmiş ise de TTK.nun 644.maddesi hükmüne göre sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideciden borcun ödenmesini isteyebilir...

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; " Tapu iptal ve tescil istemi kayıt malikine karşı açılması gerekmekte olup, dava konusu taşınmazın malikinin dava tarihi itibari ile davalı kooperatif olmadığı dava dışı üçüncü bir kişi olduğu anlaşılarak davanın tapu iptal ve tescil talebi bakımından pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, dava davacının ecrimisil talebi hususunda, davalı kooperatifin yüklenici olmadığı, taşınmaz maliki olduğu, bu sebeple taşınmaz devrinin resmi şekilde yapılması gerektiği, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu ve geçersiz sözleşme nedeniyle geç teslim nedenine dayalı kira kaybı talep edilemeyeceğinden reddine, harici satıma dayalı olarak yapılan ödemenin ise sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında istenebileceği kabul edilerek; "1- Davacının tapu iptali ve tescil talebi bakımından davanın REDDİNE, 2- Davacının tazminat talebi yönünden davanın KABULÜ ile, 80.000,00- TL'nin dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte...

              Bu nedenle davacılar tarafından dava konusu yere ilişkin açılan tapu iptal ve tescil kararının taraflara tebliğ edildiği,kararın 22/04/1999 tarihinde kesinleştiği,ancak tapuda kararın infaz edilmediği görülmekle,taşınmazın aynına ilişkin tapu iptal ve tescil hükmünün İİK 39/1.madde kapsamında zamanaşımına uğramadığı kabul edilmekle,davalıların aynı yer için kamulaştırmasız el atmaya yönelik açtıkları davada tapu iptal ve tescil kararı tapuda infaz edilmediğinden bahisle kamulaştırmasız el atma bedellerinin tamamının İski'den tahsili sonrası davalıların mahkeme kararı ile belirlenen tapu iptal ve tescile konu kesinleşen karardaki davacı hisse miktarlarına isabet eden kısım kadar sebepsiz zenginleştikleri kabul edilmelidir. Bu nedenle mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur....

              Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı davalarda ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini veya senet bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideciye aittir. Diğer bir deyişle keşideci, ancak bu ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği takdirde sorumluluktan kurtulabilir. Zira, hamilden temel ilişkiyi ve bu temel ilişkiden ötürü keşidecinin bir borcunun bulunmadığını ispat etmesi beklenemez. Bu nedenle keşidecinin, sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını ispat etmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu