Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ......
Dava, kadastro tepsinden sonra tapuda satın alınan payların adlarına tescili istemine ilişkindir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince talebin kadastro tespiti öncesine dayalı tapu iptali ve tescili istemi şeklinde yorumlamak suretiyle dairemize aidiyet kararı verilmiş ise de; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 2020/1 sayılı iş bölümü kararı ile 1. Hukuk Dairesi'nin görevine ilişkin düzenlemenin 1. maddesine göre "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olduğu açıklandıktan sonra hükmün istisnası olarak "Kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedenlere dayalı iptal ve tescili (KK m.12) istemli davalar ile mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16....
Çerkeş Tapu Müdürlüğünün 24.01.2023 tarihli yazı cevabında dava konusu 110 ada 28 parsel sayılı taşınmazın hükmen tescil işleminin Çerkeş Kadastro Mahkemesinin 1996/89- 2002/70 E-K sayılı mahkeme kararı ile yapıldığı bildirilmiştir. Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede; davacı taraf, her ne kadar davalarının kadastro öncesi sebebe değil, Çerkeş Kadastro Mahkemesinin 1996/89 E, 2002/70 K....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı tapu kaydına ve kadastro öncesi sebebe dayanarak genel kadastro sonucu davalılar adına oluşan tapu kaydının iptali ve tescili isteği ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Madde gereğince davacı tarafa açıklatılmamış ve davanın niteliğinin uygulama kadastro sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescil mi, tesis kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaza yönelik tescil mi, kadastro sonrası nedene dayalı tapu iptali ve tescil mi yoksa kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası mı olduğu kesin olarak belirlenmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacı tarafa davasını hangi hukuki nedenlere dayandırdığı HMK 31. Madde uyarınca açıklatılmalı, davanın niteliği belirlenmeli daha sonra mahallinde keşif yapılmak suretiyle taraf teşkili, dava şartları dikkate alınarak iddia ve savunma doğrultusunda tüm deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmelidir....
Temyiz Nedenleri Davacı vekili, taşınmazın tarafların babasından intikal ettiğini, davacının uzun yıllardır yurt dışında olması nedeniyle kadastro tespitinin hatalı yapıldığını Türkiye’ye döndükten sonra öğrendiğini, tarafların kardeş olması nedeniyle hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3....
Temyiz Nedenleri Davacı vekili, taşınmazın tarafların babasından intikal ettiğini, davacının uzun yıllardır yurt dışında olması nedeniyle kadastro tespitinin hatalı yapıldığını Türkiye’ye döndükten sonra öğrendiğini, tarafların kardeş olması nedeniyle hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Bayburt ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında komisyon incelemesi neticesinde dava konusu 320 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 37/3840 hissesinin ... adına tespitine karar verildiği, komisyon kararının 21.03.1975 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmaza yönelik davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra16.10.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 3....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, davacı dava dilekçesinde her ne kadar inançlı işlemde muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası demiş ise de davacının mülkiyet iddiasının kadastro tespiti öncesi nedene dayandığı, buna göre davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu 194 ada 151 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında tarla vasfı ile Resul Demiral adına tespit gördüğü, bu parsele kadastro mahkemesinde itiraz edildiği, çekişmeli parsele ilişkin Kadastro Mahkemesi kararının mahkemenin şerhine göre 07.10.2002 tarihinde kesinleştiği ve tapu kaydının oluştuğu, 18.12.2018 tarihinde ise taşınmazın davalıya satış ve birleşme ile devrolunduğu, davacının çekişmeli taşınmazın kadastro öncesinde kendi mülkiyetinde olduğu iddiasıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 12.01.2021 tarihinde dava açtığı,...
Kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davasına ilişkin ise, 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir. 3.3. Değerlendirme 3.3.1....