Dava; kadastrodan önceki hukuki sebeplere ve T.M.K’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesinde yazılı bulunan mülkiyet aktarımına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kadastro Kanunu 12.maddesindeki hak düşürücü süre geçmeden kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı açılan davada, dava öncelikle tapu malikine kayıt maliki ya da malikleri ölü ise mirasçılarına karşı açılmalıdır. Kayıt malikinin mirasçı bırakmadan ölmüş olması halinde TMK’nın 501. maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla dava ...’ye yöneltilerek açılır veya daha sonra bu durumun anlaşılması halinde anılan madde gereğince dava, ...’ye yöneltilir....
Bilindiği gibi, kadastro ve tapulama işlemlerinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıkların dava yolu ile giderilmesi olanağı vardır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun getirdiği itiraz ve dava açma sürelerini kadastro işlemi kesinleşmeden kullanmamış ya da kullanamamış olan hak sahiplerinin hakları, kadastroya dayanılarak oluşturulan tapu sicili ve sicile yapılan tescil nedeniyle hemen ortadan kalkmaz. Her ne kadar kesinleşen kadastro hak sahibi olarak tespit edilen kimse yararına bir hak karinesi oluştursa da bu karinenin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içerisinde açılacak dava ile çürütülmesi mümkündür. Anılan Kanunun 12/3 maddesi gereğince "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz."...
Somut olaya gelince; dosya içeriğine ve toplanan delillere göre çekişme konusu taşınmazın kadastro tespiti 01.12.1995 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 15.11.2012 tarihinde açılmıştır. Öte yandan, dava konusu taşınmazla ilgili kadastro tutanağı davacı lehine düzenlenmiş ve taşınmaz davacı adına tescil edilmiş ise de davalı ... tarafından on yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava konusu 110 ada 48 no'lu parselin ortak murisleri ...'tan kendilerine intikal etmiş olup onun ölümünden sonra mirasçılar arasında taksim edilmediği, buna rağmen bahsi geçen taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalı ... adına tespit ve tescil gördüğü iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında ... tarafından temliken tescile yönelik savunmada da bulunulmadığından, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayalı olarak davacı tarafından açılan temliken tescil davasının on yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakta olup bu husus mahkemece de re'sen gözetilmelidir....
ın dava dilekçesi içeriğine göre dava, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayalı, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup çekişmeli 672 ve 674 sayılı parsellerin kadastro tespitinin kesinleştiği 14.05.1981 tarihi ile davanın açıldığı 28.08.2014 tarihi arasında hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin 29.05.2019 tarihli ve 2016/9956 Esas, 2019/4065 K. sayılı kararıyla; “...davacı vakıf vekilinin dava dilekçesi içeriğine göre dava, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, çekişmeli 275 ada 2 sayılı parselin kadastro tespitinin kesinleştiği 03.09.1969 tarihi ile davanın açıldığı 26.02.2013 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiğine ve somut olayda, Kadastro Kanunu'nun ek-1. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen hak düşürücü sürenin istisnasını oluşturacak şekilde, dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair bir şerh bulunmadığına göre; Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi" gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. 3....
ün kimse tarafından tanınıp bilinmediğini ileri sürerek 126 parselde ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir. 2. Davacılar vekili 15.11.2007 ve 17.03.2008 havale tarihli dilekçelerinde, TMK 713/2 nci maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemli dava açtıklarını belirtmiştir. II. CEVAP Davalılar, dahili davalılar; tapu kayıt malikinin tanınan bilinen bir kişi olduğundan bahisle davanın reddini savunmuşlardır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemenin 31.12.2015 tarihli ilk kararında, "kadastro tespitinden önceki sebebe dayanıldığı ve 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği için davanın reddine" karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16....
Bu hükümle, kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılması on yıl süre ile sınırlandırılmıştır. Aynı yasanın 40. maddesinde ise, “Çalışma alanlarında, kadastroya başlanıldıktan sonra her türlü akit ve tescil işlemleri taşınmaz malların o andaki kadastro tespit durumu, kadastro müdürlüklerinden sorularak alınacak cevaba göre tapu siçil müdürlükleri tarafından yapılır ve kayıt örnekleri kadastro müdürlüğüne gönderilir.” hükmü öngörülmüştür. Somut olayda; dava konusu taşınmazların kadastro tespiti 27.10.1971 tarihinde yapılmış, dosyaya sunulan tapu kayıtlarına göre 31.12.1984 tarihinde kesinleşmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Davacı Hazine, dava dilekçesi ile çekişmeli 6 parsel sayılı taşınmaz hakkında Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan düzeltme işlemi nedeniyle, taşınmazda 6.049,44 metrekarelik miktar fazlası olduğunu ileri sürerek miktar fazlası olan kısım hakkında tapu iptal tescil davası açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 275 ada 2 parsel sayılı 2033.22 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle ... adına tespit ve 2248.00 metrekare yüzölçümü ile ... Camii ... vakfı adına tescil edilmiştir. Davacı ... vekili, tapu kaydı nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiş ve dava yoluyla adlarına tescil edilmiş olan aynı yer 275 ada 5 parsel sayılı 818.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiği ve eksikliğin 275 ada 2 parselden kaynaklandığı iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, Kastamonu İli, Merkez İlçesi, ......
Hukuk Dairesinin 14.10.2020 tarihli ve 2019/556 Esas, 2020/865 Karar sayılı kararı ile, davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 13.11.2012 ile kadastro tespitinin kesinleştiği 14.08.1997 tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....