Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadastro tespitinin 19.01.2004 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 29.04.2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle istinaf başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü ve 14 üncü maddeleri, 3. Değerlendirme 1....

    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      DELİLLER; Kadastro çalışmalarına ilişkin belgeler, tapu kayıt ve krokisi, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; İlk derece mahkemesince toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda; Dava; kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Davacı ..., kadastro sırasında doğru olarak kendisi ve davalılar adına tespit edilen taşınmazlardan kendi taşınmazı aleyhine olacak şekilde taşınmazların geometrik şekillerinin değiştiğini öne sürerek dava açmış olup, taşınmazının sınırlarının kadastro tespitindeki hale döndürülmesini istemiş olduğuna göre davanın; kadastro tespitine karşı önceki nedene dayalı dava olduğundan söz edilemez. Davanın açıklanan bu niteliği ve 8. Hukuk Dairesi'nin aidiyete ilişkin kararında da belirtildiği gibi uyuşmazlık, İmar Kanunu uygulamasından kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine yöneliktir. Davanın belirtilen niteliğine göre, verilen kararı inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu‘nun 30.01.2019 tarih, 2019/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Yargıtay 14....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, 1976 yılında yapılan kadastro tespitinden sonra, taşınmazın 23.11.1987 tarihli senetle satın alındığı iddiasına dayalı olarak açılan tespit sonrası satın alma nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalı Hazinenin dayandığı idari yoldan oluşan tapu kaydının kapsamında kaldığı, davacı tarafın dayanağı olan, dava konusu taşınmazın bir bölümünü kapsayan ve Hazinenin temliki ile oluşan önceki günlü tapu kaydının, sonra oluşan Hazine tapu kaydı nedeni ile hukuksal değerini yitirdiği, bu nedenle sonra oluşan tapu kaydına değer verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Kural olarak çifte tapunun söz konusu olduğu durumlarda önceki tarihli ve geçerli nedene dayalı tapu kaydına değer verilmesi zorunludur. Önceki tarihli tapu kaydı iptal edilmedikçe aynı yer hakkında idari yoldan oluşan tapu kaydı ile önceki tarihli tapu kaydı kendiliğinden iptal edilmiş sayılamaz....

            Davacı ..., dava konusu 106 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı olarak tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 16.08.1966 tarihinden davanın açıldığı 21.11.2013 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğine göre, davanın bu gerekçe ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibari ile yerinde olduğundan, hükmün gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2021 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Dava, kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kadastro ve tapulama işlemlerinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıkların mahkeme yolu ile giderilmesi imkanı vardır. Ancak, kadastro çalışmasının kesinleşmesinden önceki bir nedene dayanan hak sahibi, bu hakkını 10 yıl içinde ileri sürmelidir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi de "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmünü içermektedir. Somut olayda; dava konusu 195 ada 5 parsel sayılı taşınmaz, yapılan kadastro çalışmasında davalı ve müşterekleri adına tespit edilmiştir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu.....Köyü çalışma alanında bulunan 354 ada 5 parsel sayılı 165.995,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü oldukları belirtilerek, ... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine temsilcisi çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, askı ilan süresi geçtikten sonra asliye Hukuk Mahkemesinde kadastro tespitinden önceki hukuki nedenlere dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemi ile açılmıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tecil isteğine ilişkindir. Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, tereke miras bırakanın ölümü ile intikal edeceğinden ve terekenin açılmasıyla mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olacaklarından, bu tür isteklerde dava hakkı murisin ölümüyle ortaya çıkar. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasında da murisin ölüm tarihi büyük önem taşır....

                    UYAP Entegrasyonu