Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ:TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, hükmüne uyulan dairenin bozma kararında da değinildiği üzere 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesinden kaynaklanan uyuşmazlığa değil, kadastro tespit tarihinden sonraki tarihte mirasçılar arasındaki taksim ve ifraza dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin mülkiyet davasıdır. Kadastrodan önceki nedene dayanılmamıştır. Bozma ilamının ve davanın açıklanan bu niteliğine göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Temyiz Nedenleri Davacı vasisi vekili temyiz dilekçesinde, davacının düçar olduğu akıl hastalığı nedeniyle çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede yapılan kadastro tespit işleminden haberdar olmadığını, fiil ehliyeti bulunmayan davacı aleyhine hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğinden ibarettir. Kadastro sonucunda Ardahan ili, ... ilçesi, .... çalışma alanında bulunan 180 ada 11 parsel sayılı 261.715,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle Sınırlı Sorumlu ..... Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi adına tespit ve tescil edilmiş, ardından kök parselin ifraz edilmesi ve imar çalışması sonucunda çekişmeli 234 ada 61, 249 ada 1, 2, 3, 25, 26, 250 ada 1, 2 ve 17 parseller aynı kayıt maliki adına tapuya tescil edilmiştir. 3.2....

      ve arkadaşları, kadastro öncesi satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle 24.04.2015 tarihinde dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitinden önceki nedene dayanılarak açılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde; "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmüne yer verilmiştir....

        Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Kadastro kanunun 12/3. maddesinde; ''... tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlamalar ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunmaz ve dava açılamaz...'' hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece, davacının satış vaadine dayalı tapu iptal ve tescil istemi, kadastro öncesi nedene dayanmakla 10 yıllık hak düşürücü süre, dava tarihi itibariyle dolmuş olduğundan ret kararı verilmiştir. Davaya konu taşınmazda kadastro tespiti 08/07/1968 tarihinde yapılmıştır. Davacı ise 20/09/1968, 21/09/1968 ve 30/09/1968 tarihli noter senedlerine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiştir....

        Davacı taraf dava konusu parsel ile kendi murislerine ait 110 ada 36 parselin murisleri zamanında taşınmazların eşit şekilde kullanıldığı iddiasıyla 37 parselde 350,00 m2 lik kısmın kendi taşınmazlara eklenmesi iddiasıyla tapu iptali ve tescili davası açmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava kadastro tespitinden önceki nedene dayanılarak açılan tapu iptali ve tescili davasıdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre bu nitelikteki davalar kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık süre içinde açılabilir....

        Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tapu iptal ve tescil davası olduğunu, tapu iptal ve tescil davalarının konusu para veya para ile değerlendirilebilen davalar olduğundan nisbi harca tabi olduğunu, dava değerinin belirtilmediğini, bu nedenle harcı yatırılmayan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, 9 adet taşınmazın kadastro tespitinin 31.07.2008 tarihinde yapıldığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3....

        Şöyle ki; davacının maliki olduğu 103 ada 6 parsel sayılı taşınmazı 1994 yılında yapılan kadastro tespitinden sonra, 12.3.1996 tarihinde çapa dayalı olarak satın almış olduğu anlaşılmakta olup, kadastro tespitinden sonra taşınmazı çapa dayalı olarak satın alan kişinin, kadastro tespitinden önceki nedene dayanarak hak talep etmesi mümkün olmayıp, hakkının satın aldığı çapla sınırlıdır....

        10 yıllık hak düşürücü süreden sonra 23/03/2018 tarihinde kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına göre mahkemece tapu iptal ve tescil istemi yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde, yine Yargıtay 1....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU: TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 372 ada 45 parsel sayılı 9.152,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1580 sayılı Belediye Kanunu'nun 160. maddesi ve 11410 sayılı mezarlıklar nizamnamesinin 1. ve müteakip maddeleri gereğince mezarlık vasfıyla... Belediyesi adına tespit ve tescil edilmiştir.Davacı ... Ermeni Kilisesi Vakfı, 1936 Beyannamesi'ne ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kaydının iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Yeniköy Kuddipo ......

          Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, Kiğı Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/118 Esas sayılı dosyası incelendiğinde dava konusu parselin 60,43 m2'lik kısmının davalılar adına yolsuz tescil edildiğinin anlaşılacağını, bu davada dava konusu kısmın davacıların mirasbırakanının zilyetliğinde olduğunun tespit edildiğini böylece mülkiyet aidiyetinin Mahkeme kararı ile sabit olduğunu buna rağmen mevcut davanın kadastro öncesi hukuki nedene dayandığı ve hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddinin hukuka aykırı olduğunu, davalılar adına yolsuz tescilin kadastro tesis işlemi olarak ele alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi. 3....

            UYAP Entegrasyonu