"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 03.02.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 14.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/737 KARAR NO : 2023/584 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AKÇADAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2020 NUMARASI : 2018/183 2020/9 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece kesin hüküm olarak kabul edilen Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/484esas 2008/43karar sayılı kararda taraflar, bu davanın taraflarıyla aynı olmakla birlikte istem taşınmaza elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme; görülmekte olan davadaki istem ise, tapu iptali ve tescildir. Her iki davanın istemleri de farklı olduğundan kesin hüküm varlığından söz edilemez, ancak güçlü kanıt olarak kabul edilebilir. Bu nedenle, davanın kesin hüküm nedeniyle reddedilmesi doğru görülmemiştir. Davacı, TMK’nun 724. maddesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 3.731,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Recep Çetinkaya adına tespit ve 26.10.2000 tarihinde tescil edilmiş, daha sonra 05.03.2003 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi nedeniyle kayden ... oğlu ...'ya intikal etmiştir. Davacı ... kendi taşınmazına geçmek için kullandığı umumi yolun kadastro sırasında dava konusu taşınmaz içinde ölçüldüğünü ileri sürerek bu bölüme ait tapu kaydının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ölçüm bilirkişileri ... ve ...'...
Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde, temliken tescil talep edilen 21,25 m2'lik tecavüzlü alanın Mahkemesi'nin 1989/339 Esas, 1998/409 sayılı Kararı ile kal'ine karar verildiğini, kararın 10.02.2000 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmiş mahkeme kararı ile kal kararı verildikten sonra aynı yere ilişkin tapu iptali ve tescil davasının açılamayacağı, kesin hüküm nedeniyle davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ilk olarak, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Dairemizin, 28.03.2011 tarih,2011/2362-3897 E.K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir....
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak, sebepsiz zenginleşme nedeniyle talebin kabulü ve 1.000.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline maddi ve manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir. Hükmü taraf vekilleri temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda; davalı belediyeye ait olan taşınmaz, geçerli ve sahih bir Belediye Meclisi Kararı olmaksızın davacı adına tescil edilmiş, Belediye tarafından açılan tapu iptali ve tescili davası, mahkemece “yolsuz tescil” olması nedeniyle kabul edilerek, anılan karar 1.Hukuk Dairesince onanarak kesinlemiştir (17.05.2007 tarihinde)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.06.2013 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali tescil ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
iptali yönünden hem de müdahalenin meni davası yönünden ayrı ayrı mahkeme vekalet ücreti ve yargılama giderlerine mahkum edildiğini, mahkeme kararının bu yönüyle de hukuka aykırı olduğunu, davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, aksi durumda dahi tapu bedeli mahkeme veznesine depo edilmeden tapu iptal ve tescil kararı verilemeyeceğini belirterek İDM kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, davacı Tiçhan Buldu'nun davasının zamanaşımı ve esastan reddine, 5150 ada 1 parselde kayıtlı davalılar karşı davacılara ait taşınmaza ilişkin davacı karşı davalı Tiçhan Buldu tarafından yapılan müdahalenin men'i ile taşınmaz üzerinde davacı karşı davalı Tiçhan Buldu'ya ait muhtesatların kal'i (yıkılması) ile gayrimenkullerin müdahaleden arınmış hali ile müvekkilleri davalılar-karşı davacılara teslimine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla haksız işgalin başladığı tarihten dava tarihine kadar işlemiş ecrimisil bedelinin şimdilik 10.000 TL'sinin...
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, davalılar miras bırakanı ...’den aldığı borcun teminatı olmak üzere maliki olduğu 984 parsel sayılı taşınmazı 26.07.1999 tarihinde tapudan davalılar miras bırakanına devrettiğini, onun muvafakati ile üzerine iyiniyetle bina yaptığını ve borcunu ödediğini ileri sürerek, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi hükmü uyarınca temliken tescil istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, inanç sözleşmesinin ve taşınmazın teminat olarak davalılar devredildiğinin kanıtlanamadığı, temliken tescil koşullarının da gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı ..., kızı ile evli olan davacıya ileride torunlarına kalması koşuluyla inşaat yapmasına izin verildiğini, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. Davacı vekili, 25.06.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davaya konu taşınmazın yargılama sırasında bir başka kişiye satılması nedeniyle seçimlik hakkını kullanmış, taşınmazı devralmış olan ...'e karşı davaya devam etmiştir....