Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

I- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...’ın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine, çekişmeli 332 ada 58 parsel sayılı taşınmazın 21.07.2014 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 262,15 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacıya ait 332 ada 57 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tesciline ilişkin usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, II- Geçit hakkı tesisine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı ..., kullanmakta olduğu patika yol ve su arkına davalının haksız el atmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Davacının, dava dilekçesinde geçit hakkı tesis edilmesi yönünde bir talebi yoktur....

    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

      Türk Medeni Kanununun 748/3.maddesi uyarınca geçit haklarının tapu kütüğüne tescil edilmesi zorunlu olduğundan, geçit irtifakının tapulu taşınmazlar üzerinden kurulması gerekir. Mahkemece bu kural gözardı edilmek suretiyle, tapulama harici bir yerden geçit tesisi yasaya uygun düşmemiştir. Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Denilebilir ki, geçit hakkı istemine ilişkin davalarda davacının, dava konusu üzerinde tam bir tasarruf yetkisi bulunmamaktadır....

        Davacı, bu parselleri lehine geçit hakkı ve sulama suyu mecra hakkı tesisi için dava açmış, kesifte ise davasını yalnız 15 parsel sayılı taşınmazına geçit hakkı ve mecra hakkı tesisi şeklinde ıslah etmiştir. Mahkemece de davalıya ait 353 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı tesisine ve yine davalıya ait 10 sayılı parsel aleyhine mecra hakkı tesisine karar verilmiştir. Ancak kısa kararda ve gerekçeli kararda maddi hatta sonucu ada numarası 350 olarak yazılmıştır. Davalı ... Aynacı aleyhine geçit ve mecra hakkı tesisi istenen 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar zeminde bir bütün halinde kulanıldığından, her iki parsel bir bütün olarak değerlendirilerek, 10 no'lu parselin kuzeyinden doğudaki arka bağlantı sağlanacak şekilde mecra hakkı tesisine ve 11 no'lu parselin batısından ve güneyinden doğudaki genel yola ulaşımı sağlayacak şekilde geçit hakkı kurulmasına karar verildiği görülmüştür....

          Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

            Davacı dava dilekçesinde, geçit hakkı istemiş gibi beyanda bulunmuş ise de isteminin mahkemece tapu iptali ve yol olarak terkin şeklinde değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi gereği yollar, kamu malı niteliğinde olan ve herkesin kullanması gereken yerlerdendir. Kamu malı niteliğindeki yerler ya kadimden beri bu niteliktedir ya da tahsisle oluşur. Özel mülkiyete konu teşkil etmezler. Kamu malı niteliğindeki genel yollar haritasında gösterilmekle yetinilir. Somut olayda, keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ile tanık olarak dinlenen kadastro tespit bilirkişilerinin beyanlarından, davacının yol olarak iddia ettiği taşınmaz bölümünün davalı Hazineye ait olmadığı ve içerisinden kadimden beri kullanılan bir yolun geçtiği ispatlandığından mahkemece kabul kararı verilmesinde yasaya aykırılık yoktur....

              Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının geçit hakkını nereden istediğinin dava dilekçesinden anlaşılmadığını, geçit hakkı tesisi davasına konu taşınmazın yerinin tam ve kesin olarak belirtilmediği talep edilen yol güzergahının ölçekli krokisinin düzenlenmesi komşu parsellerle sınırlarının tam ve kesin olarak belirtilmesi halinde gerekli idari tahkikat yaptırılarak ayrıca beyanda bulunacaklarını, Medeni Kanunun 747.maddesinde belirtildiği üzere taşınmazlardan genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malikin tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanımasını isteyebileceği ancak bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanıldığını, zorunlu geçit hakkı iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir dendiğini, ayrıca geçit hakkının istenebilmesi için lehine geçit hakkı istenen ve üzerinden yol geçecek gayrimenkullerin tapuda kayıtlı olması tahsis edilecek yerin İmar...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEP : Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Bilindiği gibi bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Öte yandan, zorunlu geçit hakkı, mülkiyet hakkının kanundan doğan dolaylı bir sınırlaması olduğundan bu tür sınırlamalar ancak mülkiyet hakkına konu taşınmazlar için söz konusu olabilir. Taşınmaz mallarda mülkiyet hakkı, kural olarak o taşınmazın tapu siciline tescil edilmesi ile doğar....

              Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararıyla … parsel sayılı taşınmaz üzerinde geçit hakkı tesis edildiği, 1971 yılındaki tapulama çalışmaları sırasında zabıttaki geçit hakkının tapulama tutanağı ve kütüğüne geçirilmediği, … parsel sayılı taşınmazın malikinin tapu sicil müdürlüğüne başvurarak daha önce mahkeme kararıyla tesis olunan geçit hakkının yeniden tapu kayıtlarına işlenmesini istediği, bunun üzerine tapu sicil müdürlüğünce … ve … parsel sayılı taşınmazların tapu kütüklerine geçit hakkına ilişkin şerh düşülerek bu durumun dava konusu edilen 15.7.1993 tarih 4005 sayılı işlemle taraflara duyrulduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu olayda uyuşmazlık geçit hakkına ilişkin olarak tapu kütüğüne düşülen şerhin terkinine ilişkin bulunmaktadır. Bu durumda Medeni Kanunun 935....

                Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu