Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, davalının kayden malik olduğu çekişmeli 150 ada, 32 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer niteliği taşıyan taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, kıyı kenar çizgisi içinde kalan bölümün tapu kaydının iptali ile tapudan terkinine ve muhdesatın yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalı, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin iptali istemi ile idari yargı yerinde açtıkları dava sonucunun beklenmesi gerektiğini, çekişmeli bölümün kıyı kenar çizgisi içinde kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; çekişme konusu taşınmazın 28.11.1997 tarih 5/3 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca belirlenen kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Bilindiği üzere, 362l sayılı Kıyı Kanunu'nun "kıyı kenar çizgisini" belirleme yöntemine ilişkin 5 ve 9. maddelerinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekte olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında "kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin idari yargıya ait olduğuna; ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine" işaret edilmiştir. 3621 sayılı Kanun'un 5 ve 9. maddelerine göre de kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi zorunludur....

      UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi dahilinde kalıp kalmadığı, tapu iptali ve terkini ile bu nedenle oluşan zararın tazmini ile ecri misil taleplerine ilişkindir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacıya ait dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisini kapsamında kalması nedeniyle uğradığı zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini ve fiil el atma iddiasından kaynaklı tazminat ve ecri misil taleplerine ilişkindir....

      DELİLLER: Dava dilekçesi, savunma, taşınmaza ait tapu kayıt örneği, yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları ile diğer tüm bilgi ve belgeler GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı öne sürülen bölüm üzerinde bulunduğu bildirilen yapı nedeniyle müdahalenin meni, kal ve tescil istemlerine ilişkindir. Anayasanın 43 ve 3621 sayılı Kıyı Yasası'nın 5. maddesine göre kıyılar; Devlet'in hüküm ve tasarrufu altındadır, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır....

      1405 ada 9 parsel sayılı 1.282,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 19.09.2014 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen ve kıyı kenar çizgisi içinde kalan 164,44 metrekarelik bölümü haricinde kalan 1.118,54 metrekarelik bölümü için "... ve .... oğlu 12.12.1964 doğumlu ...'...

        Hukuk Dairesince “...Somut olayda jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre dava konusu parselin 180,21 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlendikten sonra bilirkişi kurulunca oluşurulan kıyı kenar çizgisine göre anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş, ancak İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi kurulu tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni açıklanmamıştır. Bu nedenle, İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile Mahkemece oluşturulan bilirkişi kurulunca 21.04.2015 havale tarihli raporda belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedenleri hakkında anılan raporu sunan bilirkişilerden bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, denetime açık ek rapor alınması gerekir....

          Hukuk Dairesince “...Somut olayda jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre dava konusu parselin 180,21 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlendikten sonra bilirkişi kurulunca oluşurulan kıyı kenar çizgisine göre anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş, ancak İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi kurulu tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni açıklanmamıştır. Bu nedenle, İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile Mahkemece oluşturulan bilirkişi kurulunca 21.04.2015 havale tarihli raporda belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedenleri hakkında anılan raporu sunan bilirkişilerden bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, denetime açık ek rapor alınması gerekir....

            Hukuk Dairesince “...Somut olayda jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre dava konusu parselin 180,21 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlendikten sonra bilirkişi kurulunca oluşurulan kıyı kenar çizgisine göre anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş, ancak İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi kurulu tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni açıklanmamıştır. Bu nedenle, İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile Mahkemece oluşturulan bilirkişi kurulunca 21.04.2015 havale tarihli raporda belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedenleri hakkında anılan raporu sunan bilirkişilerden bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, denetime açık ek rapor alınması gerekir....

              Hükme esas alınan bilirkişi raporunda uygulanan kıyı kenar çizgisinin hangi idare tarafından, hangi yasa uyarınca, hangi yönteme uygun olarak, hangi tarihte yapılan çalışma sonucu oluştuğu, bu çalışmanın ne şekilde kesinleştiği ilgili idareden sorularak varsa kesinleşmeye ve çalışmalara esas belgelerin onaylı örneklerinin dosya içine getirtilmesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü bendinde yer alan ‘’Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur.’’Aynı kanunun kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ‘Komisyonca tespit edilip valiliğin uygun görüşü ile birlikte gönderilen kıyı kenar çizgisi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylandıktan sonra yürürlüğe girer.’ hükümleri uyarınca idarece belirlenmiş ve onaylı kıyı kenar çizgisi ya da mahkemece hükmen kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi bulunup bulunmadığı araştırılarak kesinleşmiş...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Terkin Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı Hazine vekili, davaya konu 101 ada 494 parselin 18,40 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını açıklayarak, taşınmazın bu bölümüne ilişkin tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, vekil edeninin, dava konusu taşınmazı 1977 tarihli tarihli köy satış senedi ile aldığını ve 2007 yılında da taşınmazın tapulamasının yapıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu