"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan cebri tescil davasında hata nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, aynı nedenle diğer bir kısım davacılar tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu verilen hüküm 14.Hukuk Dairesince bozulmuştur.Davanın açıklanan bu nitegine göre temyiz itirazlarının incelenmesi Daireye ait olmayıp, Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına aittir. Ne varki anılan Dairecede görevsizlik kararı verildiğinden Daireler arasında çıkan uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmek üzere dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 17.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm kadastro öncesi nedenlerle ve tapu kaydına dayanılarak genel kadastro sonucu mera olarak sınırlandırılmış taşınmaza yönelik tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı ... bölümü kararı gereğince Yargıtay 16. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.11.2012 (Pzt.)...
Davacı vekili dava dilekçesinde tapunun iptaline ilişkin Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/162 esas 2002/220 karar sayılı dosyasının usulsüz olarak kesinleştirildiğini ve müvekkili açısından hükmün kesinleşmediğini belirtilerek tazminat talebinde bulunmuş olup, mahkemece söz konusu tapu iptal dosyası dosya içerisine alınmadan ve davacı vekilinin talebi değerlendirilmeden doğrudan zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin eski hale getirme talebi eldeki tazminat davası ile birlikte görülmesi mümkün olmadığından tapu iptal dosyasında ayrıca değerlendirilmeli ve sonucu bu dosya yönünden bekletici mesele yapılmalıdır....
Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/134 Esas 2008/410 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın tamamının tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, kararın 13.05.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Ankara 15....
Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazların arazi niteliğinde oldukları hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 2014 yılı resmî rakamları esas alınarak yapılan değerlendirme sonucu bulunan değerin tapu iptal kararın kesinleştiği 2008 yılına endekslemek sureti ile bulunan değere göre hüküm kurulması doğru değildir....
Mahkemece; tapu kayıtlarının bedelsiz iptal edilemeyeceği, tapusu iptal edilen taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedileceği, ancak tapu iptali ve tescil davasında hüküm altına alanın yargılama giderlerinin tazminat olarak istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 44.171.82.-TL tazminat bedelinden 4.990,00.-TL'sinin dava tarihinden, 39.181,82.TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararıyla … parsel üzerinde … parsel lehine tesis edilen geçit hakkının o tarihte zabıt kayıtlarına işlendiği ancak 1971 yılında yapılan Tapulama sonrası tapu kütüğüne tescil edilmediği, … parsel malikinin tapu tespitine karşı tapulama Kanunu uyarınca itiraz etmediği gibi 10 yıl içinde davada açmadığı, dolayısıyla 1971 yılında tapu kütüğüne işlenmemiş bir hakkın 1950 tarihli mahkeme kararına dayanılarak ilgilisinin onayı olmaksızın 1993 yılında tescil edilmesi olanağının olmadığı, söz konusu yanlışlığın maddi hata kapsamına girmediği, ilgililerin öğrenmelerinden sonra ortaya çıktığı ve onayları bulunmadığı için idarenin re'sen düzeltme yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir....