WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında açılan tapu iptal ve tescil istekli davaların dinlenmesine olanak yoktur. Ancak bu ilke üçüncü kişilere karşı açılacak davalar için geçerli olup, mirasçılar arasında görülen davada miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinde aykırı bir yön bulunmamaktadır. Somut olayda, davacıların kendileri gibi mirasçı konumunda olan davalıya husumet yöneltmek suretiyle miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemli dava açtıkları, mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile saptandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Davacı Hazine, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığından bahisle açtığı Kadastro Mahkemesinin 1979/91 esas sayılı davada, anılan mahkemece tespite itiraz edilmemiş sayılmasına karar verildiğini belirterek öncelikle aynı nedenle eldeki davanın açıldığını, ayrıca temyiz dilekçesinde de kadastro öncesi hazineye ait tapu kayıtlarının yerinde uygulanmadığını ileri sürmüştür. Öte yandan, müdahil davacılar ise kadastro öncesi zilyetlik hakkına dayanarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlar, bu yöne ilişkin mahkemece verilen kararı temyiz etmişlerdir. O halde iddianın ileri sürülüş biçimine göre somut olayda öncelikle davacı hazinenin dayandığı tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uygulanması gerekmektedir....

      da kapsayan yeni imar uygulaması yapılmasına karar verildiği görülmekle, geri dönüşüm işlemlerinin yapılıp yapılmadığı ile bu uygulamanın sicile yansıtılıp yansıtılmadığının ve iptal edilip edilmediğinin sorulması, yansıtılmış ise tedavüllü tapu kayıtlarının (geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir şekilde tapu kütük sayfalarının), ilgili belediye ve tapu müdürlüklerinden istenerek getirtilmesi, evraka eklenmesi, daha sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 13.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Taşınmazların tapu iptali ile Hazine adına tescili mahkemeden istenir." denildiğini belirterek 16 no’lu bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir . Davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 16 nolu bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş, Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

          Bilindiği gibi, tescil isteği iptali kapsar ancak, iptal isteği tescili kapsamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, tapu kaydına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ilkesi ile bağdaşmaz....

            Mahkemece; 50 ve 235 sayılı taşınmazların 2510 sayılı iskan yasası uyarınca tapuya tescil edildikleri, iskan tapularınındaki düzeltmelerin iskan tahsis kararları esas alınarak yapılması gerektiği, tapu kayıtları iskan tahsis kararı ve kayıtlarına uygun olarak düzenlediğinden iskana ilişkin tahsis kararı idari yargı yerinde iptal edilmeden tapu kaydının düzeltilemeyeceği, ilgilinin tahsis kararını idari yargı yerinde iptal ettirdikten sonra Medeni Yasanın 1027.maddesi uyarınca tapu sicil müdürlüğünden düzeltmeyi istemesi gerektiği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu yönünden reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olarak açılan davada Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Pendik 1. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tesci talebine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın evlilik birliği içinde edinilen mallardan kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası olduğu, bu nedenle de aile mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın evlilik birliği içinde edinilen taşınmazların boşanma davası açılınca muvazaalı olarak davalılara satılmak suretiyle devredildiği iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu, bu haliyle Aile Mahkemelerinin görev alanına girmediğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                Dosya kapsamından 459 parselin 1969 yılında yapılan tapulama çalışmasında, tapu kayıtları uygulanarak davacılar adına tespit ve tescil edildiği, 937 parselin tapulama ile 1969 yılında davacılar adına tescil edilen 456 parselden geldiği, 915 parselin ise 1999 yılında komisyon kararı ile davacılar adına tespit edildiği, taşınmazların tapu kaydına 2007 yılında " ... tahdidi sınırları içinde kalmıştır "şerhi konulduğu, ... tarafından 915 parsel sayılı taşınmaz hakkında tahdide dayalı tapu iptal davası açıldığı, ... 2. Asliye Hukuk mahkemesinde görülen 2013/227 Esas sayılı bu davada taşınmazın tahdit içinde kalan bir kısmının tapusunun iptali ile ... olarak ... adına tesciline karar verildiği ve bu kararın .../11/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....

                  -TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, tespit edilecek bedele, ıslah edilen bedele tapu iptal davasının kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece ana dosya bakımından davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 509.603,98.-TL maddi tazminatın tapu iptal tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dosya bakımından, davanın kabulü ile 112.754,02.-TL maddi tazminatın tapu iptal tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir....

                    Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararları, İdari Yargıda verilen iptal kararlarından farklı bir özelliğe sahiptir. İdari Yargıda asıl olan iptal kararlarının geriye yürümesi yani iptal edilen idari işlemin doğduğu andan itibaren yok sayılması esas alınmasına karşın, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümemesi asıldır. Bu bakımdan İdari Yargıdaki iptal kararları beyan edici, açıklayıcı nitelikte olduğu halde Türk Anayasa Yargısındaki iptal kararları genelde kurucu (inşai-yenilik doğurucu) niteliktedir. Türk Anayasa sisteminde benimsenen iptal kararının geriye yürümezliği kuralının getiriliş amacı, kazanılmış hakları ve hukuksal güvenliği ortadan kaldırıcı ya da toplumun ... anlayışını zedeleyici sonuçlar doğurmasından kaygı duyulmasını önlemek, Devlete olan güven duygularını sarsmamak, Devlet yaşamında hukuk kargaşasına neden olmamak, hukuk güvenliğini ve istikrarını sağlamak olarak özetlenebilir....

                      UYAP Entegrasyonu