Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşmiş ilamı ile orman olarak Hazine adına tescil edilen ve 2896 sayılı Yasaya göre 2/B'ye çıkarılan XI parseli dışında kalan kısımların P.XVII parseli olarak 3302 sayılı yasaya göre 2/B'ye çıkarma işlemine karşı açılan iptal davası ve birleşen 6292 sayılı Yasanın 11/10 maddesine göre yapılan çalışmaya karşı açılan iptal davalarıdır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Asıl dosya (2014/82 Esas) davacısı Orman Genel Müdürlüğü, dava konusu 1434 nolu parselde 30. Madde uygulamasıyla orman dışına çıkarılan P.XXVII 2/B parselinin 1982 hava fotoğraflarında yer yer ağaçların bulunduğu ve ormanın bütünlüğü oluşturduğu gerekçesiyle 2/B'ye çıkarma işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olaya gelince ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında kök parsel hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün oluşturulduğu, ifrazlar ve satış yoluyla çekişmeli taşınmazların davacıya geçtiği bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında mahkemenin Orman Yönetiminin talebini aşar şekilde taşınmazın tahdit dışında kalan ve Akdeniz denizi içinde kalan bir kısmının da tapusu iptal edildiğinden, bu bölümler yönünden de davacının oluşan zararının giderilmesi gerektiğinden mahkmece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının zararı, ... .......
nın 1024.(932.) maddesi gereğince yolsuz tescil niteliğinde olduğu, Anayasanın 169 ve 170. maddelerindeki 2924 Sayılı Yasada ve 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları ve nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin özel yasalarına tabii olduğu, H.G.K'nun 24.03.1999 ... 1999/1-170-167 ve 21.02.1990 ... 1989/1-700-101 kararlarında belirtildiği gibi, aslında özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar her nasılsa tapuya tescil edilmiş olsa bile, bu durum taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden tescil işlemi yok hükmünde olup, bu tür taşınmazlar hakkında M.Y.'...
Mahkemece davacıların tapu kaydındaki eksikliğin fen bilirkişisinin 27.3.2003 günlü ek raporuna ekli haritada (D) işaretli yer olduğu ve bu kesim hakkında da kadastro tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle görevsizliğe, 269 parsel hakkında da hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davanın açıklanış biçimine göre, bu davanın 115 ada 269 parsel hakkında olmayıp bu parsele uygulanan tapu kaydı kapsamında kalan komşu taşınmazlara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Fen Bilirkişisi Osman'ın 27.3.2003 tarihli raporunda (D) işaretli yerin 269 parsel içinde mi yoksa bu parselin doğusunda kalan orman parseli içinde mi kaldığı ve orman parseli hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği ya da 3402 sayılı Yasanın 22/son maddesi uyarınca işlem yapılıp yapılmadığı açıklanmamıştır....
nın 1024.(932.) maddesi gereğince yolsuz tescil niteliğinde olduğu" Anayasanın 169 ve 170. maddelerindeki 2924 Sayılı Yasada ve 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları ve nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerler özel yasalarına tabi olduğu, H.G.K'nun 24.03.1999 gün 1999/1-170-167 ve 21.02.1990 gün 1989/1-700-101 kararlarında belirtildiği gibi, aslında özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar her nasılsa tapuya tescil edilmiş olsa bile, bu durum taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden tescil işlemi yok hükmünde olacağı, bu tür taşınmazlar hakkında M.Y.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak mirasbırakanları ... ...’ın kız çocuklarından mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak maliki olduğu 107 ada, 5, 6 ve 12 parsel ile 103 ada, 8 parsel sayılı taşınmazları tek erkek çocuğu olan davalı ...’a devrini sağlamak amacıyla kayınpederi olan ... ...’a tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, emanetçi olan ... ...’ın kısa bir süre sonra anılan taşınmazları davalı ...’e devrini sağladığını, davalı ...’in çekişmeli taşınmazlardan 103 ada, 8 parseli, temliklerin muvazaalı olduğunu bilen diğer davalı ... oğlu ...’a satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, öte yandan 124 ada, 2 parsel sayılı taşınmazı da bedelini ödemek suretiyle davalı oğlu adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının miras payları oranında iptal ve tesciline olmadığı takdirde, bedelin tazmini ve /veya tenkise karar verilmesini istemişlerdir....
Davacının satın alma yoluyla malik olduğu arsa niteliğindeki taşınmazın orman tahdit haritası içinde kalması halinde tapu malikinin mülkiyet hakkının kısıtlanacağı kuşkusuzdur. Bu durumda davacının kayden maliki olduğu taşınmazın orman sınırları içinde kalan kesiminin tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile Hazine adına tescili ve tazminat istemiyle dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ne var ki; mahkemece çekişmeli taşınmazın orman tahdit haritası içinde kalıp kalmadığı yönünde orman bilirkişiden rapor alınmamış, yine davacının tapunun iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkin isteği hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmadan tazminata hükmedilmiştir....
Davanın bu şekilde nitelendirilmesine göre mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkeme davayı tazminat davası olarak nitelendirmiş ise de, davacılar duruşmada alınan imzalı beyanlarında, davanın ilk önce tapu iptali tescil davası olarak görülmesini, yerin orman olduğu kesinleştiği takdirde tazminat istemlerinin değerlendirilmesini istemişlerdir. Mahkemece bu yönden bir araştırma yapılmamış, yörede orman kadastrosunun ne zaman yapıldığı, taşınmazın orman olup olmadığı, orman değilse davacıların tutunduğu tapu kapsamında kalıp kalmadığı incelenmemiştir....
hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir....
sınırları dışında kalan bölümün önceden olduğu gibi davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yeniden davalı adına tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı, bu nedenle Orman Yönetimi sadece 7 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kalan bölümü için davaya katıldığından, öncelikle orman kadastrosuna ilişkin tüm tutanak ve haritaların getirtilmesi, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ... memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması ve bilirkişilere uygulamayı gösteren kroki düzenlettirilmesi" gereğine değinilmiştir....