ödemenin gerçek zararın altında olduğu, fazla bir ödeme söz konusu olmadığı, bu nedenle yapılan 14.944,21 TL tutarındaki ödemenin tamamının rücuen talep edebileceği, çocuk ... yönünden; Nihai destek zararının 25.461,84 TL olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından ise 21.684,28 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin gerçek zararın altında olduğu, fazla bir ödeme söz konusu olmadığı, bu nedenle yapılan 21.684,28 TL tutarındaki ödemenin tamamının rücuen talep edilebileceği, Anne ... yönünden; Nihai destek zarının 43.326,15 TL olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından ise 15.415,56 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin gerçek zararın altında olduğu, fazla bir ödeme söz konusu olmadığı, bu nedenle yapılan 15.415,56 TL tutarındaki ödemenin tamamının rücuen talep edilebileceği, Destekten yoksun kalma zararlarına ilişkin olarak yapılan ve bu gerekçe ile rücuen talep edilebilecek toplam tutar ise; Eş ...... yönünden: 121.513,42 TL+Çocuk ......yönünden : 7.409,53 TL+Çocuk ...... yönünden: 14.944,21...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2020/122 Esas KARAR NO:2021/324 DAVA:Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ :18/02/2020 KARAR TARİHİ:14/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 18/02/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkili ......
Mahkemece;taraflar arasındaki uyuşmazlığın kiracının elektrik borcunun ödenmemesi nedeniyle yapılan ödeme nedeniyle rücuen tahsili talebinden kaynaklanmış ise de; taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin 15/08/2004 tarihinde sona erdiği ve kiranın uzatımına ilişkin her hangi bir belge ibraz edilmediği gibi ,kira süresinin kendiliğinden yenilendiği ve kiracının 2004 yılının 10. ayına ilişkin fatura döneminde kiracılık sıfatının devam ettiğine yönelik her hangi bir delilin de ibraz edilmediği,bu kapsamda davalının davaya konu edilen elektrik borcundan sorumlu olduğunun ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava;davaya konu edilen adresteki elektrik tüketiminden kaynaklı alacağın davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak abonelik sözleşmelerinde kullanılan elektrik tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur....
alacağının 724,20- TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle; 1- Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, A)Davacı kurumun bağlanan sürekli iş göremezlik gelirinin peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak isteminin reddine, B)Davacı kurumun tedavi giderinden kaynaklı alacak isteminin kabulüne, Davalının % 10,79 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan yapılan tedavi masraflardan kaynaklı isteyebileceği alacağının 724,20 TL olduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak; Kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin sarf ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2- Gider avansından artan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine...
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın davalılar vekili tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur....
İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK'nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TERKİN, TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali, terkin ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Tapu Müdürlüğü ve davalı ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.10.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davacılar ... 5. Bölge Tapu Müdürlüğüne izafeten ......
İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK'nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür....
İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK'nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür....