Genel kurala aykırı olarak davalının kusur oranı belirlenmeden, zararın tamamından sorumlu tutulması doğru değildir. Şu durumda; dava konusu olaydaki kusur durumu konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle davalının, 818 sayılı BK'nun 50. maddesi (6098 sayılı TBK'nun 62) uyarınca kusur oranına göre sorumlu tutulması gerekirken, eksik tahkikata dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4-383 E., 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4-349 E. 2010/318 K sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; Tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK m. 1007 anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir....
M.K.nun 1007 nci maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır. ./. -2- Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Anılan ilke 27.3.1957 tarih ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile benimsenmiş, Borçlar Kanununun 55. maddesindeki sorumluluğun kusura dayanmadığı 22.6.1966 tarih 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile de tekrarlanmıştır. Adam çalıştıran (somut olayda devlet) objektif özen eksikliğinin doğurduğu zarardan sorumludur....
Öte yandan bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş,bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış,iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş,değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarakta tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur.Belirtilen ilke M.K.nun 1023.maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1.fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tesçile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür....
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 23/06/2015 tarihli dilekçesi ile; müvekkiline ait olan ...ili, ...köyü, ... mevkii 108 ada 14 sayılı parselin tapulu yeri olduğu halde, orman olduğu gerekçesiyle açılan dava sonucunda tapu kaydının tamamının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescil edildiğini, TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicillerinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10000,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmişlerdir....
nin sigorta limitindeki değerin garameten taksimi sonucu oluşan miktarından sorumlu tutulması, bu değerin üstündeki miktarın davalı ... Ltd. Şti'den 12.12.2007 ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, davalı ... hakkındaki dava atiye bırakılmış olduğundan bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... Sigorta A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... Sigorta A.Ş vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2. Dava kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat isteğine ilişkindir....
-KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacı, 2199 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı iken malikin ismi çizilerek davalı ... adına satış yoluyla tescilinin yapıldığını, tapu kütüğünde yazılı 506 ve 926 yevmiyeli numaralı işlemlerin çekişme konusu satış işlemine ilişkin olmadığını, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek satış işlemi ile davalı ... adına olan tapu kaydının iptalini istemiştir.Davalı, işlemin gerçek satış olduğunu, 1984 yılından bu yana taşınmazı kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Tapu Sicili Tüzüğünde öngörülen usuli işlemlerin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....
MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı rücuen tazminat talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 25.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
MAHKEMESİ Uyuşmazlık, Türk Ticaret Kanununun 1301.maddesinden kaynaklı rücuen tazminat talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 25.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....