Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 08.12.2016 tarihli ve 2015/5633 E., 2016/11877 K. sayılı kararı ile; “…Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”....

    Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince açılan tazminat istemine ilişkindir. Mülkiyet hakkı Anayasanın 35. Maddesi ve bu maddeye uygun olarak çıkarılan yasalarla korunduğu gibi, 5170 sayılı Yasa ile değişik Anayasanın 90. maddesi ile kanun hükmünde olduğu kabul edilen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Numaralı Protokolün 1. Maddesiyle de güvence altına alınmıştır....

      İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tazminat isteğinin temelini oluşturan tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 23/05/1983 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığına göre, mahkemece ... yönünden açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararlardan Devlet sorumlu olup, davalı ...’e herhangi bir haksız fiil isnat edilmeden, davalı ...’e karşı, tapu sicilinde yapılan yanlışlık ve TMK’nın 1007. maddesi dayanak gösterilerek açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, ...’in zamanaşımı itirazı da bulunmadığı halde ... hakkındaki davanın yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi, bundan başka; 4721 sayılı TMK’nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007....

        Şöyle ki; Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğunun, nitelik itibarıyla kusursuz sorumluluk olduğu hususu gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanıksız olarak tutulmuş olan kayıtlar nedeniyle doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan, tapu kütüğünün oluşumu aşamalarında kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün oluşturduğu kuşkusuzdur. TMK’nın 1007. maddesinde kabul edilip sorumluluğun doğabilmesi için ilk şart, Tapu Sicil Tüzüğü'nün 7. maddesinde sayılan ana ve yardımcı sicillerin Devlet tarafından tutulması için gerekli bir eylem veya işlemin bulunmasıdır....

          Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

          Mahkemece, kadastro çalışmaları sırasındaki hatalı işlemlerin tapu sicili tutma kavramı içinde değerlendirilemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, kadastro tespiti sonucunda üçüncü kişi adına tespit görüp kesinleşen ve tapuya kaydedilen taşınmazı, tapu siciline güvenerek satın aldığını, daha sonra Hazine'nin açtığı tapu iptali ve tescil davası sonunda tapusunun iptal edildiğini belirterek uğradığı maddi zararın tazminini istemiştir. Davacı, davasını tapu sicilinin tutulmasından doğan zarardan devletin özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluğunu düzenleyen ayrık nitelikteki TMK'nın 1007. maddesine dayandırmıştır. Bu maddeye göre Hazine'nin sorumlu tutulabilmesi için zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanmış olması gerekir. Oysa, dava konusu zarara neden olan hatalı tespit, kadastro çalışmaları sırasında oluşmuştur. Taşınmaz, nitelik ve zilyetlik koşulu gerçekleşmeden üçüncü kişi adına tespit görmüştür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 18.06.2013 gün ve 2013/9991 Esas - 2013/12815 Karar sayılı ilama karşı davacı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar dairemizce bozulmuş, bu karara karşı davacı vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 14.05.2013 gün ve 2013/4012 Esas - 2013/9492 Karar sayılı ilama karşı davacı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine dairemizce bozulmuş , bu karara karşı davacılar vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 14.05.2013 gün ve 2013/3767 Esas - 2013/9496 Karar sayılı ilama karşı davacı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin tamyizi üzerine dairemizce bozulmuş, bu karara karşı davacı vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....

                  DAVA: Tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle TMK'nı 1007 maddesi uyarınca tazminat talebine ilişkindir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dosya kapsamından, dava konusu Kocaeli ili, Körfez ilçesi, Şemsettin köyü 168 parsel sayılı 7220 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı tarafından 2014 yılında satınalma yoluyla iktisap edildiği, davacı tarafından taşınmazın yüzölçümün hatalı olduğu, taşınmazın gerçek yüzölçümünün daha küçük olduğu gerekçesiyle tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle TMK'nı 1007 maddesi uyarınca eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz tapu kaydında; Kocaeli ili, Körfez ilçesi, Şemsettin köyünde kayıtlı bulunmaktadır. 4721 sayılı TMK.'nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi "Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder....

                  UYAP Entegrasyonu